Ekonomik kriz alarm veriyor!

Ekonomik kriz alarm veriyor!
Reel sektördeki bunalım; ne 1994, ne 2001, ne de 2008 yılındaki küresel finans buhranına benziyor. Borcumuz; TL’deki değer kaybı yüzünden 493 milyardan 570 milyar liraya ulaştı.

Fatih ERBOZ / Yeniçağ 

Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren anayasa değişiklik teklifi için sandığa gidilecek referandum öncesinde, ekonomik kriz alarm veriyor. Türkiye’de ekonominin kötü yönetildiğini kaydeden CHP Denizli Milletvekili Kâzım Arslan, “Kapıya dayanan reel sektör krizi; ne 1994 krizine, ne 2001 krizine, ne de 2008 yılındaki küresel finans krizine benziyor” dedi.

kazim-arslan.png

DIŞ KREDİ İHTİYACIMIZ

İç ve dış politikada yapılan yanlışların Türk ekonomisine kriz olarak yansımasının an meselesi olduğuna dikkat çeken CHP’li Kâzım Arslan, şunları söyledi: “İşsizlik verileri, ihracat ve turizm rakamları, büyüme dinamikleri, Türk Lirası’ndaki değer kaybı, dış politikada gelinen nokta ve AB ile yaşanan kriz, artık ciddî bir ekonomik krizin sinyallerinin göstergesi. 2016 yılında ödememiz gereken toplam borç 493 milyar lirayken, Türk Lirası’ndaki değer kaybı sonrasında borç 570 milyar liraya ulaştı. Bunun yanında Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı yıllık 200 milyar doların üzerinde.”

Enerjide de dışa bağımlı bir ülke konumunda olduğumuza dikkati çeken Kâzım Arslan, hükümetin
üretim politikalarının, düşük katma değerli üretimin ortaya çıkmasına yol açtığını belirtti. CHP Denizli Milletvekili Kâzım Arslan, “Tüm bunların sonunda gelinen nokta; aslında vatandaşın günlük hayatının her geçen gün daha da maddî olarak zorlaşmasıdır. Eğer hükümet bir önlem almazsa, krizin yaşanması kaçınılmazdır” diye konuştu.

İSTİSNALAR DENGESİZ

CHP’li Kâzım Arslan, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan Serbest bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın eksikliklerinin bulunduğuna da değindi. Hazırladıkları muhalefet şerhinde bunları dile getirdiklerini ifade eden Kâzım Arslan, şöyle devam etti: “Olumlu karşıladığımız yerleri de açıkça söyledik. Hizmet ihracatının geliştirilmesi amacıyla bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme ve depolama hizmetlerine gelir veya kurumlar vergisi istisnası amaçlanıyor. Ancak, söz konusu değişiklikte, serbest bölgelerde yapılan yatırım, istihdam ve faaliyetin devamı niteliğinde olan film endüstrisi hizmetleri, ses ve görüntü kayıt, Ar-Ge ve Ar-Ge’ye dayalı hizmetler ile döviz kazandıran diğer hizmet işlemleri, gelir yahut da kurumlar vergisi istisnası dışına alınmadı.”

AYRIM BİTMELİ

Serbest bölgelerdeki üretici firmalar ile fason üretime devam eden firmalar arasında ayrım gözetilmesinin de sıkıntılara yol açacağını bildiren Kâzım Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çalışanlarının ücretleri gelir vergisine tabî tutuluyor. Oysa ki; serbest bölgelerde yapılan fason işlemler, parça veya kısmî fason işlemi olmayıp bir ürünün başlangıcından bitişine kadar aşamalarını kapsayan üretim işlemi olarak gerçekleştirilmekte. Bu nedenle, Ekonomi
Bakanlığı’ndan faaliyet ruhsatı alarak serbest bölge sınırları içinde bu imalatçıların ödedikleri ücretler de kapsam içine alınmalı. İşsizliğin önüne geçilmesi açısından bu ayrımın kaldırılması büyük önem taşımaktadır.”