Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Erciyes Kurultayı...

1989 yılında ilki yapılan kurultayın sonuncusuna kadar hep orada oldum. Yeni nesiller bilmeyebilir. Önemini ağabeyleri anlatmamıştır. Hatırlatma ile başlayalım. 12 Eylül darbesi ile beraber Türk Milliyetçileri-ülkücüler lideri ve yöneticileri ile hapishanelere tıkılınca önemli boşluklar oluştu. Türkiye'de siyaset yeniden şekillendirildi. Darbeciler keyfi parti kapatıyor, adayları veto ediyordu. Muhafazakar Parti, seçime sokulmadı. Merhum Türkeş 1985'te cezaevinden çıktı ama siyasi yasaklar yüzünden adı Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirilen partinin başına geçemedi. 1987 yılında Cumhuriyet tarihinin 3. referandumunda halk yüzde 51 ile siyasi yasakların kaldırılmasını kabul etti. Ancak milliyetçilerin kadroları büyük oranda dağıtılmıştı. MÇP Genel Başkanı olan Alparslan Türkeş, bütün yurdu gezip, ülkücüleri bir araya getirmeye çalışırken Kayseri'de bir kurultay toplama fikri ortaya atıldı. Ve 1989 Ağustos'unda ilki için kollar sıvandığında oradaydım. Yurt genelinde 5 bin civarı katılım beklenirken o gün patlama yaşandı. 1989, Türk milliyetçileri ve ülkücüler için önemli dönüm noktasıdır. Yerel seçimlerde Yozgat, Elazığ, Erzincan ve Kırıkkale il belediyeleri ile yüze yakın ilçe belediyesi MÇP'nin oldu. Erciyes Zafer Kurultayı, MÇP'nin hamle yapmasının etkenlerindendir. Ülkücülerin bir araya gelerek, Türkiye'nin geleceğine mühür vurma kararlılığının sergilendiği yer olmuştur. 1991 ittifak seçimleri ile TBMM'ye giren MÇP, Türkeş ile Erciyes'te artık yüzbinleri topluyordu. Bir nevi Ergenekon'dan yeniden çıkıştı Erciyes... Yılın birkaç gününü Tekir Yaylası'nda geçirmek, dostları ile bir araya gelmek isteyenler sadece Türkiye sınırları içinden değil, yurt dışından da gelerek görkemli manzaranın haklı onurunu yaşıyordu.

***

 Türkeş'in kafasında Türk Dünyası'nın merkezinin Erciyes olması fikri vardı ki, bir vakıf kurularak Tekir Yaylası'nın tahsis edilmesi ve sosyal tesisler yapılma arzusu vardı. Ömrü yetmedi. Vasiyeti tam anlamı ile yerine getirilemedi. Buna rağmen Erciyes Kurultayı'nı miras olarak gören bir avuç idealist işin peşini bırakmadı. 1999 seçimlerinde iktidar ortağı olan MHP'nin yöneticileri, iktidar imkanları ile kalıcı tesisler kurma fırsatını ellerinin tersi ile iterek, Erciyes'i yılda bir gün ziyaret zorunluluğu haline dönüştürdüler. Erciyes aynı zamanda "uç beyleri"nin toplanma alanı olduğu için, Türk milliyetçilerinin meselelerinin de tartışıldığı alan oldu. Kimilerin bugün "değişim" rüzgarı ile 12 seçim hezimeti yaşayan MHP'de kötü yönetim ve liyakatli kadro talebi, Erciyes'te ilk günden beri hep tartışıldı. Nitekim 3 Kasım 2002 seçimlerinde baraj altında kalan partinin sorumlularının görevi bırakarak yepyeni kadroların iş başına gelmesi arzusu Tekir Yaylası'ndaki çadırlarda, yanan çoban ateşlerinin başında hep dillendirildi. Binlerce yıllık kurultay töresi 2004 yılında ilk kez parti yönetimini elinde tutanlar tarafından çiğnenerek, Genel Başkan adayları ve yönetimi eleştirenlere yasak getirildi. Dahası tehdit ve zorla kurultay alanından kovulmalar başladı. Kısacası "Ülkücü, ülkücünün öz kardeşidir" düsturunun bozulması bugün değil, Bahçeli yönetiminin yıllardır uyguladığı, ülkücülerin iradelerinin yok sayılmasının tarihi çok eskidir.

***

Gelelim yasaklanmasına... Daha önce yazdım. Hatırlatmakta fayda var. Partiyi babasının çiftliği sananları Tekir Yaylası'nda açıkça eleştirenler, pasif direniş, sivil itaatsizlik yöntemlerini geliştirerek, Bahçeli'nin konuşma yaptığı alanda toplanmak yerine çadırlarında oturarak bir nevi protesto ettiler. Teşkilatçılıktan ziyade komitacılığı alışkanlık haline getirenler, neredeyse "Tanrı Kral" olarak görüp, O'nun gözüne girebilmek için ispiyonculuğu sürdürerek, kurultay alanında liderin sorgulandığını, yeniçeri gibi kazan kaldırıldığı iddialarıyla bir daha Erciyes'e Bahçeli'nin gelmemesini fısıldadılar. (Yarın devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları