Emperyalizmin asla vazgeçmediği coğrafya

Emperyalizmin asla vazgeçmediği coğrafya
Araştırmacı yazar Fethi Alikoç, küresel güçler ve emperyalizmin Türkiye üzerindeki oyunlarını mercek altına aldığı "Küresel Güç ile Son Tango" adlı kitabında başımıza gelenlerin arka planına ışık tutuyor.

Haçlı Seferleri'nden başlayıp 8 Haziran 1815'de yapılan Viyana Kongresi'nden itibaren, küreyi sömürerek küresel güç olanlarla Türklerin mücadelesinin, hiçbir tarihi olayı atlanmadan incelenen kitabın önsözünde gazeteci yazar Arslan Bulut şu değerlendirmeyi yapıyor:

"1815 ile 1923 arasında geçen tarihi olaylar anlaşılmadan 1923 ile 2016 arasındaki tarihi olayları anlamak mümkün değildir. Fethi Alikoç bu sebeple, zaman ve emek isteyen bir çalışma ile önce birinci dönemi, sonra ikinci dönemi incelemiş. Yine 1923 ile 2016 arasını çalışırken, 12 Eylül 1980 ve sonrasını da mercek altına almış. Bu incelemeleri tamamladıktan sonra da Türk-îslam coğrafyasına yönelik bütün operasyonlara da ışık tutmuş ve konuyu Büyük Orta Doğu Projesi'ne kadar aydınlatmış.

Türkiye'nin küresel güçlerle mücadelesi ile ilgili son yıllarda birbirinden değerli pek çok eser ortaya çıkmıştır fakat Alikoç'un eserini diğerlerinden ayıran ve farklı kılan bir nitelik var. Doğrusu, yıllardır bu konu başlıklarını güncel olarak inceleyen bir gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bütün bu birbirine bağlı olaylar zincirini derli toplu bir eser halinde ilk defa bir arada göreceksiniz. Şunu da ilave etmeliyim ki bu eseri okuduktan sonra hiçbir Türk genci veya Türk idarecisi, küresel güçlerin elinde oyuncak olmuş sözde liderlerin, mürşitlerin ardından gitmez; milli ve dini kimliğini ana kaynaklarından tanır; dolayısıyla dünya üzerinde hem bireysel hem de millet olarak var olma, yaşama hakkına sahip çıkar.."

1400 yıldır İslam-Hristiyan mücadelesi sürerken nasıl olduysa son yüzyıldan bu yana İslam'a karşı bir Hristiyan-Musevi koalisyonu kurulduğuna dikkat çeken Fethi Alikoç bu koalisyonun İslam dünyasının üzerine kâbus gibi çöktüğüne dikkat çektikten sonra şunları söylüyor:

"Bu süre içinde dünyanın bütün enerji kaynakları, serveti, siyaseti, medyası bu koalisyondan oluşan bir komitenin eline geçti. 21. yüzyılın başında Musevi ve İsevi işbirliğiyle Küresel Güç,  'Büyük Orta Doğu Projesi'ni 'Arap Baharı' ile devreye soktu ve İslam coğrafyası üzerinde katliamlara başlandı. Bugün Batı dediğimiz Avrupa ile Türklerin tanışmalarının 1500 yılı aşkın geçmişi var. Son cihan hâkimiyeti 500 yıl geride kaldı. 1815 Viyana Kongresinden bu yana son 200 yılı doğru okumak ve çok iyi bilmek zorundayız. Türklerin ve İslam'ın önce Avrupa'dan sonra Anadolu'dan çıkarılması mücadelesinin adı o kongrede verildi: Şark Meselesi.  Bu mücadele bugün hâlâ sürüyor ve bugün şark meselesi 'Büyük Orta Doğu Projesi' adıyla devam ediyor..."

Togan Yayınları Tel:(0212) 542 02 98

***

image00166.jpgHuzuru İslam'da bulan Fransız

Aristokrat ve Katolik bir aile içinde yetişti. Seçkin tabakaya mensup çocukların okuduğu okullarda eğitim gördü. Profesör oldu. Sorbonne ve Ezher başta olmak üzere birçok ülkenin pek çok üniversitesinde dersler, konferanslar verdi. Fransa'nın dünya çapında en saygın bilim ve araştırma kurumu, İlmî Araştırmalar Millî Merkezi'nde (CNRS), yönetici ve uzman olarak çalıştı. Yüzyılımızın en ünlü bilim ve fikir adamlarıyla beraber oldu, onları yakından tanıdı ve kendileriyle ortak çalışmalar yaptı. Bir gün Muhammed İkbâl'i, onun aracılığıyla da Mevlâna'yı keşfetti. O ikisi sayesinde İslâm'a kavuşunca araştırıcı, sorgulayıcı ruhu nihayet sükûna erdi. Mevlâna ile İkbal'in hemen hemen bütün eserlerini Fransızca'ya çevirdi. gerek bu önemli tercümeleri, gerekse yaptığı salon ve radyo konuşmalarıyla çok sayıda Fransız aydının İslâm'a ısınmasına ve pek çok kişinin de Müslüman olmasına vesile oldu. Telif ve tercüme olarak kırk kadar esere imza attı. Mevlâna'yı mürşidi olarak gördü. Türkiye'yi ve insanımızı çok sevdi. 24 Temmuz 1999'da rahmet-i Rahmân'a kavuşan Prof. Dr. Eva de Vitray-Meyerovitch, Müslüman olduktan sonraki adıyla Havva Hanımefendi, vasiyeti üzerine Konya'da toprağa verildi. Cemal Aydın'ın akıcı Türkçesiyle Fransızcadan dilimize kazandırdığı "İslam'ın Güler Yüzü" kitabında Prof. Dr. (Havva) Eva de Vitray-Meyerovitch'in gerçeği arayışı anlatılıyor. Heyecan verici bu serüven boyunca yaşadığı dikkate değer olaylar, tartışmalar, düşünen bir beynin soruları, tereddütleri, şüpheleri kendi ağzından soru cevap şeklinde aktarılıyor.

