G-20’dekilerin önerilerini dinliyorum. Herkes kendi ekonomik durumuna göre bir şeyler teklif ediyor. İngiliz, (Putin’miydi yoksa) tüketimi savunuyor. Merkel, üretimden yana. Hatta Putin, bir ara canı sıkıldı toplantıyı terk etti, yapacak işleri varmış. Bizimkiler gittikleri toplantıya kendilerini adeta adarlar. Binlerce alışveriş yaparlar.

***

Bizimkiler ayrıca komiklik yapıyorlar. Davutoğlu, ABD’yle mutabakat halindeyiz diyor, ABD’den bunu teyit eden en ufak bir belirti yok. Biden’in özür dilediği yalanını atıyorlar, Biden ‘Hayır, özür dilemedim’ diyor.

***

En komik sahne de Colomb vakası. Küba tepelerinde eskiden cami varmış, şimdi de yapılırsa yakışırmış. Torunum Esma, Arjantin’de okuyor. Bana telefonla Türkiye’de neler oluyor diye sordu. İspanyollar çok kızmışlar bu işe. Cevap veremedim. İşte dedim, ne anlıyorsan o.
........
Allah rızası için bana söyler misiniz, şu çözüm sürecini bıraksak ne olur? Baktım da üç tane PKK kökenli milletvekili dizilmişler, biri bıyık bırakmış öteki bıyık bırakmamış, Türkiye Cumhuriyeti’ne atıp tutuyorlar. Onlara borcumuz mu var, yoksa onların bize birkaç nesil borcu mu var?
TGB’liler gibi yiğit bir erkek sesi çıksa da  “hadi oradan be”  dese, ne yaparlar? Israrla soruyorum, ne yaparlar?
Siz madenlerinize, zeytinlerinize, akarsularınıza sahip çıkın dese ne olur.
 TOKİ’ye kaptırdığınız paraları, kupon arazileri düşünün.
Barış süreci dediğiniz bu süreçte şehit edilen askerlerimizi de unutmayın. Siz bu barış sürecini ölümler olmasın diye istiyorsunuz değil mi? Allah rızası için bana birisi, barış sürecinde artan bu ölümlerin açıklamasını yapsın. Yoksa onların da barışa katkıda bulunduğunu mu iddia edeceksiniz.

***

Hatta arada Kerimoğlu Zeybeğini de söyleseler anlamlı olurdu.
“Haydi ülen de haydi ülen
Bu dağlarda yiğit kalmadı
Oyna ülen kel Arabım sen oyna
Senden başka yiğit kalmadı.”