Durma, Muhsin ilerle...

Türkiye’nin en çok ihtiyacı olduğu dönemde Türk milliyetçilerinin birlik ve beraberlikten uzak, dağınık görüntüsü hiç şüphesiz en çok, ölümüne bu ülkeyi seven Türk milliyetçilerini üzmekte... Türk milliyetçilerinin bu derdine hala bir çare bulunmuş değil. Teslimiyetçi iktidarın icraatlarıyla bu üzüntüyü daha da derinden hissedip, “artık bir şeyler yapmak lazım” diye kıvrananlar için 7-8 ay kadar önce bir ümit ışığı belirmişti. MHP’nin gün geçtikçe etkisizleşmesi ve Ülkücü Hareket’in içine sinmeyen AB’ye yakın Türk Dünyasına uzak politikaları camiada yeni arayışları gündeme getirmişti. Yaklaşan genel seçim öncesinde Türk milliyetçilerinin derlenip toparlanması artık kaçınılmaz olmuştu. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun davetiyle, milliyetçi camiada birlik ve beraberliği sağlamak adına “kanaat önderi” diye ifade edilen kişilerin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilen ilk toplantı bu sürecin miladı oldu. Hedef, Türk milliyetçilerinin birleşmesi MHP’de olmuyorsa, ATP, BBP ve Hür Parti ile tüm milliyetçileri toparlayacak bir yapı oluşturmaktı.Toplantıda katılımcıların içinde en heyecan verici konuşmayı Muhsin Yazıcıoğlu yaptı. Türk milliyetçilerini yeni bir çatı altında toplayacak birleşme olacaksa Genel Başkanlığı bırakmaya, BBP’nin isim ve amblemini değiştirmeye hazır olduğunu ilan etti.

* * *

İlk toplantı milliyetçi camiada büyük yankı ve heyecan yarattı. Umutlu bir bekleyiş başladı. Heyecan dalga dalga yurda yayılmaktayken 2. toplantı oluşuma yeni isimlerin de katılımıyla İstanbul’da yapıldı. Muhsin Yazıcıoğlu Ankara’daki konuşmasını burada da tekrarladı. Ardından Ankara’da 2. kez yine toplanıldı. Partinin isim ve amblem değişikliği için bir komisyon kuruldu. Çalışmalar sonunda “Milliyetçi Türkiye Partisi” ismi ve ortaya çıkan yeni amblemde karar kılındı. O süreçte BBP Ankara’da aralıksız her hafta katılım törenleri düzenledi. Bu törenlerde pek çok eski MHP’li ile camianın yakından tanıdığı önemli isimler partiye katıldı. O dönemde yapılan anketlerde BBP’nin oyları yüzde 3-4’lerde çıkmaya başladı.

* * *

Herşey yolunda gittiği, partide isim ve amblem değişikliğinin beklendiği sırada Muhsin Bey’in “ipe un serme” operasyonu gündeme geldi. Partinin isim ve ambleminin değiştirilmesi konusunda geri adım atan Muhsin Bey’in gerekçesi Türk siyaset tarihinde mizah konusu olabilecek türdendi:

“Tüm yurtta yapılacak parti tabela değişikliği çok maliyetli olur...”

