Saygıdeğer okuyucularımız;
Türk siyaset ve demokrasi tarihinin sayfalarında sıkışıp kaybolmayacak hacimde yer almayı başarmış bir siyaset adamı olan Necmettin Erbakan hayata veda etti. Onun hakkındaki en doğru hükmü şüphesiz tarih verecektir. Erbakan, yıllarca “Milli Görüş” davasının önderliğini yapıp iç siyasette “Batı Kulüpçü” dediği zihniyetlerle kıyasıya mücadele etti. Ama kadere bakın ki, yanında yetişip bugün Türkiye yönetiminin zirvesinde oturan öğrencileri “Milli Görüş Gömleği”ni çıkardıklarını ilan edip küresel güçlerin siyasetlerine hizmet eden “teslimiyetçi” zihniyetin temsilcisi oldular. Türk siyasetinin “Hoca”sı Necmettin Erbakan’ın hayatında yaşadığı en büyük azap buydu. Bu yaşından sonra Saadet Partisi’ne yeniden Genel Başkan olmasındaki en büyük etken, makam ve koltuk hırsı değil; Türkiye’yi tehlikeli bir uçuruma sürükleyen, yetişmelerinde pay sahibi olduğunu düşündüğü eski talebelerinin yeni bir iktidarını engelleme arzusuydu. Şimdi onu seven ve ömür boyu mücadelesine destek olan bütün “Milli Görüşçü”lere düşen görev, Erbakan Hoca’nın bayraktarlığını yaptığı davayı ölümünden sonra da yaşatmak olmalıdır.
Demokrasi tarihimizde bir döneme damgasını vuran Necmettin Erbakan’a Allah’tan rahmet; sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz.