Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Emperyalist saldırıdan memnun olmak

                  Suriye toprakları üzerinde hak iddia eden bütün devlet ve örgütler amaçlarına ancak Suriye devletinin ülkenin toprakları üzerinde kontrolü kaybetmesiyle ulaşabileceklerdir.

Suriye'de birbirleriyle ya da rejimle savaşan bütün yabancı güçler sonuçta Suriye devletine karşı savaşmaktadır.

Şam'ın Suriye toprakları üzerindeki hâkimiyetini kaybetmesini sağlamak kendisine alan açmak için mücadele eden DAEŞ'ten YPG'ye bütün terör unsurlarının amacıdır.

Suriye devletini zayıflatmak ülkenin toprakları üzerinde hak iddia eden PYD/PKK'nın elini daha da güçlendirmek anlamına gelmektedir. Suriye'de merkezi hükümet dışında yeni otorite (PYD gibi) tesis etmek sonuçta ABD/İsrail stratejilerine hizmet etmek demektir.

Kısacası Suriye'nin zayıflatılması İsrail'in ve PYD'nin önünün açılması ve güçlendirilmesi anlamına gelmektedir.

Stratejisini İsrail'i bölgede tek hâkim güç haline getirmek üzerine kurmuş olan ABD, bu durumun farkındadır.

Suriye'nin İsrail karşısında güçsüzleştirilmesi her şeyden önce PYD'nin Suriye topraklarının bir kısmı üzerinde ayrı bir otorite tesisiyle mümkündür. Bu durum Türkiye ve İran'ı destabilize etmeye de büyük katkı sağlayacaktır. İşte bu amaç için beş bini aşkın TIR'la ABD, bölgeye silah ve mühimmat yığmıştır.

Ahlak ABD'nin umurunda bile değil!

Bir defa emperyalizm ahlakla ilgilenmez, güçle ilgilenir. Batı'nın Doğu politikası da başından bu yana ahlaksız bir zemin üzerine oturtulmuştur.

Sanılıyor ki ABD ve müttefikleri insanlığa karşı suç işleyen devletleri ve örgütleri cezalandırmak için zorunlu olarak bu suçu işleyen rejimleri füzeleriyle vuruyor. Suriye'nin yaptığının onlarca katını İsrail, Filistinlilere yaptığında ABD ve Batı işin insani yanını bir kenara koyarak her zaman İsrail'in yanında yer almaktadır.

Yine sanılıyor ki insanlık tarafından mahkûm edilmiş olan kimyasal ya da biyolojik kitle imha silahlarını kullananların cezalandırılması için ABD gibi ülkeler bölgeye müdahale ediyor.

ABD gibi emperyalist ülkelerin sorunu herhangi bir ülkenin ya da rejimin kitle imha silahlarıyla insanları öldürmesi değildir.

Özellikle Orta Doğu'da herhangi bir ülke İsrail'e, Arz-ı Mevut'a, ABD ve Batı çıkarlarına karşı güçlendiğinde o ülkenin bertaraf edilmesi emperyalist ülkeler için en büyük tehdittir.

                Bir müddet önce Irak'ı enkaz haline getiren ABD'nin Irak'a saldırı için kullandığı ve hepsi yalan olan gerekçeler şunlardı:

* 11 Eylül saldırıları  ile Saddam rejimi arasında doğrudan bir bağlantı var. ABD'yi vuran 11 Eylül saldırılarının müsebbibi Saddam rejimidir.

* Saddam'ın elinde kimyasal kitle imha silahları var.

* Irak'a müdahale gerekçesinin arkasına Irak'a "demokrasi ve özgürlük" götürme yüce (!) ideali yerleştirildi. Ardından Bağdat, Suudi Arabistan'ın Dahran havaalanından kalkan uçaklar tarafından enkaza çevrildi.

Suriye saldırısının nedeni kimyasal değil siyasaldır

Daha geçtiğimiz günlerde CIA'nın erişime açtığı 13 milyon belge arasında Saddam Hüseyin'in İran'a karşı kimyasal katliamını Amerikalı yetkililerin bildiği ve ifşa etmediği ortaya çıkmıştı.

Irak'ın İran'a karşı yaptığı kimyasal saldırıyla yüz binlerce kişinin öldüğünü CIA belgeliyor ve bu konuda İran'ın ikna edici kanıtlar bulamayacağı da belirtiliyordu.

ABD ve Batı için Müslümanların kimyasal ya da konvansiyonel silahlarla öldürülmesi sorun değildir.

Suriye'ye yapılan saldırının nedeni gerçekte kimyasal değil siyasaldı. Türkiye, İran ve Rusya liderleri Ankara'da bir araya gelince ABD harekete geçti. Belki de İsrail'e müzahir bir gruba Duma'da kimyasal saldırı yaptırdılar. Ardından da bunu bahane ederek füzelerini ateşlediler.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Bu saldırıyla Türkleri Ruslardan ayırdık. Türkler kimyasal silahları kınadı" ifadelerini kullandı.

Suriye'ye saldırının özellikle Miraç Kandili'ne denk getirilmesi de bütün müminlere verilen bir mesajdı.

Bu saldırıdan bir Müslüman memnuniyet duyar mı?

Yazarın Diğer Yazıları