Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN

Ahmet B. ERCİLASUN

Durum ve tutum, bir daha

     Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AKP'nin ve AKP yandaşlarının PKK karşıtı söylem ve tutumları bazı kimseleri şaşırtmış durumda. Ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemiyorlar. Bu sebeple durumun ne olduğunu ve tutumun nasıl olması gerektiğini bir daha yazıyorum.

1. İmralı'sı, Kandil'i, Avrupa sorumluları, KCK, YPG vb. yan kuruluşları ve HDP, DBP gibi bütün siyasi uzantılarıyla PKK, Türkiye'yi bölmek isteyen bir terör örgütüdür.

2. AKP iktidarı, bölücü terör örgütüyle yıllardan beri görüşme hâlindedir. İktidarın bölücülerle şu veya bu seviyede yaptığı görüşmeler, PKK'yı ve siyasi uzantılarını güçlendirmekten ve azdırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Birçok AKP ileri geleni de bunu itiraf etmektedir.         

3. AKP zimamdarları ve yandaşlarının bugün PKK karşıtı bir tutuma girmeleri, onların bölücülerle görüştükleri ve bölücülerin güçlenmesine sebep oldukları gerçeğini değiştirmez. Bölücüleri bu hâle getirenler asla bağışlanamaz. Hele hele onların arkasında asla durulamaz.

4. Şu günlerde AKP'li siyasiler ve yandaşlar, bir yandan PKK karşıtı bir tutum sergilerken bir yandan da süreci buzdolabına koyduklarını ve uygun gördükleri bir zamanda sürece tekrar geri döneceklerini ifade etmektedirler. Bu, onların şu andaki PKK karşıtı tutumlarına güvenilemeyeceğini gösterir. 

5. Ülkede şu anda bir savaş değil bir isyan vardır. Türkiye'yi bölmek isteyenler isyan etmişlerdir. Elbette devlet, silahlı güçleri ve polisiyle asilerin üzerine gidecektir ve gitmektedir. Elbette Türk halkı da çeşitli protestolarla infialini gösterecektir ve göstermektedir. 

6. Ortada ülkeyi bölmek isteyen bir örgütün isyanı vardır. "İki taraf da ateş kessin, iki taraf da elini tetikten çeksin, barış olsun" demek;  "Devlet ile asi terör örgütü hukuken eşit konumdadır; oturup anlaşmaları lazımdır; anlaşmadıkları için ikisi de suçludur." demektir. Böyle bir anlayışın kabul edilemeyeceği açıktır.

7. Türk milliyetçileri; açılım, çözüm gibi adlar verilen sürecin yanlış olduğunu; bu tutumun PKK'yı güçlendirmekten başka bir işe yaramadığını baştan beri ısrarla ifade etmişlerdir. Ve ne kadar haklı oldukları da bugün ortaya çıkmıştır.

8. Ancak... Türk milliyetçilerinin haklı olmaları, haklı olduklarının ortaya çıkmış bulunması, bölücülük belasının def edilmesi için yeterli değildir. Bir yandan devletin meşru güvenlik güçleri asilerin üstüne giderken bir yandan da milliyetçilerin bu yönde kamuoyunu aydınlatmaları gerekir.

9. Kamuoyu aydınlatılırken dikkatli, sabırlı ve mantıklı olunmalıdır. Bölücülerin ve onlarla görüşme ortaklığı içinde olanların söylemleri, eylemleri yer ve tarih belirtilerek açık açık ortaya konulmalı; ikna edici delillerle insanlar doğruya yönlendirilmelidir. Asla kaba, kırıcı ve hoyrat olunmamalıdır.

10. Milliyetçi olduğunu her zaman ve açıkça ifade eden parti MHP'dir. Son seçimlerde MHP'nin aldığı oyların oranı %16,45'tir. Elbette millî duygulara sahip olan ve Türkiye'nin bölünmesini istemeyen insanlar bu kadar değildir. Diğer partilere, hatta HDP'ye oy vermiş insanların da büyük çoğunluğunun ülke bütünlüğünden yana olduğu muhakkaktır.  O hâlde çözüm sürecinin yanlışlığı, terör örgütü ve partilerinin bölücü olduğu konusunda ikna edilecek milyonlarca insan var demektir.

11. Türk milliyetçileri, şu veya bu partiye oy vermiş seçmeni değil, doğrudan doğruya bölücü örgütleri ve onlarla görüşme siyaseti yürüten politikacıları karşılarına almalıdırlar. Neticede Türk milletinin büyük çoğunluğu, hangi partiye oy vermiş olursa olsun vatanseverdir. Önemli olan, sevgiyle ve inandırıcı delillerle onların bir an önce doğruyu görmelerini sağlamaktır.

Yazarın Diğer Yazıları