Dünden bugüne Anneler Günü

Annelik, antik dönemlerden beri kutsal kabul edilir. Victor Hugo, bir annenin, savaş sırasındaki fedakârlığını bir eserinde şöyle anlatır:

“Ekmeği ikiye böldü ve aç çocuklara verdi. Çavuş, ‘kendine hiç ayırmadı’ diye homurdandı. Bir asker, ‘çünkü aç değil’ dedi. Çavuş, ‘hayır, o bir anne’ diye karşılık verdi…”

Annelerin destanını yazmaya kalemler ve sözcükler yetmez…

Dede Korkut Destanı’nda da analar son derece değerli ve saygın bir konumdadır. Bunun nedeni de “Ana hakkının Tanrı hakkı” olmasıdır.

Dede Korkut’ta; evlatlar anaya “ak sütün emdiğim kadınım ana, ak pürçekli izzetli canım ana” diye hitap ederler. Yani ananın değeri her zaman ve her yerde vurgulanmaktadır.

Dünyanın en güzel annesi, her çocuğun kendi annesidir. Anneden daha iyi bilen, anneden daha iyi besleyen, koruyan, anneden daha çok sevip şefkat gösteren daha üstün biri yoktur.

Anneler, yeryüzünde en kutsal görevi üstlenen, karşılıksız sevgi, hoşgörü ve mutluluğumuzun kaynağı olan, bizleri dünyaya getiren ve iyi bir şekilde yetişmemizi sağlayan en değerli varlığımızdır. Varlığımızı borçlu olduğumuz; sevginin, şefkatin, sabrın eşsiz timsali olan annelerimizin, üzerimizdeki emeklerinin çok büyük olduğu herkesin bildiği bir gerçektir.

Bilindiği gibi, senede bir gün ne anneyi anmaya yeter, ne de sevgi ve saygı gösterileri bir yaşam boyunun karşılığı olabilir.

Anneler Günü’nün tarihçesi hakkında farklı görüşler olsa da bu konuda önemli olan husus, Anneler Günü’nün resmî olarak ilk kez ne zaman kabul edildiği ve kutlandığıdır.

Varlığında, bizimle ağlayıp, bizimle gülüşünü, çocuklarını koşulsuz sevgi ve özveriyle büyütüşünü doğal bulduğumuz; yokluğunda ise; hiç unutamayıp her halini anımsadığımız, dünyanın en kıymetli varlığı annemiz için, senede bir gün de olsa bu güzel günü oluşturan düşünceyi kutluyorum.

Bazı kayıtlara göre; 1870’te ilk kez Anneler Günü'nün kutlanmasını öneren "Cumhuriyet Savaş İlahisi"nin yazarı ünlü şair Julia Ward Howe’dir. Howe, Boston'da bir etkinlik düzenleyip "Anneler Günü Bildirisi" adında bir duyuru yayınlamış, ancak tüm çabalarına rağmen o zamanlar "Anneler Günü" resmiyet kazanamamıştır.

1876'da Ann Reeves Jarvis, 12 yaşındaki kızı Anna Jarvis'in de aralarında bulunduğu öğrencilerine bir sabah “Umuyorum ki bir gün birileri insanlığa yaptığı yardımlarından dolayı unutulmaz bir anneler gününde anılır” demiş. O gün, yıllar sonra kızının oluşturacağı Anneler Günü'ne de ilham olmuştur.

Annelerin sevgi ve takdirini ifade etmek için özel gün olarak dünya genelinde yaygın biçimde kutlanan anneler gününün oluşmasına çabalayıp resmi olarak annelere ilk kez bir gün kazandıran Anna Jarvis olmuştur. Onun uğraşları ile 1914 yılında Anneler Günü, Batı Virginia'daki yoksul anneler için ilk kez bir tatil olarak kutlanmıştır.

Anneler Günü için yoğun çaba gösteren Anna Jarvis, annelerin özverisine ve fedakârlığına saygı göstermek amacıyla ölen annesi öğretmen Ann Reeves Jarvis’in anısını yaşatmak için anma töreni düzenlemiştir.

1914’te bu etkinliği duyan ABD Başkanı Woodrow Wilson, Anneler Günü’nü resmî olarak kutlamak için duyuru yayınlamış, Bu duyuruda her yılın Mayıs ayının ikinci pazar günü anneler günü olarak kutlanmasını istemiştir. Anneler günü kısa sürede dünya genelinde popüler hâle gelmiş, birçok ülke tarafından kabul edilmiştir.

