Eleştiri korkusu

AKP iktidarı Cumhuriyet tarihi boyunca rastlanmayan, çağdaş ve vatanperver insanları üzen ve hayrete düşüren birçok uygulamaya imza attı. Bu tuhaf uygulamaları da ileri demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla masumlaştırmaya çalıştı. Ayrıca yaptığı hataları ve taraflı politikaları da yarattığı yandaş basın yayın kuruluşlarıyla örtmeyi becerdi. Yasa dışı uygulamalar ve dinen günahları bile yaptığı propagandalarla normalleştirdi ve hatta kendi İslamcı camiası nezdinde de yer yer ulvileştirdi. AKP muhalifleri korkularından bunların üzerine gidemedi veya gereğinden az gitti. Kendi camiası içinde bulunan namuslu, samimi dindarlar ve yurt severler, bu taraflı uygulamalara karşı seslerini hafif yükseltince onlar da tehditlerle susturulmuştur.
AKP’nin Türk ve çağdaş yönetim geleneklerine uymayan bir uygulaması da kurumsallaşmanın ve ciddiyetin en önemli göstergesinden birisi olan bakanlıkların yönetimde devre dışı bırakılmasıdır. Bakanlıkların bürokratik yapısı, çalışma sahası ve iş becerisi o bakanlığın hafızası, tecrübe ve birikimlerinin sonucunda oluşmuştur. AKP yönetimi bu bakanlıkların birikimlerini ve çalışanlarını kendilerinden saymadığı için dikkate almamaktadır. Bu davranışı her bakanlıkta görmek mümkündür bunların en tipik örneklerinden biri de Dışişleri Bakanlığı’dır. Bizim uzmanlık alanımız olduğu için AKP’nin dış politika kararlarını, uygulamasını ve Dışişleri Bakanlığı’nın dışlanmasını son uçak olayı ile örneklendirmek istiyoruz. Bilindiği gibi düşürülen Türk askeri uçağı hakkında ilgili ilgisiz herkesi dinledik ama konunun asıl sahiplerinden birisi olan Dışişleri Bakanlığ’ını duymadık. Bunun asıl nedeni Dışişleri Bakanı profesör titrli her şeyin en iyisini bilen siyasi İslamcı Davutoğlu büyük tecrübeye sahip ulusal çıkarları gözeten, çağdaş ve büyük tecrübeye sahip Dışişleri Bakanlığı’nı dışlaması normaldir, zira yurt sever, çağdaş dışişleri bürokratları beynelmilelci siyasi İslamcı zihniyetle aynı politikayı benimsemesi mümkün değildir. Beş bin kişinin çalıştığı dışişleri bakanlığında başka bir kimse yokmuş gibi kendisiyle aynı kafada olan siyasi İslamcıların ünlü gazetecilerden birinin kardeşi olan bir diplomatı bakan yardımcısı yaparak tek düzelikte ısrar etmiştir.
Dışişleri Bakanlığı eskiden önemli konularda her türlü görüşten akademisyen ve uzmanları toplayarak sorunu tartıştırır ve farklı görüşlerin yaklaşımlarından bir sonuç çıkarırlardı. Şimdi cemaatin adamları, eski tüfek Marksist-Leninistler, imam stratejistler ve kendilerine benzettikleri her siyasi görüşten bir grup uzman kılıklı yalaka insanlar. Bu insanlar gayri milli siyasi İslamcıların neyi işitmek istediklerini bildikleri için onu söyleyerek yöneticileri mutlu etmektedirler. Bunların derdi Türk milletinin ve Türk devletinin çıkarları değil kendi çıkarlarıdır. Biliyoruz ki bu insanlar bizim verdiğimiz vergilerle alınan devletin uçağına bindirilerek yolluklu, yevmiyeli yurt dışı seyahatlerle mükafatlandırılmaktadırlar. Bizim gibi yurtseverlere de akıl veriyorlar, akıllı olun bunların ne istediklerini biliyorsunuz, siz mi düzelteceksiniz, bunlar artık gitmeyecektir, başınıza işler gelir, aykırı yazıp konuşmaktan vazgeçin gibi nasihatlerde bulunmaktadırlar. Yanlış yapmasınlar, ulusal çıkarları gözetsinler, Türk milletinin ve devletinin gelenek ve prensiplerine sadık kalsınlar, Türklerin modernleşme ve çağdaşlaşmasının önünü kesmesinler, biz yurtsever Atatürkçüler de kritik yapmayalım. Aksi takdirde gayri milli AKP iktidarı, çağ dışı cemaat, tarikat ve gruplar bizim gibi insanların tenkitlerine maruz kalacaklardır, bu bizim vatan görevimizdir.

Yazarın Diğer Yazıları