Elde silah "Hayır'cı" mı avlayacaksın?

Elde silah "Hayır'cı" mı avlayacaksın?

Hocam ne oluyor...

Ülkücü kardeş, nedir bu hiddet, bu şiddet...

Nedir bu durup dururken "Gerekirse silah kullanırız" efelenmesi...

Kime çekiliyor o silah, dış düşmana mı... Yoksa "Hayır" diyecek iç düşmana mı...

Kimdir bu durup dururken denize dökülecek ahali... Ülkenin öteki yarısı mı yani...

Ne demek şimdi bu laf...

Yani sandıktan hayır çıkarsa, sen de elde silah sokağa çıkıp hayırcı avına mı başlayacaksın...

(...) Devlet Bey, "Elimize silah alırız" diye 'hayır' verecek insanları tehdit eden bu yeni ülkücü zat hakkında ne düşünüyor...

Ertuğrul Özkök Hürriyet

***

Ülke yönetilemez hale geliyor

----------

AKP'de yapılan değerlendirmeler ortaya koyuyor ki bu partinin tabanında yüzde 9'a varan kararsızların durumunda fazlaca bir gelişme yok. Gerçi referanduma kadar daha hayli süre var ama Türkiye'ye hâkim olan kamplaşmayı da dikkate alacak olursak, evet de çıksa, hayır da çıksa, iki kesim arasında büyük bir fark da oluşmayacak.

Türkiye, bir Anayasa referandumunun sonucunda tam ortasından ikiye ayrılmış gibi bir tablo ile karşılaşacağız.

(...)

Türkiye'nin bir "beka sorunu" olduğunu söylüyorlar. Böyle bir beka sorunu varsa, ülkeyi ortasından iki kampa ayıracak bir sonucu hedeflemek kimin işine yarayacak?

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Seçilmiş görünümlü "atanmış" Meclis

--------

Kadıköy'e yan yana dev pankartlar asılmış... Birinde tarafsız Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın resmi ve yanında şu slogan:

"EVET söz de karar da milletin"

Yanında şu pankart:

"Milletin seçtiği Meclis hükümeti denetliyor"

Meclis'i milletin seçtiği doğru. Ama hükümet yok ki o sistemde..

Hükümet dediğiniz organın bakanlar kurulu bulunur, başbakanı bulunur.

Oysa yeni sistemde ne başbakan ne bakanlar kurulu var

Bakanları cumhurbaşkanı Meclis dışından atıyor. O bakanlar Meclis'e değil cumhurbaşkanına karşı sorumlu...

Meclis'in o sistemde güvenoyu, gensoru gibi hükümeti denetim mekanizmaları mevcut değil. Meclis sadece bakanlara yazılı soru sorabilir. Aldığı cevapla yetinir.

Cumhurbaşkanı o  sistemde bugünkü Başbakan'dan çok daha yetkili olduğu halde ne Meclis, ne bir başka organ cumhurbaşkanına soru sorabilir. Onun karar ve atamalarına hiç kimse müdahale edemez.

Cumhurbaşkanı seçimiyle Meclis seçimi aynı gün yapılır.

Cumhurbaşkanı milletvekili adaylarını bizzat saptar. Devlet gücünü de kullanarak Meclis'te partisine çoğunluğu sağlar.

Meclis'in teoride cumhurbaşkanı ve bakanları Yüce Divan'a gönderme yetkisi vardır. Ama 400 milletvekili gibi imkansız bir rakamı bulursa...

Üstelik Yüce Divan görevi yapan Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinden 12'sini de cumhurbaşkanı atıyor. O Divan çalışır mı?

Sonuçta Meclis'in yönetimi denetlemesi teorik olarak mümkündür. Pratikte mümkün değildir. Çünkü Meclis de cumhurbaşkanının emrinde bir organdır.

Melih Aşık Milliyet

***

Türk Milleti "her şeye rağmen" cevabını verecek

-------

Halk oylaması âdil olmalı, her görüş için eşit imkânlar sağlanmalı, hak ve adalete uyulmalı, değil mi?

 Hayır! Siyasal iktidarın anlayışı "Rabbena... Hep bana... Hep bana!"

Eşit şartlarda olmayan bir referandum kampanyası sürdürülüyor. Devletin bütün imkânları, uçakları, araçları, valisi, kaymakamı, kamu personeli "Evet" oyları için kullanılıyor. Yandaş medya da öyle!

Millî irade böyle tecelli eder mi?

EVET propagandası sınırsız serbest bırakılırken, HAYIR mitingi yapacak olanlar engelleniyor, yasaklar getiriliyor!

 İşte Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'na yapılan tehditler... İşte Meral Akşener'e, Ümit Özdağ'a, Sinan Oğan'a, Yusuf Halaçoğlu'na yapılan saldırılar... Neresi demokratik bunların? Böyle demokrasi mi olur?

Meydanlar, sokaklar, parklar, caddeler "EVET" afişleriyle dolu... Peki "HAYIR" afişleri nerede? Onlara izin yok!

Karşı görüşte olanlara devlet gücüyle soluk aldırılmıyor! Siyasi mertlik, siyasi ahlâk bu mudur?

Her şeye rağmen milletimiz 16 Nisan'da haklıyı ve doğruyu bulacaktır. Millet sanıldığı kadar bilinçsiz ve saf değil!

Rahmi Turan Sözcü