Bünyamin Öztürk / Yeniçağ
İrgil, "AKP iktidarı eğitim sistemi üzerinden bir karşı devrim yapmaya çalışıyor. Bu konuda da FETÖ'cüleri örnek alıyorlar" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı yeni müfredatı eleştiren CHP'li İrgil, eğitim sistemi üzerinde sürekli değişiklikler yapıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Uzun süredir dile getiriyorum. FETÖ'cüler nasıl eğitim yoluyla tüm devlete sızdı ve bütün kanalları ele geçirdiyse baktılar ki o yol çok etkin ve işe yarıyor, şimdi aynı taktiği AKP iktidarı uyguluyor. Bazen kadrolaşarak bazen aileleri belirli eğitim alanına zorlayarak şimdi ise müfredat yoluyla eğitime darbe yapıyorlar. Belki bu yaptıkları onlara geçici zafer kazandırabilir. Ama sonuç olarak matematikten felsefeden bilimden uzak bir eğitim en çok ülkeye zarar verecektir. Siyasetin, eğitim alanına karışmaması gerekir. Bu şekilde en büyük kötülük ülkeye yapılıyor."
"Bu tür müfredatla eğitim alan çocuklar ilerleyen dönemde gelişen dünyanın çok gerisinde olacaklar" diyen Ceyhun İrgil, şöyle devam etti: "O zaman anlaşılacak bugün ne kadar kötülük yapıldığı. Maalesef o zaman da çok geç olacak. Düşünmekten sorgulamaktan uzak bir nesil ortaya çıkacak. Bu durumun iktidar partisine de zararı olacak. Eğitim siyasetin alanı olmasın ve eğitim sistemi ile bu kadar oynanmasın diyoruz. Eğitimin evrensel kuralları bellidir. Çağdaş dünyaya göre eğitimin uygulanması gerekiyor. Bu tür uygulamalarla okuduğunu anlamayan bir nesil ile karşı karşıya kalacağız. Bu gerici anlayıştan çocuklarını kurtarabilenlerin çocukları çok ileride olacaklar. Hükümetin uyguladığı eğitimle yetişen çocuklar ise yarın hiçbir anlamda kendini yetiştirememiş olacak. Bu müfredatla yetişen çocuklar yöneten değil yönetilenler olacaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki bunun acısını bu şekilde yetişen çocuklar ve aileleri çekecektir."
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın önceki gün açıkladığı yeni müfredat, "çağdaş-bilimsel eğitimden uzaklaştığı, cumhuriyetin değerlerini ve önemli pozitif bilim derslerini gerilettiği, Türkçe dersinden Atatürkçülük kavramını çıkardığı" öne sürülerek eleştirilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 51 farklı dersin taslak programı anlaşılması güç bir aceleyle hazırlandığı, değerlendirme yapılamayacak kadar kısa bir süre askıya çıkarıldığı, yeterince inceleme ve değerlendirme yapılmadan uygulamaya geçilmesinin öngörülmesi de başka eleştiri konusu olmuştu.
