Düşük tansiyon hastaları ani hareketlerden kaçının

Düşük tansiyon hastaları ani hareketlerden kaçının
Araştırmalar kan basıncı düşük seyredenlerin yüksek tansiyonlulardan daha uzun yaşadığını gösteriyor. Düşük tansiyon, bazen önemli hastalıkların habercisi de olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Songül Özer konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor

Düşük tansiyon yani hipotansiyon, ciddi belirtileri olmadığı sürece sanıldığı kadar tehlikeli ve önemli bir problem olarak görülmüyor. Aksine kan basıncının düşük olması, kişi eğer bundan çok şikayetçi değilse, ortalama yaşam süresini bile uzatabiliyor. Araştırmalar kan basıncı düşük seyredenlerin yüksek tansiyonlulardan daha uzun yaşadığını gösteriyor. Ancak düşük tansiyon, bazen önemli hastalıkların habercisi de olabiliyor. Emsey Hospital'dan İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Songül Özer konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor. 

Düşük tansiyon (hipotansiyon) nedir?
Hipotansiyon, tansiyon değerlerinin normalden düşük olması demektir. Hipotansiyon, hiçbir şikayete sebep olmayabilir veya baş dönmesi, bayılma gibi hayatı zorlaştıran belirtilere yol açabilir. Hastanın sahip olduğu hastalıklarla da ilişkili olarak bazı vakalarda hayatı tehdit edici olabilir. Hipotansiyon, sistolik (büyük) tansiyonun 90 mm hg, diyastolik (küçük) tansiyonun 60 mm hg altında olması olarak tanımlanır. Düşük tansiyon kolayca tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur. 

Tansiyon düşüklüğünün belirtileri
Ani gelişen tansiyon düşüklüğü, ciddi belirti ve bulgular verebilir. Baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu, göz kararması, bulantı, soğuk deri, hızlı soluma, yorgunluk, depresyon, susama hatta bayılmaya kadar giden bir dizi semptoma sebep olabilir.
 

Tansiyonun düşme nedenleri
Hipotansiyonun sebepleri, basit bir dehidratasyondan (su kaybı, vücudun susuz kalması) ciddi dahili ve cerrahi hastalıklara kadar değişebilir. Kalp hastalıkları dediğimiz bazı durumlar; örneğin düşük kalp hızı, kalp krizi, kalp yetmezliğinde, dolaşım sisteminin kalbi çok yormaması için çeşitli mekanizmalar damarlarda genişleme yaparak tansiyonu düşürebilir. 
Gebeliğin ilk 24 haftasında, büyük tansiyonda yaklaşık 10, küçük tansiyonda yaklaşık 10-15 mm hg düşmeler olur. Gebelik sonrası, bu durum normale döner. Endokrin hastalıklar dediğimiz; hipotiroidizm- guatr bezinin az çalışması, hipertiroidizm- guatr bezinin çok çalışması, adrenal (böbrek üstü bezi) yetmezlik, hipoglisemi-kan şeker düşüklüğü, diyabet-şeker hastalığı da sebep oluşturabilir.
İshal, bulantı, kusma, ameliyatlar veya kaza neticesinde oluşan kayıplar, kan kayıpları, enfeksiyon yapan mikropların kana karışması, ilaç alerjileri, yemek alerjileri, böcek sokmaları, diüretikler (idrar söktürücüler), çeşitli tansiyon ilaçları, Parkinson hastalığı ilaçları, antidepresanlar (depresyon ilaçları) ve vitamin B12 eksikliği, folat eksikliği, demir eksikliği gibi yetersiz beslenmeye bağlı beslenme bozuklukları da bu nedenler arasında sayılabilir.
Hipotansiyon nasıl tedavi edilir?
Hipotansiyon, sıvı alımı ile düzeltilebilir ama öncelikle nedenlerinin saptanması gerekir. İlk önce tansiyonu düşük olan kişi uzanır hale getirilir ve giysileri gevşetilip, ayakları vücuttan yüksek bir yere konur. Bu arada, tuz oranı artırılmış bir içecek içirilerek (ayran vb.) sıvı desteği sağlanır. Bu şekilde eğer tansiyon yükselmiyorsa, mutlaka bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.  
Tansiyon düşüklüğüne karşı dikkat edilmesi gerekenler
* Bol su içilmelidir. Su ve diğer sıvılar kan hacmini artırarak, tansiyonu yükseltir.
* Sağlıklı beslenilmelidir. Sebze, meyve, beyaz eti içeren besinlere ağırlık vermek, doktor önerisiyle diyetteki tuz oranını artırmak gerekir.
* Vücut pozisyon değişikliklerini yavaşça yapmak önemlidir. Özellikle yatar ve oturur pozisyondan ayağa ani olarak kalkılmamalıdır. Sabah yataktan kalkarken derin bir nefes almalı ve kalkmadan önce bir kaç dakika yatakta oturulmalıdır. Uyurken baş biraz yüksek tutulmalıdır. Eğer tansiyon düşüklüğü belirtileri hissedilirse, düz bir zemine uzanarak ayaklar, bacaklar bir sandalye veya benzeri bir yüksek yere koyulmalıdır. Bu durum kanı, bacaklardan kalbe ve beyne yönlendirecektir.
* Sık sık yenilmeli, karbonhidrat içeriği az yiyecekler tüketilmelidir. Öğünlerin karbonhidrat (patates, pirinç, pasta ve ekmek) içeriğinin az olmasına dikkat edilmelidir. Aynı zamanda bilinen bir yan etki olmadığı sürece, çay ve kahve içmek düşük tansiyonun yükselmesinde fayda sağlayacaktır.