Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Dostu düşmanı buluşturan türküler...

Değerli okuyucum Deniz Aytemur’dan ve birçok okuyucumdan aldığım maillerde özellikle diyor ki;  “Sanatın birleştirici unsurundan, türkülerimizden bahseder misiniz. Özellikle şu günlerde türkülerin dostluğuna, birlik ve beraberliğine çok ihtiyacımız var.”  Bence de öyle. Türk’-ün kimliğidir türküler. İnsanoğlunun başından geçen her türlü olayı, duygusunu, düşüncesini, hayalini, özlem ve acısını yansıtır. Ezgiyi anlamlandıran sözün özüdür çoğunlukla. Yani sözdeki şiirsellik ifadeyi güçlendirir. Müziğin nameleri ve ritmle de buluşunca da değme türkülerin tadında, şeklinde bir lezzet dinleyiciye ulaşıverir. Böylece duyguları dillendiren söz ve müzik yüreğimizi etkisi altına alır. Sanki fahri bir elçi gibi türkülerimiz dilden dile, diyar diyar dolaşır ve nesiller boyunca sevdasını yeni kuşaklara aktarır. Sevmek yetmez anlamak lazım, duymak yetmez dinlemek lazım der ozanlar. İşte bu noktada birleştirir, kaynaştırır türküler. İnsanın hayatındaki yokluğu, varlığı, tevekkülündeki mazlumiyeti, tavrını, gönül sevdasını, hayalindeki huzuru ve ruh dünyasındaki heyecanları Anadolu insanının asaletini velhasıl kalbindeki derinliği öfkesini, şiddetini ancak ve ancak türkülerin sözlerinde ve namelerinde bulursunuz. Arkadaşlığı, karından öte kardaşlığı, candan öte dostluğu dile döker. İsyan eder, hayran eder, doğruya, yanlışa başkaldırır türküler. Gerçek dostu arar mısra mısra sorar yüreklere. Bakın güzel bir örnek Kul Himmet ne demiş:
Seyyah olup şu alemi gezerim, bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkarımca okur yazarım, bir dost bulamadım gün akşam oldu
Dostlukların kaybolup gittiği dünyamızda bunu bir kez daha hatırlamak önemli...
Kiminde deyiş olur, kiminde bozlak. Tatyan, mahnı, tesnif, gazel, hoyrat, barak, zeybek, uzun hava, maya, kırık hava, ağıt, ilahi, nefes ve bir ses olur gönülden gönüle yol bulan türküler. Devam ediyor Kul Himmet:
Kul Himmet üstadım ummana daldım, gelenden geçenden haberini aldım
Mecnun olup şallar giyip dolandım, bir dost buldum ama tez akşam oldu.
İşte böyledir bilgenin dilinde sözcükler. Buradan da anlaşılıyor ki bilmek gerek kıymetini kadrini dost sizi terk etmeden önce. Türküler en özlü sözleri almış sinesinde saklamış. Her değerin yavaş yavaş yittiği dünyamızda ince bir ruhu kucaklamış. Sarmış sarmalamış sevdiceğini, dostunu, şehidini, yavrusunu basmış bağrına. Hem sılaya, hem hasrete, hem de yokluğa yazmış. Ahmet Yesevi’den Hacı Bektaş’a, Pir Sultan’dan Kul Himmet’e, Yunus’dan günümüze seslenmiş yüzyıllardır. Türkü yurdu Anadolu Türk’ün yurdu. Hep böyle olmuş ve hep böyle kalacak. Yemen’den Urfa’ya, Edirne’den Ardahan’a bizim yaşayış ve kavrayış biçimimizi anlatan mükemmel abideler olarak anılacak. Okudukça düşündüren düşündükçe okunası türküler. Sözlerimizi Aşık Veysel’in ve Bedri Rahmi’nin dörtlükleri ile bağlayalım. Türklerin birleştiren ve bir o kadar da kaynaştıran sesine kulak verelim.
Türk’üz Türkler yoldaşımız
Hesaba gelmez yaşımız
Nerde olsa savaşırız
Türk’üz türkü çağırırız
Türklerdir bizim atamız
Halis Türk’üz kanı temiz
Şarkı gazeldir hatamız
Türk’üz türkü çağırırız
 Aşık Veysel
                        ***
Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası,
Ayak seslerinden tanırım.
Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım.
Şairim,
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum,
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim,
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu

Yazarın Diğer Yazıları