Dünya dar geliyor

İnsanlık tarihi boyunca bazı insanlar farklılığını ortaya koymak için hayret, şaşkınlık, tehlike ve risk içeren yöntemleri seçerek kısa yoldan şöhret, itibar ve para kazanmayı amaçlarlar. Kimisi yırtıcı hayvanlarla savaşmayı, kimisi ağzına ateş alıp üfürmeyi, kimisi yağlı kazıklar üzerinde yürümeyi, oksijenin sıfıra yakın olduğu çok yüksek dağlara hayati tehlikeye rağmen çıkmayı seçerler. Bu tip insanlar çoğunlukla zeka ve akıldan ziyade, hırsının sesini dinleyenlerdir. Bu insanların başarma hırsı ve tehlikeli gösterileri tek kişiliktir, başka kimseye ve çevreye zarar vermiyorsa bunların tercihlerine saygı duymasak bile saygısızlık da yapmayız ve teşvik de etmeyiz. Tarihte para, şöhret ve başarının elde edilmesinin çok sayıda güzel örnekleri de vardır. Tehlikeli ve lüzumsuz işler yerine zeka, enerji ve zamanını daha faydalı işler için kullanan insanlar da para, şöhret ve itibar kazanmışlardır. Ateşin, tekerleğin, elektriğin, telefonun, otomobilin, uçağın, televizyonun ve bilgisayarın keşfini yapan insanlar bu türden başarılı, faydalı ve takdir toplayan insanlardır. Toplumsal ve siyasi alanın aktörleri de böyledir. Zeki, müspet ve akıllı insanlar hem kendileri hem de içinde yaşadıkları toplumları mutlu ve imkanlı hale getiren işler yaparlar. 1870’de İtalya’nın birliğini sağlayan Giusseppe Mazzini, Giusseppe Garibaldi ve Vittorio Emanuele, aynı ülkenin yetiştirdiği maceracı Mussolini de vardır, bir diğer örnek 1871’de Almanya’nın birliğinin sağlanmasında önemli rol oynayan Otto Von Bismarck ile Hitler’i başarı ve akıl açısından kıyaslayabilir miyiz?..
Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu kestirme yoldan şöhret ve başarı kazanmak için iç ve dış politikada denemedikleri saha ve yöntem bırakmamışlardır. Kimi zaman şapkalarından tavşan çıkarmaya, kimi zaman da ağızlarından ateş püskürtmeyi deneme eğilimi göstermişlerdir. Normal bir sihirbazın tavşanı şapkadan çıkarırken zavallı hayvanı telef etmesi, ateşi püskürtürken ağzını yakması meslek riskidir olabilir ve hatasının ceremesini çeker. Ancak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın sihirbazlık numaraları esnasında yaptığı hataların bedelini bütün millet öder. En iddialı oldukları İslam ülkeleriyle, özellikle de komşu Arap ülkeleriyle ilişkilerde geldikleri nokta sakar sihirbazların gösterisine benzemiştir. Görüşebildikleri tek komşu Müslüman ülke olan İran ile de son dönemlerde ciddi sorunlar yaşamaya başlamışlardır. Özellikle de İran Genelkurmay Başkanı’nın son açıklamasında Suriye’den sonra bölünecek ülkenin Türkiye olacağını diplomatik dile başvurmadan açık bir şekilde söylemesi başta Başbakan olmak üzere Dışişleri Bakanı ve basında, üniversitelerde ve araştırma merkezlerinde görevli imam hatip mezunu din bezirganları hep bir ağızdan İran’a ağır eleştiriler yapmışlardır. AKP için çeşitli alanlarda propaganda ve reklamdan sorumlu zevatın kızgınlığı Türkiye’nin bölüneceğini söylediği için değil AKP ve hükümetini Türk Milleti nezdinde sıkıntıya soktuğu için İran’ın başkomutanına kızmışlardır.
AKP hükümeti Orta Doğu Müslümanlarıyla iyi ve derin ilişki kurduktan sonra Mayıs ayında Somalili Müslümanlara yardım için seferber oldu, şimdi de uzak Asya ülkesi olan halkın çoğunluğunu Budistlerin oluşturduğu Myanmar’da bulunan, Budist saldırıları neticesinde zarar gören Arakan Müslümanlarına yardım etmek için, iyilik meleği İslamcı AKP, tez elden başvekilin bir başka deyişle vezir-i azamın eşi ve kızı ile hariciye nazırı bir başka deyişle Reissül-küttap hazretleri ve zevceleri Arakan Müslümanlarının yaralarını sarmak için bu ülkeye gitmişlerdir. İyide etmişlerdir, her ne kadar bizim ülkemizde de açlık sınırında olan çok sayıda Müslüman olmakla birlikte bizdekilerin Türk kökenli olmaları nedeniyle ihmal edilmesini artık normal karşılıyoruz. Arakanlı Müslüman kardeşlerimize yardım edilmesi bizi de mutlu eder, ancak bunların her gittiği yere Amerika, İsrail ve İngiltere de peşlerinden gitmektedir. Kabahat AKP’nin değil onu da biliyoruz ama bu ülkeler adeta AKP’nin izini sürmektedir, dolaysıyla Arakanlı Müslüman kardeşlerimizin başına Orta Doğulu Müslüman kardeşlerimizin başına geldiği gibi bir iş gelmesinden korkuyoruz, yoksa yapılan yardımlardan bizde memnun oluruz.

Yazarın Diğer Yazıları