Eğitimden elinizi çekin

               İmkanı eline geçiren mutlaka eğitim sistemine saldırır. Bilir ki ne yapılacak veya nereye varılmak isteniyorsa yol oradan geçmektedir. Öyleyse o yolu kendi araçlarıyla kendi çıkarları için kullanıp başkalarına kapatmalıdır. Dün böyle yapılıyordu, bugün ise daha ileri gidilerek şose olan bu yol asfalta dönüştürülmüştür. Amaç hedeflerine daha emin ve kısa zamanda ulaşmaktır. Ne de olsa çıraklık dönemi bitip ustalık dönemi başlamıştır. Öyleyse ellerle birlikte kafalar da daha hızlı çalışmalıdır. Öyle ya yarınların ne getireceği belli olmayabilir.

                Durum bu olunca, öncelikle çocuklara okumayı özendiriyoruz diyerek işe Bin Temel Eser tavsiyeleriyle başlandı. Amaç bir taşla bir kaç kuşu birden vurmaktı. Tavsiyelerinden biri olan "Anayurt Oteli" adlı eserle çocuklara porno içerikli kitap tavsiyesiyle ahlaki yozlaşmayı sağlamaya çalıştılar. Şimdilerde ise bu yozlaşmayı "Nasrettin Hocanın İki Evliliği" ve televizyon dizileri ile sürdürmeye çalışıyorlar. Diğer tavsiye ettikleri "Küçük Prenses" kitabıyla da, Atatürk'ü bir diktatör olarak çocuklara öğreterek Cumhuriyet'i karalamaya çalıştılar. Hani yeni Türkiye ve Osmanlıcılık oyunları oynanıyor ya, bu yapılanlar da oynanmak istenen oyunun birer projesi şeklinde yürütüldü. Yetmemiş olacak ki, İnkılap Tarihi kaldırılarak Osmanlı sonrası kazanımlar yok sayıldı. Önceki ortakları olan bugünün paralelcileriyle birlikte  "Harf Devrimi" çiğnenip, alfabeye ilave harfler eklendi ve sonrasında yasa değişikliği yapılarak bu değişikliği perçinlediler.

                Andımız, içindeki "Ne mutlu Türk'üm" sözünden dolayı okullardan kaldırılarak, Türk'üm demek ırkçılık sayıldı. Şimdi ise okullarda puta tapmam diyen, bayrağı paçavra olarak gören IŞİD'cilerin önü açıldı. Yetmedi ben Türk değilim diyenlerin, bu bayrak benim bayrağım değil diyerek her iki grubun da İstiklal Marşı'na katılmamalarına göz yumuldu. Ana dilde eğitim denerek Anayasa çiğnenip Türkçenin dışında Süryanice, Kürtçe, Çerkezce, Lazca vb.. dillerde eğitimlere başlanıldı.

                Okullar yandaşlar için birer geçim kaynağı haline getirilerek proje adı altında "İHH" para toplar, hırsızlıkları yargı kararıyla tescillenmiş "Deniz Feneri Derneği" afişleriyle reklam tahtasına çevrilmiştir. Hizmet Vakfı elemanları Millî Eğitim'le yaptıkları bir anlaşma sonucu okullarda "Risaleyi Nur" anlatmaya başlamıştır. Göreve ehil olmayan yandaşlar atanarak iktidarın istekleri emir kabul edilerek yasalar yok sayılmıştır. Yandaşlardan bazıları işi o kadar ileriye götürmüşler ki, Sayın Cumhurbaşkanının yaş günü için okullardan öğrenci toplayıp kutlamaya gitmeye dahi kalkışmışlardır.

                Bunlar olurken susan, görmezcilikten gelenler ile destek verenler makamlara getirilmiş. Sesini yükseltenler ise müfettişler marifeti veya yasa değişikliğiyle sürgüne, kıyıma uğratılarak, hizmeti dolanlar emekliye sevk edilmişlerdir. Sözde bir öğretmen sendikasının başkanı tüm olanları desteklemesi yetmiyormuş gibi, toplu sözleşmede memuru iktidara peşkeş çekerek kendini parlamentoya atmıştır. Böylece eğitimde işi ve mevzuatı bilen kalmadığı için eğitimi felç ederek hedeflerine biraz daha yaklaşmışlardır.

                Tabii bunları yaparken İslamcı gençlik yetiştireceğiz diyerek, IŞİD'ci Kürtçü, Çerkezci, Lazcı gibi değişik grupların yanında maddeci, hırsız, eyyamcı, seks kölesi, vurguncu, talancı, yalancı ve madde bağımlısı gençlik yetiştirilerek toplumu yozlaştırmışlardır. Ülkeyi bilgi yoksunu, onun bunun uşaklığına soyunmuş, kahve köşelerinde pinekleyen, saygısız, büyüğünü küçüğünü tanımayan zavallıların ülkesi haline getirmişlerdir.

                Son yıllarda kadın cinayetlerinin artmasının, gasp ve soygunların çoğalmasının, hapishanelerin kapasitesinin üstünde insanla doldurulmasının, terörün artması ve dağa çıkışların hızlanması, insanların kendini farklı kabul ederek diğerlerine düşmanlık yapmalarının temelinde ehil olmayan ellerde yanlış eğitim politikalarının uygulanmasıyla gelinmiştir.

                Geleceğin eğitimle şekilleneceği düşünüldüğünde, yapılması gereken, eğitimin sil baştan ele alınarak yeniden ilmi ve değerlerimiz doğrultusunda düzenlenerek, ehil ellere emanet edilmesi gerekmektedir. İktidarlar geçici, millet ise baki olduğuna göre siyasiler eğitim üzerinde kendi emellerini gerçekleştirme sevdasından vazgeçerek, eğitimin üzerinden ellerini çekmeli ve eğitim adı gibi millî olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları