“Dünün mazlumları bugünün zalimleri oldular”

Diyarbakırlı bir baba
Diyarbakır’ın aslan anneleri çocuklarını almadan bir yere gitmiyorlar. Onları önce belediyenin önünde beklettiler sonra oradan oraya savuruyorlar. Çevre düzenlemesi yapacaklarmış. Alın çevre düzenlemesini de başınıza çalın.
Önce vicdanlarınızı, kalplerinizi düzenleyin. Hani İslami toplantılar yapıyorsunuz ya. Şimdi sizde de başladı İslami görünme merakı. Her gün söyler durursunuz, paraleliniz AKP ile birlikte. 
Hani cennet anaların ayağı altındaydı. İşte burada anlamadan söylediğiniz o lafın gerçekliği ortaya çıkıyor. Çocuklarını almadan gitmiyorlar. 1 aydır direniyorlar ve 80 kişiye ulaştılar. Annelik onlara böyle zor zamanlarda haktan, doğrudan yana hareket etme ilhamı veriyor.
Bir baba, dünün mazlumları bugünün zalimleri oldular diye bağırıyor. Biz çocuklarımızın dağa gitmesini istemiyoruz. Böyle bir hakkımız yok mu, diyor. Yerden göğe kadar var. Hukuk da vicdan da sevgi de sizden yana.

***

Dünyanın neresinde adı barış olan bir süreçte köy yolları kapanır, şehir yolları hendeklerle delik deşik edilir. Bir çadıra doldurulan 10 işçiye jandarma ateş açsın diye, işçilerin elleri bağlanır ve hedef gösterilirler. Masum lise talebeleri piknik yapacağız diye kandırılarak götürülür. Dünyanın neresinde o memleketin askerleri böyle bir kepazeliği oturup seyretmek zorunda bırakılır.
Dünyanın neresinde, memleketinin etnik bölünmesinin yol haritası, bir bakan tarafından çizilerek ortaya dökülür ve iftiharla anlatılır.

***

Irak kadar olamadılar. Irak’ta Maliki, kendinden izinsiz petrol alan ülkelere petrol gitmesini önledi. Petrol tankerleri kıyılarda bekliyor.
Bin bir tehlikeden geçmiş, günde 50 kişinin öldüğü, yanmış yıkılmış Irak’ın Başbakanı bağımsız bir devlete yakışır düzeyde bir davranış sergiliyor. Bizimkiler Meclis’te ve dışarıda BDP tarafından söylenilen yenilip yutulmayacak laflara cevap bile veremiyorlar. Hiç olmazsa genç 
Baro Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yaptığı eleştirilere gösterdikleri tepkinin onda birini gösterseler.

***

Zulüm, büyüdükçe, şiştikçe çatlıyor. Zulmün fıtratında bu var. Kendisini yeme bitirme özelliği var. İçindeki kötülükler Soma maden ocağındaki gömülen kömürlerin kıvılcımları gibi ağır ağır yanmaya başlıyor, sonra hızlanıyor öldürücü bir mahiyet alıyor.
Dikkat ettiniz mi, şimdi hızlandı. Son günlerde peş peşe gelen kırılmaları hatırlayın. Son günlerde, son aylarda peş peşe gelen kırılmalarla iktidarın ve teröristlerin zorbalığı, artık tehlike olmaktan çıktı mizahi bir nitelik kazandı.
Gidiyorsunuz, paralellerinizle, iş birlikçilerinizle birlikte gidiyorsunuz. Her tarafınız kırılıyor, dökülüyor. 
Kendi zulmünüzün ateşi sizi yakacak.

***

Atatürk’ün ismini resmini, Kâzım Karabekir’in ismini resmini, istediğiniz kadar silip atmaya özenin. Bu toprakların altı vatan savunan ve kimsenin toprağına göz dikmemiş evliya şehitlerle doludur.

Yazarın Diğer Yazıları