“Eli kanlı mafya kopukları” demişti
Ülkücülere işkence eden sadece 12 Eylül Cuntası mı.. Bugün “ülkücü aşkı kabaran!!” bu iktidar, ülkücülere zulüm etmedi mi?!
Okuyun şu satırları.. “...eli kanlı mafya kopukları’, ‘namaza durmayanlar’, ‘şehit istismarcıları’...” Kimler için bu sözler?.. Milliyetçiler, ülkücüler için..
Şimdi bu sözlerin sahibi politikacılara göğsünü siper eden ve bunu “..eski ülkücüyüm!!” diye yapanlar var ya.. Onların kulakları hoş olsun.. İktidarın gayreti de ortadadır.. Şu sıralar, referandumu lehlerine çevirmek için sözüm ona “ülkücü” devşirme hareketi içerisindeler.. Başbakanı dinliyorsunuz, Bahçeli ve MHP yöneticilerine ağzına geleni söylüyor ama hemen ardından, “Benim değerli, MHP’ye oy veren vatandaşlarım” diye başlıyor, ağzından gül dökülüyor..
Umudu, MHP’den devşirebileceği “Evet” oylarında!.. Umudu bu, çünkü durumu kritik.. Eğer bir kısım MHP tabanını ikna ederse “Evet”i devireceği inancında..
Bu yüzden “Ayağı sürçen, uyanık ve cevval ülkücüleri devşirmek!!” için huruç harekatı yürütülüyor.. “Cevvali de” gözünden anlayıp devşirmek için, “sopaya bağlı havuç” modeli kullanılıyor.. Yeşile koşan “devşirmeler” yandaş ekranlarda, “çok işkence gördüm çok!!” diye başlayıp “Evet deyin de 12 Eylül’de kanımız yerde kalmasın” diye, aldığını hak etme yarışındalar!.. Oysa ülkücüye, milliyetçiye işkence eden sadece 12 Eylül değil, bu iktidarın da çektirdiği az değildir dedik.. İşte size bir örnek.. Adı bende saklı bir okurumun yazdıklarına bakınız... “Halen görevde olan ülkücü bir devlet memuruyum... 12 Eylül öncesi 1,5 yıl yattım ve 12 Eylül’ün tezgahından geçirildim.
Bugünkü yazınızın bin beterini Denizcilik Müsteşarlığı Çanakkale Bölge Müdürlüğüne bağlı Limanlar yaşadı.
AKP geldikten 2 ay sonra ülkücü olan Bölge Müdürünü alıp memur yaptı ve yerine birini getirdiler. İşin garibi ne biliyor musunuz? Hani Başbakanın da ağlayarak adını zikrettiği, başında namaz takkesi olduğu için dövülerek öldürülen ülkücü şehit Hüseyin Kurumahmutoğlu (Allah rahmet eylesin) var ya; onunla aynı soyadı taşıyan emekli Yarbay Ali Kurumahmutoğlu diye birisi, Deniz Ulaştırması Genel Md Yrd. yapıldı ve bu işi o organize etti.
Bu zat, Çanakkale Bölge Müdürlüğünde bir toplantı yaptı.12 liman başkanının altısı sağ tarafa ve altısı da sol tarafa oturdu. Çünkü altısı ülkücü, altısı da solcu idi. İlk görevden alınıp memur yapılan bir ülkücü oldu. Ardından hem imam-hatip mezunu ve hem de hanımının başı örtülü iki liman başkanı alındı. Çünkü imam-hatip mezunu da olsalar, eşlerinin başları örtülü de olsa onlar ülkücüydü.
12 Eylül öncesi biz şehit olurken bunlar bize dinsiz muamelesi yaptılar, ölenlerimizi hiç bir zaman şehit saymadılar, ırkçı-kafatasçı dediler. Şimdi mi kardeş olduğumuz akıllarına geldi?
Bey efendi, çok basit bir araştırma ile olayın boyutlarının daha vahim olduğunu göreceksiniz: Devlet memuru kadrosunda olmayan, özel sektörün gemisindeki tayfaların nasıl müdür, gen.md. müsteşarlığa kadar getirildiğini göreceksiniz. Konuyu incelemeniz ve adımı vermeden yazmanız dileği ile, Allah yar ve yardımcınız olsun.”
Devam edelim... Okuyucumuz Binvar Bey yazıyor; “AKP zihniyetinin ülkücü düşmanlığı, 12 Eylül’den devraldığı mirastır. Saldırganlığı 12 Eylül işkencecilerini aratır niteliktedir. Çünkü ‘Türk’ kavramından rahatsız olan bu zihniyetin sekiz yıllık iktidarları süresi içinde bürokrasiyi yandaşlarıyla doldururken özen gösterdikleri tek husus, ‘ülkücü olmasın da kim olursa olsun’ anlayışı olmuştur. AKP iktidarının bürokratları görevden alma ile ilgili tek kıstası ‘Türk milliyetçisi’ olmaları olarak kabul edilmiştir.” Durum buyken, bir kısım pişkin ahlaksız, kendilerini ülkücü olarak sunup yazdıklarıma karşı çıkacak kadar arpalanmış durumdalar haberiniz olsun...