Eğitimde komplo teorisi

Eğitim alanında yaptıkları reformlarla övünenler, eğitimi içine düşürdükleri rezaleti izah için artık değişik komplo teorileri üretmeye başladılar. Unuttukları ise insanımıza yaşattıkları hayal kırıklığının tarihimizin hiçbir döneminde bu kadar yaşanmamış olmasıdır. Yapılanlar sadece bizim gelecek yaşamımızı etkilemekle kalmayıp, ülkemizin dışarıda da itibar kaybına neden olmuştur.
Bu durum, çeşitli ulusal ve uluslararası araştırma kuruluşlarınca da belgelenmiştir. Araştırma kuruluşlarının yayınlanan verileri, ülkemizin verdiği diplomaları dışarıda itibar edilmez kılmış, birçok gelişmiş ülkede de diploma denkliği kabul edilmez olmuştur. Bunun sonucunda üniversitelerimizden mezun olan insanlar yurt dışında iş bulamaz duruma düşmüşlerdir.
Sadece bununla da kalınmayıp, ülkemize okumak üzere dışarıdan öğrenci gelmesini yavaşlatarak durma noktasına getirmiştir. Hâlbuki gelişmiş ülkelerde öğrenci çekme adına kıyasıya yarış sürmektedir. Bizim ülkemize gelen öğrenciler ise gelişmiş ülkelerce kabul edilmeyen üçüncü dünya ülkesinin öğrencileridir.
Ülkemizde ise, geleceğimiz açısından telafisi mümkün olmayan bir vahamet oluşmuştur. Eğitim çalışanlarının durumuna dokunulmaksızın geleceğimizin teminatı olan yavrularımızın geleceğine bakıldığında, tünelin ucundaki ışığı görme yerine, bir mağaranın dehlizlerinde kaybolmuş durumdayız.
ÖSYM’nin son yaptığı sınavların ortaya çıkardığı sonuçlar, eğitimde nasıl bir çöküşle karşı karşıya olduğumuzun delili olmuştur. 2-15 Ocak 2014 tarihleri arasında ÖSYM’ye yapılan müracaatlarla 2 milyon 7 bin 6 yüz elli dokuz kişi sınava girmiştir. YGS sonuçları açıklandığında ise yaklaşık 900 bin öğrencinin Fen, 420 bin öğrencinin Matematik testi ile ilgili bir soruyu dahi doğru olarak yapmadıkları görülmüştür. Geçen yıla göre bu oran % 30 daha kötü bir durum arz etmektedir.
ÖSYM ise bu hezimet karşısında iktidarı düştüğü rezaletten kurtarma adına, yaptığı araştırmalar sonucunu açıkladı. Güya bu yıl sınav sorularının açıklanmayacağını duyan dershaneler, kırk bin öğretmenin soruları ezberletmek üzere sınava sokmuş. Ancak bu öğretmenler tek teste cevap verdikleri için puanları hesaplanmamış, bu nedenle ortaya bu sonuçlar çıkmış. Tıpkı seçimlerde sayımlar yapılırken kedilerin trafolara girerek ışıkları söndürdüğü misalinde olduğu gibi halkı uyuttuklarını zannediyorlar.  
Ey ÖSYM, geçmişte de iyi bir sicile sahip olmadığına göre, yaptığın araştırma ne kadar güvenilir? Bu araştırmayı yapanlara sormak gerekirse, birçok ulusal ve uluslararası kuruluşların eğitim alanındaki yaptırdıkları araştırmaların sonucunda çıkan o vahim durumlarda da mı bir yerlerin müdahalesi var? Ocak ayında sınava girmek için müracaatlar yapılırken soruların açıklanmayacağı deklare edilmediğine göre, bu dershaneler müneccim mi? Olayı nasıl bildiler de 40 bin öğretmeni sınava müracaat ettirdiler? Yoksa önceden dershanelere bilgileri siz mi verdiniz?
Tüm bu soruların cevapları olmadığına göre, yapılan açıklamaların günü kurtarmaya yönelik komplo teorilerinden başka bir şey olmadığı ortaya çıkmaktadır. Geçmişte de iktidarların yaptıklarının izahı olmayınca en iyisini büyüklerimiz bilir der geçiştirirlerdi. İnsanların kültür seviyesinin yükselmesi sonucu, bu yöntemin geçersizliğini görenler yeni senaryolar yazmak zorunda olduklarını görerek, Ergenekon diye bir çete yaratıp, her kötülüğü bu çete mensuplarına yüklediler. Baktılar ki bu yol da çıkmaz. Hemen yeni bir yol bulunarak paralel devleti ortaya çıkardılar. Artık kötü olan ne varsa onun işidir dediler.
Ey iktidar ve onun yetki verdikleri, işler çeteler vasıtasıyla yürütülüyorsa siz ne iş yaparsınız? Siz işleri yürütüyorsanız bu çetelerin oralarda işi ne? Yoksa bizi iyi polis kötü polis, komplolarıyla karşı karşıya bırakarak mı kandırıyorsunuz? İyi bir şey olursa sizden, kötü bir şey olursa çetelerden öyle mi? Siz ortaya çıkıp bakın biz sizler için çetelerle nasıl mücadele ediyoruz diyeceksiniz, biz de inanacağız. Siz ise durmak yok yola devam diyeceksiniz.
Yani eğitim çalışanlarına yapılan eziyet ve zulmün motivasyonları bozarak vahim sonuçlar doğuracağı biliniyordu. Ben bilir ben yaparım zihniyetiyle üzerinde oynanılan mevzuatın meydana getirdiği işin içinden çıkılmayacağı da belliydi. İşin ehli olmayan yandaşların yaptıkları yanlış işlerde olanların tuzu biberi olacağı da aşikârdı. Tüm bunları bile bile yaptınız. İşler kötüye gidince suçu çetelere yüklediniz. Biz de sizi alkışladık. Eh kel başa şimşir tarak, tara tara saçlarını dalgalansın.

Yazarın Diğer Yazıları