Türk Edebiyatı Vakfı Tel:(0212) 526 16 15

***

TV dizileriyle efsane oldu

Başta "Bizimkiler" olmak üzere unutulmaz televizyon dizilerine imza atarak yaşarken efsane haline gelen Umur Bugay anılarını ve bazı öykülerini "Oğlum Adam Olacak" adıyla kitaplaştırdı. Geçmişin, yaşadığımız günlere ve geleceğe de ışık tutacağına inananlardan olduğunu belirten Umur Bugay kitabının önsözünde şunları söylüyor:
"Doğumumdan bu günlere tam 76 yıl geçmiş. 10 yaşımda kunduracı yanında çıraklıkla başlamışım çalışma hayatına. Sonra kese kâğıdı imalatı, nargile için özel kömür (mangır) imalatı, vakıflarda puantörlük, muhasebe yardımcılığı... 76 yaşımı sürdürdüğüm şu günlerde de çalışmaktayım. Çalışmayan, boşta gezen, mesleksizlerden dünyaya hayır gelmez. Çalışmak isteyip de iş bulamayanlara sözüm yok... Ne varsa yine işçilerde, emekçilerde var. Biz hocalarımızdan, ustalarımızdan böyle öğrendik. Evet, kapitalistler de çalışıyor, hak yememek lazım ama kendilerine çalışıyorlar. Neyse, etnik ve mezhepsel çatışmaların giderek şiddetlendiği ülkemizde şimdi bir de toplumsal dengesizliklere parmak basarak daha fazla karamsarlık yaratmayalım... 76 yılda başımdan geçen, öykü tadında birçok anıyı, sanatçı arkadaşlarımın 'Yaz bunları. Bir kitap yap, derle. Bak kaç arkadaşımız aramızdan ayrıldı... Günler geçiyor...' baskılı uyarılarıyla yazmaya karar verdim. Sıkılmadan okur, severseniz ben de mutlu olur, sevinirim"

Özgür Şeyben, kitabın arka kapak yazısında Umur Bugay hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
"O, meslek hayatı boyunca farklı mecralarda, fakirlerin, ezilenlerin, işçilerin öykülerini anlatmıştı. İşte bu yüzden hepimizle, başka filmlerde, dizilerde, oyunlarda rastlayamadığımız türden organik bir bağ kurmayı, farkına vardırmadan, benliğimize işleyen imgeler yaratmayı becerebilmişti. Çünkü o aynı zamanda bir sosyologtu ve hareketli görüntü sanatlarının aslında bir tür toplum mühendisliği olduğunu herkesten iyi biliyordu." 

Tarihçi Kitapevi Tel:(0216) 418 68 86

***

Avrupa'da Atilla devri

Daha önce kaleme aldığı "Şar Dağının Kurtları", "Argos Kalesi", "Kızıl Atın Süvarisi", "Balkan Şahini" ve "Otranto 1480" romanlarıyla Osmanlı Devleti dönemindeki akıncı beylerinin Balkanlardaki maceralarını anlatan Hasan Erdem, "Atilla'nın Kalkanı"nda bu sefer Avrupa'nın neredeyse tamamını nüfuzu altına alan Türklerin büyük başbuğu Atilla'yı ve onun korkusuz Hun savaşçılarını ele alıyor. Romanda, Atilla'nın tahta çıkışından itibaren Hun Türklerinin bilhassa Romalılar ile giriştikleri kanlı mücadele işleniyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

 

 

 

 

 

***

Şairlerle başbaşa

Araştırma ve şarkı sözü yazarı, çağdaş halk ozanı, besteci, şiir yorumcusu ve KIŞOD Kurucu Başkanı Kıralboğa yönetimindeki  "Şiir Pınarı" dergisi 51. sayıyı ulaştı. Amatör şairlere kol kanat gererek kültür hayatımıza katkıda bulunmayı kendine amaç edindiğini belirten Kıralboğa Şiir ve Müzik Okulu Topluluğu toplantılarını da sürdürüyor. Topluluğun müzikli şiir dinletisi olarak planlanan 180. toplantısı 29 Ocak 2017 Pazar günü (bugün) İstanbul Maltepe İdealtepe'deki Cumhuriyet Kültür Merkezi'nde gercekleştirilecek.

Kıralboğa İletişim Tel:(0542) 833 88 37