“Dolmabahçe’deki mutabakat değildi”

“Dolmabahçe’deki mutabakat değildi”
HDP’li Demirtaş’ın, “Dolmabahçe açıklamasını Erdoğan biliyordu, irtibat halindeydiler” iddiasına Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “Külliyen yalan. O gün hiçbir irtibatımız olmadı. Bunlar, o kadar çok yalan söylüyorlar ki” diye yanıt verdi

Dolmabahçe polemiği

Akdoğan, Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili olarak, “Buna bir mutabakat değil, belki sonucu silah bırakma olan, süreçte bir irade beyanı veya bu çerçevede yol yürüme iradesi denebilir” dedi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Çözüm Süreci’nin düşmanları olarak adlandırabileceğimiz statüko cephesi bu son seçimden önce HDP’yi bir proje olarak kullandı,Yani HDP, Çözüm Süreci’nin düşmanları olan ve kendi varlığına da karşı olan statüko cephesine kendisini de kullandırtmış oldu” dedi.  HDP Eş Genel Başkanı Selahatin Demirtaş’ın, “Bizim çok hızlı, derhal çatışmasızlık koşullarını ve yeniden müzakere şartlarını oluşturmamız gerekiyor”  açıklamasına ilişkin Akdoğan, “Güveni tamamen yıktılar. Son dönemde yaptıkları var olan güveni tamamen havaya uçurdu. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bu aktörlerle bu kadar alavere dalavere yapan sürece ihanet eden aktörlerle bu sürecin nasıl devam ettirileceği bu bir muammadır. Bu yüzden bunlar güveni yıkmıştır, sarsmıştır” dedi. Akdoğan, Dolmabahçe açıklamasıyla ilgili, “O gün her ayrıntıyı Cumhurbaşkanı biliyordu, sürekli irtibat halindeydiler” denildiğini belirterek, “Bu, külliyen yalan bir durum” diye konuştu.

Çağrıyı okudular

Akdoğan, Demirtaş’ın, Çözüm Süreci konusunda, Erdoğan’ı hedef alan açıklamalarına dair, şu değerlendirmelerde bulundu:  “Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili yalan yanlış birçok ifadede bulunuyor Sayın Demirtaş ve HDP yetkilileri. ’İlk gün Dolmabahçe’ye olumlu bakıyordu. Sonradan karşı çıktı’falan diyor. Peki, Sayın Cumhurbaşkanımız niçin tepki gösterdi? Madem olumluydu, niçin olumsuz bir tepki gösterdi, bunu kendilerine de sormaları lazım. Öncelikle şunu söyleyebiliriz. Terör örgütü, HDP, Öcalan’ın silahları bırakma çağrısına hep ayak diremiştir ve Öcalan’ın şubat başında verdiği ’Silahları bırakmak için kongre toplayın’çağrısını üç hafta geciktirmiştir. Öcalan sözlü, yazılı, imzalı her türlü mesajını vermiştir, ancak HDP bunu açıklamaktan imtina etmiştir. Şimdi burada tabii Dolmabahçe’de okunan ortak bir metin veya bir mutabakat bildirisi falan değildi. Onlar, Öcalan’ın çağrısını okudular. Ben de hükümetin duruşunu orada ifade ettim” dedi. Akdoğan, “Buna bir mutabakat değil, belki sonucu silah bırakma olan, süreçte bir irade beyanı veya bir bu çerçevede yol yürüme iradesi denebilir. Ortada muhtevası kabul edilmiş maddeler yoktu. Siyaset kurumunun tartışması gereken kavramlar vardı. Şimdi onların ayrı bir literatürü, jargonu var. Bizim farklı bir dilimiz var. Yani diyelim ki ’ateşkes’diyorlar veya işte ’önder Apo’ diyorlar, farklı farklı, bir takım ifadeler kullanıyorlar. Bunları, bizim bulunduğumuz yerde kullanamazlar. Çünkü Hükümet üyeleri olarak biz orada bulunuyoruz. Bu bir savaş değil ki ateşkes olsun. Örgüt burada eylemsizlik kararı almıştır. Buna da uymamıştır. Onun ötesinde birtakım ifadeler, yani toplumu ve bizi rencide edecek birtakım ifadeleri kullanmamaları gerektiği yönünde bir müdahalemiz oldu ve yapılan açıklama da o çerçevede yapıldı”  diye konuştu.