Eğitim can çekişiyor

İktidarın her konuda gündem değiştirip, dikkatleri başka alanlara çekerek, muhalefeti ve halkı peşinden koşturması hiç tükenip bitmek bilmiyor. Tabii ki böylesine koşturmaca ve gündem değişikliğinin perde arkasındaki yapılan atışlar ise maalesef geleceğimizi kevgire çevirerek ülkeyi çıkmaza sürükleyip, çöküşümüzü daha da yaklaştırmaktadır.
Özellikle eğitim alanında yapılan kadrolaşmalar ve mevzuat konusunda yapılan değişiklikleri ile kafalarının arkasında planlarını uygulamaya koymaya çalışan siyasi erk, geleceğimizi karartmada bir beis görmemektedir. Tek hedefleri istedikleri insan tipini yetiştirmek ve bu alanda başarılı olmaktır. Bu nedenle de, gerek var olan yasaları ve gerekse kendi çıkardıkları yasaları bile çiğnemekte tereddüt dahi etmemeleridir.
Bunun en bariz örneği yapılan son Milli Eğitim Şurası’nda onca sorunun bulunmasına rağmen, hiç bir çözüm getirmeyen göstermelik kararlar arasına serpiştirilen İlkokulların programına konulmaya çalışılan zorunlu Din Dersi ve Liselerde Osmanlıca Türkçesinin okutulması kararları ile birlikte, yandaş sendikaya verilen desteğin göstergesi olarak şov yaptırılmasıdır.
Tabii ki halkının %90’ı Müslüman ve Türk olan bir ülkenin insanlarının karşı çıkmayacağı tek şeyin geçmişini ve inancını inkar etmeyip savunacağıdır. Ayrıca iktidarın bu yaptıklarının gelecekte kendilerine siyaseten de rant getireceğini bilmeleridir.  
Yandaşlar, sözde bilim adamları ve medya kuruluşları eğitim konusunda şurada alınan kararlardan, okullarda Osmanlıca Türkçesi ve Din Dersinin zorunlu olarak okutulmasıyla ilgili kısmıyla uğraşırken, diğer taraftan can çekişmekte olan Türk Milli Eğitimi’ne iktidar darbe üstüne darbe indirerek arzuladıkları hedefi yakalayacaklarını sanmaktadır.
Vurulan darbelerin başında geleni ise eğitimde yönetimi ele geçirerek yandaşlarına kapı aralayıp ilerisi için atacakları adımlara zemin oluşturmak da vardı. Bu hedeflerinin önündeki engelleri kaldırma adına Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatından başlayarak, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde gerekli operasyonları yapmışlardır.
Yetmemiş olacak ki ikinci aşamaya geçilerek yedi bin okul müdürünün görevine son verdiler. Yapılan bu çirkinliğe uydurulan kılıfa göre, dört yılını dolduran okul müdürlerinin, öğretmenler, öğrenciler, okul aile birliği ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce değerlendirmeye tabi tutulmasını sağladılar. Yapılan değerlendirmede yetmiş puanın altında alanlar okullarında öğretmen olarak bırakılarak emekliye zorlandı.
Yetmiş puanın üzerinde puan alanların bir kısmı ise İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde evrakında tahrifat yapılarak yetmiş puanın altına düşürülüp, görevden alındılar. Yapılan bu hukuksuzluklar yargıdan dönmesine rağmen o müdürler görevlerine iade edilmedi. Belli bir puanı olanlar mülakata alınarak yetmişin üzerinde puan verilmek suretiyle insanlar ümitlendirildi.
Sınava alınanlardan kadrosu boş olan okul sayısının üç katı kadar kişiye sınav kazandırılırken, müdür olmasını arzu etmedikleri yetmiş ve seksen puan arasında bırakılırken, yandaş sendika üyelerine doksan ve daha yukarısında puan verilerek hiç bir deneyimi ve mevzuat bilgisi olmayanları okullara müdür olarak atadılar
Sıra müdür yardımcılarına gelindiğinde idarecilikte dört yılını dolduranlar doğrudan görevden alındı. Gerekçesi ise okul müdürünün çalışacağı yardımcılarını kendisinin seçmesinin daha faydalı olacağıydı.
Ancak idarecilikte görev süreleri biten on binlerce idareci bir anda görevi bıraktı. Bu durum ise yönetimlerde büyük bir boşluk oluşturdu. Nedeni ise, müdür yardımcılığı atamalarının okul müdürlerine bırakılmayıp, yandaş sendika, iktidar partisinin teşkilatları ve vekillerinin devreye girmesiyle atamanın yapılamamasıydı. Öyle ki atamaya yetkili yöneticilerin bir çoğu baskıdan bunalarak izin ve rapor alarak ortamdan uzaklaşmışlardır.
Bu boşlukla birlikte, görevden alınan ve göreve gelenlerle onların destekçileri ve sendikaların üyeleri arasında kamplaşmalara da neden olundu. Bu durum öğrencilere kadar yansıyarak adeta disiplinlik olaylarda patlamalar yaşanmıştır.
Gelecek eğitimle gelecek derken, ölüm döşeğine düşen eğitimimiz can çekişmektedir. İktidar ve yandaşları adeta el ele vermişler geleceğimizi öldürüp hatimlerini okumaya hazırlanıyorlar. Artık hep birlik olup, ülkemize ve geleceğimiz olan yavrularımıza sahip çıkmalıyız. Kimseyi öldürmeyeceğimiz gibi, bizlerin ölümüne sebep olacaklara da izin vermemeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları