Enflasyonu iç ve dış güçler yarattı
Bu sene Mart ayında, aylık TÜFE oranı yüzde 3,16 ve yıllık TÜFE oranı yüzde 68,5 oldu. Yıllık enflasyon bir önceki ay mart ayına göre ve geçen yılın aynı ayı şubat ayına göre arttı.
Gıda’da TÜFE oranı ise daha yüksek, yüzde 70,41 oldu. Yani halkın enflasyonu olarak tarif ettiğimiz mutfak enflasyonu daha yüksek oldu.
İTO, İstanbul geçinme endeksi TÜİK TÜFE’den 9,75 yüzdelik puan daha yüksek, yüzde 78,25 oldu.
Çekirdek enflasyon; İşlenmemiş gıda ürünleri gibi tabiat şartlarına bağlı ürünler, enerji ve altın gibi fiyatı yurt dışında oluşan mallar ile yüksek vergili oldukları için içki ve tütün gibi malların fiyat artışlarını çıkardıktan sonraki TÜFE (B)’dir.
Çekirdek enflasyon, enflasyon direncini ve enflasyon trendini daha net gösterir. Yıllık çekirdek enflasyon; Yıllık TÜFE’den daha yüksek yüzde 71,89 oldu. Bu demektir ki, enflasyon direniyor ve artacaktır.
2021 ve sonrası ilk aylarda kur artışı ve bağlı olarak ithal girdinin artması nedeni ile Yİ-ÜFE daha yüksekti ve maliyet artışı vardı. Bu artış TÜFE’ye yansıtılıyordu. Bugün ise Yİ-ÜFE oranı daha düşüktür. Demek ki TÜFE artışı maliyet artışından ileri gelmiyor.
Hükûmet bu seçimlerde para dağıttı ve fakat MB kredileri sınırladığı için eski seçimlerde olduğu gibi KOBİ ve esnafa kredi dağıtamadı.
Hukuki sorunlar ve bağlı olarak güven sorunu da enflasyonu etkiledi. Ama yine teknik olarak bazı gariplikler var.
Bunlardan birisi; Ekonomik istikrar için getirilen MB Başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanı’ndan sonra enflasyon daha da arttı.
Dikkat edersek yeni ekonomi yönetimi ve MB Başkanı Hafize Gaye Erkan, Mayıs ayında geldi. 2023 TÜFE oranının önce yüzde 58 olacağını açıkladı. Sonra orta vadeli programa uygun olarak TÜFE tahmini yüzde 65’e çıkardı. Üretici ve tüketici de buna göre beklenti oluştu. 2023 Mayıs ayında yüzde 39,59 olan TÜFE yıl sonunda 64,77 oldu. Doğrusu açıklama böyle mi olmalıydı? Tartışılabilir.
İkincisi; Bugünkü krizin temelini oluşturan faiz nas nereden çıktı?
Sayın Cumhurbaşkanı, 8 Mart 2018 Dünya kadınlar gününde "Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın." diye konuşmuştu.
2021 sonuna kadar faiz nas demeyen Sayın Cumhurbaşkanı o gün mü nası hatırladı, ya da iç ve dış güçler baskısı ile söylemeye mecbur mu kaldı?
İç güçlerden nası siyasi İslam istiyor.
KHÜ, Türkiye Kadir Has Üniversitesi 2022 Kantitatif Araştırma raporunda Türk halkının siyasi yelpazedeki yerini tespit etmek için yapılan ankette “Kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusuna verilen cevaplar içinde, kendini siyasi İslamcı olarak görenlerin oranı yüzde 9 oldu.
Siyasi İslamcı ideoloji, açıkça şeriatı ve ümmeti savunur. Hatta dava için devlet gücünü kullanarak toplumu dönüştürmeyi hedefler.
AKP Cumhurbaşkanlığı seçim ortağı HÜDAPAR başkanı da seçim öncesinde “Yeni anayasada değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler olmamalıdır. Evet biz ümmetçiyiz. Ümmetçi bakmak cumhuriyetçi olmaya engel değil.” demişti.
Dış güçler öteden beri şeriat uygulayan ve savunan, Müslüman Kardeşler, Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir.
Bu ülkelerde kral ve emirler tahtlarını korumak için biat kültürü oluşturmak zorundadırlar. Bunun için de siyasi İslam’ı ve şeriatı kullanıyorlar. Bu yolda 80 yıldan beridir, petrol imkânlarını da kullanarak, siyasi İslam’a destek veriyorlar.
Bu nedenle nas’ın ekonomik ve siyasi etkilerine bakmazlar.