Dünya 5’ten büyük ise

Recep Tayyip Erdoğan BM’deki konuşmasında, “uluslararası kurumlardan umutlarını kesen kitleler, çaresizlik ve umutsuzluk içinde terörün tuzağına düşüyor... Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya, 5’ten büyüktür. Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülkenin, dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde BM’yi etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir”  diyor.

Buraya kadar sorun yok, hatta daha önce ABD’de gündeme getirdiği Fethullah Gülen’in sınır dışı edilmesi talebi gibi hem Türkiye’yi hem de kendisini komik duruma düşüren diplomasi tarihine geçen fantezilerini tekrarlamaması da umut veren bir gelişme! Fakat söz ve eylem birbirini tamamlamazsa, hamasi nutuklar söyleyene bir şey katmadığı gibi dile getirilen evrensel doğrular da ayağa düşer! 
Bir zamanlar Kaddafi’nin yaşadığı coğrafyayı emperyalistlerden kurtarmayı hedefleyen  “Afrika Birliği”  hayali, söyleyenin çapı nedeniyle hem kendisini, hem ülkesini hem de Kara Kıta’nın talihini daha da karartmıştı! Eğer sizi kimse ciddiye almıyor, dinlemeye değer görmüyorsa, parlak sözler dahi anlamını yitirir, kaldı ki yeni bir şey söylemiyorsanız... Herhangi bir halkla ilişkiler şirketi tarafından üretilebilecek cilalı laflar vakur bir duruşun yanında kıymetsizdir.
Almanya’nın 50 yıldır gündemde tuttuğu; Birleşmiş Milletler kurucusu 5 devletin Güvenlik Konseyi’ndeki daimi üyeliği sorununu, yeni bir şey gibi gündeme taşırsanız daha siz kazan kaldırmadan kapağı üstünüze koyarlar! Bakın Obama, Erdoğan’ın da bulunduğu aynı salonda neler diyor: “Biz dünyanın sorgulamalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Çünkü biz ideallerimiz için savaşıyoruz ve başarısız olduğumuzda kendimizi eleştirmeye istekliyiz. Çünkü liderlerimizden hesap soruyoruz; özgür basın ve bağımsız yargı için ısrar ediyoruz.” 
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de,  “askeri destek”  sözü veren müttefik ülke liderine laf çarpmaktan geri durmuyor. Kerry, Suriye sorunu bağlamında,  “En başında Esad’ı devirme çabaları başladığında, ’Arada çürük elmalar olsa da, önemli olan Esad’a karşı savaşmalarıdır’ diye hesap yapanlar vardı. Bu maalesef farklı gruplara para yardımı sağlanmasıyla sonuçlandı. Baştan savma bir süreçti ve iyi yönetilemedi. Esad’ı devirdikten sonra çürük elmalarla ilgilenilmesi düşünülmüştü, fakat çürük elmalar giderek daha tehditkâr hale geldi.” 
Anlayacağınız iş laf sokmaya veya edebiyat yapmaya gelirse sözün altında kalmıyorlar. Obama,  “ABD’nin İslam’la savaşmadığının ve hiçbir zaman da savaşmayacağının yeniden altını çiziyoruz. İslam barışı öğretir. Dünya genelindeki Müslümanlar şeref ve adalet hissiyle yaşamayı arzular. Amerika ve İslam’a gelince de, ’biz ve onlar’diye bir şey yok, biz bir bütünüz, çünkü milyonlarca Müslüman Amerikalı ülkemizin dokusunu oluşturmakta” derken Kerry de,  “İslam’ı IŞİD’in elinden alıp gerçek Müslümanlara teslim etmeyi amaçlıyoruz” ifadeleriyle propaganda konusundaki ustalıklarını gösteriyorlar!
Dünyadan bir kere dışlandıysanız artık ne yapsanız kâr etmez. Hele battığınızı görmüyor ve uzatılan zeytin dallarını da geri çeviriyorsanız bırakın eski dost ülkelerin zor durumlarda arkanızdan gelmesini, lüks salonlardaki konuşmanızı bile dinletemezsiniz. Bölgesel güç olma iddiamız gün geçtikçe zayıflarken dünya kamuoyunda demokratik hukuk devleti algımız da giderek dibe vuruyor. 
Daha da vahimi Erdoğan’ın, çağdaş demokrasiyle yönetilen ülkelerce kınanan otoriter tavrı artık devlet çapında kurumsallaşıyor! AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal,  “17-25 Aralık Operasyonunu yapanlar, HSYK’da bir takım ittifaklarla yargıyı ele geçirmek istiyorlar. Bu seçimleri bir zümre kazanırsa biz de gereğini yaparız. Bu seçimleri gayrimeşru sayarız” diyebiliyor. Demek seçim sonucu bu kafa için bir anlam ifade etmiyor. Öfkelerini kontrol edip düşünebilirler mi bilmiyorum, korku salarak yönetim tarzları IŞİD’e ne kadar benziyor! Birisi kelle keserek dünyayı, diğeri memur kıyımıyla vatandaşlarını yıldırmaya kalkışıyor!
Dehşet dalgasıyla veya baskıcı uygulamalarla otorite tesisi hiç de yeni değildir! Vatandaşı istikrarın bozulacağı ve güvenliğin tehlikeye gireceği kaygısıyla birbirlerini ispiyonlamaya zorlamak bildik ilkel dışa kapalı devlet modelidir! Suriye ve Irak’ı bugünkü duruma düşüren de liderlerinin suçlu- masum ayırt etmeden kitleleri cezalandırma yöntemidir. Adaletin askıya alındığı zaman ise sonuçta Erdoğan’ın da ifadesiyle,  “IŞİD gibi eli kanlı terör örgütleri” türer! Gerçekten dünyanın 5’ten büyük olduğunu ispatlamaya niyetiniz varsa, öncelikle kendinizi ve ülkenizi küçülten tavırlardan vazgeçmeniz gerekir! 

Yazarın Diğer Yazıları