Eğitimin Omurgası Kırıldı

          Milli Eğitimde iki yıl içinde yapılan değişiklikler eğitimi çok kötü etkiledi. Bir taraftan hukuku tanımama, diğer taraftan beceriksiz ve bilgisiz idarecilerle eğitim felç edildi. Öğretmenlere yönelik Bakanlık güdümlü yandaş sendika baskısı, değersizleştirilme, özlük ve mali haklarının gaspı eğitimin kalitesinin hızla düşmesine neden oldu. ÖSYM'nin 2015 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Sınav Sonuçları Kitabı'nda 21 lise türünün YGS ve LYS başarılarının yer aldığı sonuçlar bunu doğrulamaktadır.

          Nitekim kitapta yer alan bilgilere göre temel liseler, üniversite yerleştirmede 50 matematik sorusundan 47'sini,  fizikte 30 sorudan 23'nü, Türk Dili ve Edebiyat dersinde ise 56 sorudan 33'nü yanlış çözdüğü ortaya çıkmış bulunmaktadır. En başarılı olan Devlet Fen Liseleri ise ancak 28,4 ortalamayı yakalayabildi.

          Bütün lise ve ortaokullarda Matematik, Türkçe, Fizik, Kimya, Biyoloji, Beden Eğitimi gibi kültür ve beceri dersi öğretmenlerine kurs açma imkânı tanınırken, İmam Hatip Liseleri ve İmam Hatip Ortaokulları'nda bu hak tanınmamaktadır. Cehaletin ve beceriksizliğin bu kadarına da pes…

          Bu örnek bile Bakanlığın ne hale getirildiğinin açık resmidir.

          Cahillerden, bilgisizlerden ve becerisi olmayanlardan yönetici olamayacağını Bakanlık ne zaman anlayacaktır?

          Bilgisi ve becerisiyle MEB'in beyni ve hafızası konumunda olan 100 bine yakın idarecinin haksız ve hukuksuz olarak görevden alınarak, yerlerine şimdiye kadar hiçbir sınavı kazanamamış, hiçbir becerisi ve deneyimi olmayan daha doğrusu yandaş olmanın ötesinde bir meziyeti olmayanlar atanmıştır. İşte bütün bu olumsuz gelişmeler eğitimi uçurum noktasına getirmiştir.

          Bugün MEB'de yüz bine yakın şube müdürü, il ve ilçe milli eğitim müdürü, okul müdürü, okul müdür yardımcısı gasp edilen haklarının iade edilmesi için mahkeme mahkeme dolaşmaktadır. Mahkemeyi kazanmalarına rağmen görevlerine Bakanlığın hukuk tanımaz tavrından dolayı iade edilmediklerinden madden ve manen mağdur durumdadırlar. 

          Eğitim tarihimizde bu denli bir kıyım ve bu çapta hukukun çiğnendiği bir dönem yaşanmamıştır.

          MEB mahkeme kararlarını uygulamamak için nerde ise her gün görüş değiştirmekte, hak yemeyi meşrulaştırabilmek için hukukun dışında her yolu denemektedir. MEB Hukuk Müşavirliği, mahkemeyi kazananları göreve başlatmamak için birbiriyle çelişen görüşler serdetmektedir. Nitekim en son 11.01.2016 tarihli görüş yazısında mahkemeyi kazanan müdürlerin göreve başlayabileceğini, 10.02.2016 tarihli görüş yazısında ise bunun mümkün olamayacağını ifade etmektedir. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…

          Anlaşılan MEB Hukuk Müşavirliği büyük bir baskı altındadır. Ne yapacağını ve ne söyleyeceğini şaşırmış durumdadır. Hukuk tarihimizde şimdiye kadar böyle bir çelişki yaşanmamış ve Milli Eğitim Bakanlığı bu denli komik duruma düşmemiştir.

          Diğer taraftan Bakanlık üst düzey bürokratları mahkemeyi kazanıp kararın uygulanmasını isteyen eğitimcileri, bütün hukuk kurallarını çiğneyerek ve özlük haklarını gasp ederek alt görevlere atamayla tehdit etmektedir. Böyle bir skandal MEB'in dışında ne duyulmuş ve ne de yaşanmıştır.

          Görüldüğü üzere MEB'in omurgası kırılmıştır. Eğitimin kalitesi hızla düşürülmüş ve hak aramak suç haline getirilmiştir. Kimin umurunda?..

          Ey gaflet içinde bulunanlar uyanın. Çocuklarımızın geleceği karartılıyor. Ülkemizin ve eğitimimizin sigortası olan kadrolar tarumar ediliyor. Bunun vebali ağırdır, taşıyamazsınız. İş işten geçmeden gerekli önlemleri alın. Yoksa yarın tarih sizi yerden yere vuracak ve yeni nesiller sizleri lanetle anacaktır. 

          Eğitimin omurgası kırıldı. Uyuyanlar uyanın…

Yazarın Diğer Yazıları