En Özel Milli Bayram

"Küçük hanımlar, küçük beyler. Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ikbal ışığısınız. Yurdu asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyorum"

Mustafa Kemal ATATÜRK

---

Bugün 23 Nisan. Mustafa Kemal'in TBMM'yi açtığı gün. Daha doğrusu bu muhteşem olayın 98. yıldönümü. İki yıl sonra dalya diyecek bir Meclis'e sahibiz. Unutmayalım ki TBMM 'Gazi' sıfatını gerçekten hakeden kutsal bir yer. 1920'den beri milletin seçtiği vekillerle yasama görevi ifa edildi. Geçmişine yakışır şekilde vatan ve millete karşı saldırılarda dimdik durmayı bildi. Haklarını gaspetmeye çalışanlara dersini verdi.

Hepimiz biliyoruz ki bizim adımıza yasama görevini yerine getiren TBMM, vekaleti koruma görevini de tam anlamıyla uyguladı. İşte Ulusal Egemenlik Kavramı bu manada daha fazla önem kazanmaktadır. Meclisimiz gibi bizler de millet olarak egemenliğimizi hiç bir kişi ve toplulukla paylaşmama kararlılığındayız.

O günler

1. TBMM'nin açılışı kan ve gözyaşı dolu yıllarda mümkün oldu. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının verdiği büyük mücadeleyi kimse inkar edemez. Bir yandan savaş verilirken, diğer taraftan Cumhuriyet'i getirecek hamleler yapıldı. Amasya Genelgesi'nden beri amaçlanan "Bağımsız ve Milli Meclis" düşüncesinin karşı konulamaz tek çözüm olduğu tam anlamıyla benimsendi. 19 Mart 1920'de "Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti" adına yayınlanan beyanname bir manifesto oldu. Ankara'daki Meclis için yapılacak seçimlerin iki dereceli olması  karara bağlandı. Bu yolla seçilenlerin yanı sıra dağılan Osmanlı Meclisi'nden katılanların da bulunduğu ilk TBMM 23 Nisan 1920 günü Ankara'da çalışmalarına başladı.

Mustafa Kemal Paşa başkanlığa seçildi. Bu Meclis'in Gazi unvanı almasına sebep Kurtuluş Savaşı'nı da yöneten bir yasama organı olmasındandır. Böylece "Milletin gerçek ve tek temsilcisi" sıfatı da hayata geçirilmiştir.

Yepyeni model

İlk TBMM, mukayeseli anayasa hukuku açısından değişik ve ilginç bir model oluşturdu. Bu model Türkiye'nin daha sonraki yıllarının çizgisini belirlemiştir. Dikkati çeken temel özellik "Kuvvetler Birliği" ilkesidir. Hem yasama, hem yürütme Meclis'te toplanıyordu. Bu, o güne kadar ilk kez yapılan uygulamaydı. Bir yerde bunun sonucunda İstanbul Hükümeti etkisiz hale getirildi. En önemlisi başta padişah olmak üzere kaçanlar olacaktı.

Ya çocuklar

Atatürk çocuk sahibi olamadı ama bu ülkenin onların elinde yücelebileceğine hep inandı. Girişe aldığım sözler dahi düşüncelerinin en açık ifadesidir. Dikkat edin 23 Nisan tarihini "Ulusal Egemenlik Bayramı" olarak değerlendirmekle yetinmedi. Daha sonra buna "Çocuk Bayramı" ifadesini özellikle eklemiştir.

Büyük Ata'nın gelecek ümidi kabul ettikleriyle ilgili uygulamalarını bilmeyen var mı? Çoban Mehmet'ten, manevi kızı Ülkü'ye varana kadar yüzlerce, hatta binlerce çocuğa katkısı olduğunu biliyorsunuz.

Günümüzde

2018 yılı 23 Nisan'ında bazı nahoş gelişmelere tanık olmak ise gerçekten üzücü. Birden bire Gazi Mustafa Kemal'e sahip çıkmaya başlamalar inandırıcı gelmiyor. Türkiye'nin en önemli makamlarına getirilen bazı kimselerin ağızlarından hiç Atatürk lafının çıkmaması size de bazı çağrışımlar yaptırmıyor mu? Hala şeriat özlemcisi kimi teokratik kafaların egemen olmaya çalıştığını farkediyoruz. Yine de "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"na bütün gücümüzle sahip çıkmak öncelikli görevimiz olmalı.

***

-Neler oluyor bize?..

Elazığspor-Adanaspor maçındaki olayları görünce şaşkına döndüm. Bana göre Türkiye'nin en misafirperver insanlarının yaşadığı kentte olanları kabul etmem mümkün değil. Anlaşılan bir virüsün yol açtığı salgınla karşı karşıyayız. Sanırım bu mikrobun adı "Holiganizim"...

***

Göreve davet

Bir Fatih sevdalısı olan Abdullah Gözaydın evinde saldırıya uğrayıp bıçaklandı. Gözaydın son olarak Sultanahmet'deki kaçak yapıları deşifre etmişti. Şüpheliler, daha doğrusu azmettiriciler ortada. Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan ricam; fail veya faillerin bir an önce yakalanması. İstenirse bu olay kısa zamanda aydınlanır.

Yazarın Diğer Yazıları