Çok genel anlamıyla anne, çocuğu olan kadındır. Ancak bazı toplumlarda doğumun kadın bedeninde gerçekleşmesinden dolayı anne ve kadın sözcükleri eş anlamlı olarak kullanılabilmektedir.

Türkiye’de Anneler Günü’nün belirlenmesi ve kutlanması ise diğer ülkelere göre biraz daha geç zamanda başlamıştır. Bu durumun en önemli gerekçesi, Türk halkının verdiği bağımsızlık mücadelesidir. Amerika’da Anneler Günü’nün kabul edildiği 1914 yılında, Türk milleti Birinci Dünya Savaşı’nın etkilerini yakından hissetmiş, bu nedenle birçok özel günün kabul edilmesi ve kutlanması, savaş sonrasında yaşanan gelişmeler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki yıllara kalmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde Anneler Günü’nün 1930’lu yıllarda gündeme gelmesi tesadüfi değildir. Himâye-i Etfâl Anneler Birliği, belirli günlerde kongreler düzenleyerek özellikle bakıma muhtaç çocukların ihtiyaçların karşılanması konusunda kararlar almış, Himâye-i Etfâl Kadın Yardım Cemiyeti, 25 Haziran 1931 tarihinde gerçekleştirdiği kongrede 23 Temmuz’u Anneler Günü olarak kabul etmiştir.

Bu yıllar, Türkiye’de kadınlara siyasi ve sosyal hakların verilmeye başlandığı yıllar olarak dikkat çekmektedir. Kadınlara 1930 yılında belediye seçimlerine, 1933 yılında muhtarlık seçimlerine, 1934 yılında milletvekilliği seçimlerine katılma hakkı verilmiştir.

Yılın Annesi seçilmesi ve Anneler Günü’nün kutlanması ise resmî olarak ilk defa 1955 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye’de Anneler Günü’nün kutlanmasında ve Yılın Annesi seçilmesinde uluslararası alanda yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler önemli rol oynamıştır. Bu nedenle Türkiye’de ilk defa seçilen Yılın Annesi’nin Nene Hatun olması tesadüfi değildir.

13 Mayıs 1956’da ikincisi kutlanan Anneler Günü’nde ise Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım yılın annesi seçilmiş ve PTT İdaresi üzerinde Zübeyde Hanım’ın fotoğrafı bulunan ilk gün pulunu bastırmıştır.

1967’de Süleyman Demirel’in annesi Ümmühan Demirel, 1968’de kızını otobüs altında ezilmekten kurtaran ancak kendisi can veren anne Nebahat Drin, 1969’da öğrencileri uğruna ölen köy öğretmeni Güllüşah Demirkalp’in annesi Fatma Demirkalp Türkiye’de yılın annesi seçilenlerden bazılarıdır.

Annelik ile ilgili söylenen atasözü ve özgün sözlerden bazıları:

Ana evlâdından geçmez. (Atasözü)

Analı kuzu kınalı kuzu. (Deyim)

Cennet anaların ayakları altındadır. (Hz. Muhammet)

Anne kalbi çocuğun okuludur. (Henry Ford Beecber)

Anne, hayatın sonsuzluğudur. (Emile Zola)

Anneler her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar. (Ostrovski)

Anne yüreği dibinde af bulunan bir uçurumdur. (Honore de Balzac)

biçimindedir.

Anadolu insanın en güzel deyişlerinden biri olan, “Ana gibi yar olmaz”ı bir kez daha anımsarken, bu özel günde tüm annelerin önünde sevgi ve saygı ile eğiliyor, iyi ki varsınız diyorum. Anneler günü kutlu olsun diyerek bir şiirimi sunuyorum.

ANAYA SESLENİŞ

Sana kaç gece

Uykusuz geceler geçirtmişim

Kaç gece

Uykularını yarıda bölmüşüm

O günlerin anılarını bilmem

Öksüz bir çocuk gibiyim uzak illerde

Ana özlemi

Sıla özlemi

Bir türlü hafızamdan silemem.

Mehmet YARDIMCI

Yazarın Diğer Yazıları