Eğitim yönetimi

İnsanların bilgi sahibi olması, adabı muaşereti öğrenmesi, ülke ve insan sevgisini kazanması ve üzerinde doğup büyüdüğü vatanına hizmet etmesi için okullarda iyi bir eğitim görmesi gerekmektedir. Yani talim ve terbiye denildiği zaman, insanda istenildik davranışların kazanılmış olması gerekmektedir.
Bugün okullarımızda anılan davranışlar ediniliyor mu diye bir araştırma yapılacak olursa, ne yazık ki olumlu bir cevap almak pek de mümkün görülmemektedir. Aksine çocukların istenildik davranışlar edinme yerine istenmedik davranışlar elde ettiklerini bile söylemek mümkündür.
Böyle olunca akla ilk gelen soru ise, mademki böylesine vahim bir durumla karşı karşıyayız, neden bu okullar yapılır ve bunca eğitimci çalıştırılır? Dahası milyonlarca çocuğumuz niçin hiçlenir diye de sorulabilir.
Şu durum çok iyi bilinmeli ki, bıçak da insanı kestiğinizde kötü bir alettir ama, elma soyarken güzel bir alettir. Okullar da tıpkı bıçak misali iyi kullanıldığında olmazsa olmaz olan yerlerdir. Çünkü buralar ülke üzerine bilgi güneşinin doğduğu yerlerdir. Eğitim çalışanı ise ışık veren meşaleyi oluşturanlardır.  
Ancak, günümüzde okul binalarının çocukları oyalayan alanlar, eğitim çalışanları ise kendilerini çocukların ve yöneticilerin gazabından korumaya çalışan, iktidarın emirlerini yerine getirme uğraşı içerisinde ve çocuklarının ekmek parası için her şeyi bildiği halde yutkunan kişiler durumunda olanlardır.
Talim terbiye görmesi için okullara gönderilen çocuklarımızın ise, çoğunluğu sözlü ve fiziki tacizlerin girdabından kurtulmaya çalışan, çetelerin haracına maruz kalmama uğraşı veren ve bağımlılığın tuzağına düşürülme korkusu ile okula gidip gelen geleceklerimizdir.
İktidar ve durumun vahametini kavrayamamış bir kısım insanlarımız beni kara bir tablo çizerek felaket tellallığı yapmakla suçlayabilirler. Ancak bir eğitimci ve yazar olarak benim görevim olanları halkımızla paylaşıp onları aydınlatmaktır. Takdir ise milletin olacaktır.
Eğitimin tüm sorunlarını bilmesi gerekenler, eğer bu ülkede kaç üniversite, okul ve çalışan sayısı olduğunu dahi bilmiyorsa ve yaptıkları açıklamalarla verdikleri istatistikler gerçeklikten yoksunsa, eğitimde yaşananları biliyoruz demeleri pek de inandırıcı olmayacaktır. 
Bugüne kadar yapılan atamalar, çıkarılan mevzuatlar ve aldıklarını iddia ettikleri tedbirler ortadadır. Mevzuattan habersiz yöneticiler, okuldaki işleyişe indirilen darbeler bugün okullarımızda oluşan olumsuzlukların başlıca nedenleridir. Eğer okulda kurala uymayan öğrenci uyarıldığında müdürün üzerine yürüyüp darp ediyorsa, sınıflarda özellikle bayan öğretmenlere hakaret ve tehditler yağdırılıyorsa, yöneticiler bunları yok sayıp eğitimcileri suçluyorsa, eğitimci de can güvenliği nedeniyle olanları görmezlikten gelmektedir.
Yandaş öğretmen ve yöneticiler kendileri için öğrencilerden çeteler oluşturup istedikleri öğrenci ve öğretmenlerin üzerine göndererek baskılar oluşturuyorsa, çocukları etnik kimliklere ayırarak düşman hale getiriyorlarsa, çocuklara ve öğretmenler inançlar kullanılarak mahalle baskısı uyguluyorlarsa ve çocukları istedikleri kitapları okumaya zorluyorlarsa buna her halde eğitim yapılıyor denemez.
Yasalara uygun hareket edenler horlanıp dışlanarak cezalandırılıyorsa, her türlü çirkinliği yapanlar arkalarına aldıkları güdümlü sendika sayesinde ödüllendiriliyorsa, bunun adına eğitim değil geçmişte yaşananlar gibi düşman öğretmenler oluşturma denir.
Çocuklarımız tertemiz geldikleri okullarda bağımlılığa saplanıp, çetelerin uşağı ve tacizcilerin kurbanı olmaktadır. Okulların açılmasıyla birlikte, okullarda emniyet güçleri marifetiyle gerekli tedbirleri aldıklarını iddia edenlerin, okula gönderilen polisin ailesi ve kendisinin canıyla tehdit edilmesi sonucu bir şey yapamayıp tüm çirkinliklere seyirci kaldığı bilinmektedir.
Hiç öyle olunmasaydı çocuklar okula silah ve bıçaklarla gelebilir miydi? Okul çevresi bağımlıların ve satıcıların yuvası olur muydu? İnsanlar hakkını aramaktan korkar mıydı?
Tüm bunların bilinmesine rağmen, yöneticiler bunları yok sayarak ve reform yaptıklarını söyleyerek halkı uyutmaya devam etmektedirler. Eğitimin bitişi, iktidarın yanlışı sonucu eğitim yöneticilerinin bilgisizliği ve duyarsızlığından kaynaklanmaktadır. İşleri  “kel başa şimşir tarak” yöntemiyle yürütmelerindendir. Bu durumun ıslahı için öncelikle iktidarın ve yöneticilerin eğitilmesinden geçmektedir. 

Yazarın Diğer Yazıları