Dünyaya kafa tutmak kolaycılıktır

Moody's'in not düşürmesinde etkili olan ilk sorunun "kurumların direncindeki süregelen kayıp" olduğu belirtiliyor.

Kurumlar, kurumsal yapı, demokraside de, kalkınmada da, insan refahında da birinci derecede etkilidir.

Kurumsal yapı, bir toplumda organize olmuş ve aynı zamanda tarihsel boyut taşıyan toplumsal ilişkiler, insanlar tarafından oluşturulmuş normlardır.

Bu normlar aynı zamanda kurumların ve demokrasinin de sınırlarını da belirleyen kurallardır.

 Geleneksel ve sosyal kurumlar, devlet, aile, eğitim, hukuk, ekonomi, siyaset ve din unsurlarını kapsar.

Devlet; toplumda dirlik ve düzeni sağlayan, aile; cinsler arası ilişkileri, ebeveyn ve çocuk ilişkilerini düzenleyen, eğitim; bireylerin toplumsal hayata uyumlu bir şekilde katılmalarını sağlayan, bilgi ve beceri veren, din; dünyevi ve ahiret ilişkilerini şekillendiren, ekonomi; üretim ve tüketimi düzenleyen, hukuk; toplumsal ve kişisel adalet temelinde yasal çerçeveyi düzenleyen, gelenekler; ise tarihi geçmişin birikimini gösteren birer kurumdur.

Bir toplumda kurumsal yapıyı şekillendiren şartlar tartışılabilir. Özellikle kurumsal yapının oluşmasında din faktörü, coğrafi şartlar etkili olur. Ancak bu şartların etkisi kesin sınırlarla belirlenmemiştir.

Geleneksel toplumlarda, kurumların değişmesi ve çağa ayak uydurmasına karşı tepkiler oluşabilir. Bunun nedeni değişmenin getireceği belirsizlik ve bazılarının mevcut kurumsal yapıdan sağladıkları imkanlardır.

 Kurumlar demokrasiyi ve kalkınmayı olumlu etkiler; Demokratik olan ve kalkınmış ülkelerde de kurumsal yapı yerli yerine oturmuş ve fonksiyoneldir.

Türkiye'nin geleceği açısından son on beş yılda özellikle ideolojik bir anlayış içinde değişen kurumlar, eğitim, hukuk ve din önemli etkiye sahiptir.

Dünyada kurumları değerlendiren, uluslararası resmi organizasyonlar ve sivil toplum örgütleri var. Bunların raporları tarafsızdır. Herkes bu raporlara bakarak karar verir.

Kurumlarımız ne durumda; Moddy's haksız mı?

1- Eğitimde geri düştük:

Türkiye, OECD ülkeleri içinde 2015 PİSA sonuçlarına göre sondan ikinci oldu.

Ayrıca OECD her yıl 35 üye ülke için gençlerde "işsiz ve eğitimsiz genç" oranlarını açıklıyor. İşsiz ve eğitimsiz genç oranı en yüksek olan ülke Türkiye çıkıyor. Türkiye için bu oranlar OECD tarafından 2013 yılında yüzde 29.8, 2015 yılında yüzde 28.4 olarak açıklandı. Türkiye'den sonra ikinci sırada Yunanistan ve İtalya geliyor.

2- Hukukun üstünlüğüne geri düştük.

Dünya Adalet Projesi (WJP), dünyadaki hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan bağımsız, çok disiplinli bir organizasyondur.

2014 yılında Türkiye dünyada endekse giren 99 ülke içinde 59. sıradaydı. Yani endekse giren ülkelerin yarısından daha iyi durumda idi. 2016 yılında ise 113 ülke arasında 99. sıraya geriledi.

3- Demokraside özgür olmayan ülke konumuna geldik.

Freedom House bütün ülkeler için, insan hakları ve demokratik özgürlükler konusunda anket yapıyor ve ülkeleri özgür, yarı özgür ve özgür olmayan ülkeler statülerine göre düzenliyor.

Freedom House ''Demokrasi krizde'' adını taşıyan 2018 raporunda, 1970 yılından beri kısmen özgür statüde olan Türkiye'nin artık ''Özgür olmayan ülke'' statüsüne geçtiği vurgulanıyor.

Türkiye ile ilgili açıklama da özetle şöyledir :

''Türkiye'nin Kısmen Özgür statüden, Özgür Olmayan statüye geçişi, özgürlük Dünyasında uzun ve hızlanan bir slaydının zirvesidir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan basın, sosyal medya kullanıcıları, protestocular, siyasi partiler, yargı ve seçim sistemi üzerinde artan bir baskı düzenlediği için 2014 yılından bu yana Türkiye olumsuz puanlar alıyor. ''

Bizimle ilgili bütün bu raporları çöp değerinde görürsek, kimse takmaz. Yalnızca biz deve kuşuna benzemiş oluruz "

Yazarın Diğer Yazıları