BBP’de isim ve amblem değişimi gerçekleşmeyince gelişmeleri bekleyen çok sayıda milliyetçi kanaat önderi buna tepkisini partiye katılmaktan vazgeçerek gösterdi. Ancak bu tepkiler Muhsin Bey’i kararından döndürmedi. O çıktığı yolda ilerlemeyi sürdürdü. MHP ve DP ile ittifakın sözkonusu olamayacağını gören Muhsin Bey bu defa Saadet Partisi’ne yöneldi. Ancak SP’nin de barajı aşamayacağına inandığı için buradan da bir “U” dönüşü yaparak kendisini Meclis’e taşıyacak bir formül aramaya girişti. Türk milliyetçilerinin iktidarı onun önceliği değildi. Muhsin Bey’in tek hedefi mutlaka Meclis’te olmaktı. Muhsin Bey, bunun yolunun bağımsız adaylıktan geçtiğini düşündü. Nasılsa arkasında herşeye rağmen yıllarca kendisini destekleyen Sivaslı hemşehrileri vardı... Hemen seçimlere “bağımsız” katılma oyununu sahneye koydu. Türk milliyetçilerinin toplanacağı çatıyı oluşturmak için BBP Genel Başkanlığından vazgeçemeyen Muhsin Bey, Meclis’e girebilmek uğruna gözünü kırpmadan BBP’den istifa ediverdi. Artık bağımsız aday idi. Ama tek başına “sırıtacak” olan bağımsız adaylığını kamufle için 19 BBP’liyi de bağımsız kılığına sokup bir anda terkettiği dava arkadaşlarına karşı “toplu bir hareket görüntüsü” vermeyi de ihmal etmedi. Sivas haricinde hiç bir varlık gösterilemeyeceğini Muhsin Bey de çok iyi biliyordu elbette ama sahnelediği “bağımsız seçime girme” oyunu böyle gerektiriyordu... “Niye 81 ilde değil de sadece 20 ilde bağımsız adayla seçime giriyoruz?” diye soran BBP’lilere de cevap hazırdı:

“Muhsin Başkan, arkadaşlarımıza masraf olmasın diye her ilden 1 bağımsız aday çıkmasını istemedi..”

* * *

Muhsin Bey’in “bağımsız adaylarla” seçime girme kararının ardından BBP’den istifa furyası başladı. Daha önce şatafatlı törenlerle, davul zurna ile BBP’ye katılmış olanlarla, bu gelişmeler sonrasında partiden ümidini kesenler istifa edip gitti. Fakat yaşananlar Muhsin Bey’in umurunda değildi. O kilitlendiği hedefe emin adımlarla ilerlediğini düşünüyordu. Düşündüğü gibi de oldu, sonunda muradına erdi. Sivaslı hemşehrilerinin vefası onu çok istediği Meclis’e taşıdı. Sivas’taki oyları düşmesine rağmen kılpayı da olsa kazanıp milletvekili olan Muhsin Bey zafer kazanmış komutan edasıyla BBP Genel Merkezi’ne girerken çevresinde toplananlar, “Durma Muhsin ilerle... Alperenler seninle...” sloganlarıyla yeri göğü çınlatıyordu.

* * *

Aslında Muhsin Bey’in seçime bağımsız katılma oyununa BBP’liler de inanmamıştır. Bağımsızıların katıldıkları illerde alınan oylar göstermektedir ki BBP’li bağımsız adayların seçime girdiği illerde geçmiş yıllara göre büyük oy kaybı vardır. Muhsin Yazıcıoğlu seçilmesine rağmen BBP Sivas’ta bile çok oy kaybetmiştir BBP’ye 1999’da 54 bin 405, 2002’de 40 bin 802 oy veren Sivas, Muhsin Bey’i ancak 37 bin 743 oy ile Meclis’e göndermiştir.

Bu 20 ilde 1999’da toplam 456 bin 354 olan BBP oyları 2007’de 63 bin 992’ye kadar düşmüştür. Şimdi Muhsin Bey’e “BBP’yi seçime sokmadınız oylar nereye gitti?” diye sormak gerekmez mi? Esasında bunun cevabı çok açıktır ki BBP’nin oyları AKP’ye gitmiştir. AKP oyları analiz edilirken yüzde 1’lik BBP oyları da hesaba katılmalıdır.

Muhsin Yazıcıoğlu, kendisi adına başarıyla sonuçlanan bu süreçte kıl payı Meclis’e kapağı atmayı başarmıştır ama Türk milliyetçilerine liderlik iddiasını da böylece bitirmiştir. Bu noktada artık onun için söylenecek tek sözümüz kalıyor: “Durma Muhsin ilerle...” Yolun açık olsun...

Yazarın Diğer Yazıları