Erdoğan için tarihî fırsat!

Öcalan, 21 Mart’ta (yarın) Diyarbakır’da, (muhtemelen kendi sesinden) meydanlara toplanan kalabalığa sesleneceği mesaja son halini vermek için çalışıyor.
Sizler bu satırları okuduğunuzda o mesaj belki de tamamlanmıştır.
Şimdi cevabı aranan soru şu imiş:
“-Öcalan’ın Nevruz mesajını Diyarbakır’a kim götürecek?”
Biz diyoruz ki bu, Erdoğan için tarihî bir fırsattır. Öcalan’ın mesajını Diyarbakır’a Sayın Erdoğan götürmelidir, başkası değil.
Bizim için “Türkiye’nin parçalanma süreci olan” bu süreç, Öcalan için, “İmralı süreci” idi. Erdoğan, “Parçalanma süreci” diyenleri, “Kandan beslenenler ve anaların ağlamasını isteyenler” olarak niteledi ve bu rotanın adını “çözüm süreci” koydu. BDP Eş Başkanı’nın Kandil’e götürmek için teslim aldığı son mektupta gördük ki Öcalan da Erdoğan’ın çizgisine gelmiş, süreç için, “Çözüm süreci” demeye başlamış.
Kimi Kürt aydınlar ve AKP yanlısı gazete ve televizyonlar için de bu süreç bir “çözüm süreci” . Onlar sabahtan akşama, süreç başarı ile tamamlanırsa AKP’nin oyu yüzde 60’ı bulur diyor. “Kürt aydın” olarak takdim edilen Dr. Tarık Ziya, oranı daha da yükselterek, “Eğer bu teşebbüs başarılı olursa Tayyip Erdoğan önümüzdeki seçimi yüzde 80’le kazanacaktır” demekte.
Sayın Erdoğan da bu süreç için, “Biz elimizi taşın altına koyduk” demedi mi?.. Dedi! “Elimiz ne ki gövdemizi taşın altına koyduk” dediği de oldu.
Eğer bu süreç sonunda Erdoğan gerçekten yüzde 80 oy alacaksa ve bu süreç gerçekten bedeni taşın altına koyacak kadar bu toplumun hayrına ise o zaman Öcalan’ın yarın Diyarbakır’da yayınlanacak olan mesajından hâsıl olacak nîmeti Erdoğan’ın, kimse ile bölüşmemesi gerekiyor.
İleriki günlerde çıkarılacak kanunlar ve yapılacak anayasa değişiklikleri için de böyle bir görüntü elzem desek, yeridir. Çünkü Öcalan ve Erdoğan için “çözüm süreci” olan bu gidişatın en vazgeçilmez şartı, “Öcalan’a özgürlük”. Genelkurmay eski başkanlarının ve PKK ile savaşmış emekli askerlerin en azılı PKK’lı terörist, kod adı “Parmaksız Zeki” olan Şemdin Sakık’ın “gizli tanıklığı”nın da katkılarıyla defalarca müebbet hapis cezası ile yargılandığı bir dönemde, üstüne üstlük bir de Öcalan’a özgürlük bağışlamak, öyle pek kolay bir iş
değil.
Bunu ancak Erdoğan gibi işte bu tür icraatları ile yüzde 80 oy alabilecek bir lider gerçekleştirebilir. O yüzdelere ulaşmak için ise “halkın gazını” Öcalan’la yan yana fotoğraf vermek, kendi mesajını Öcalan’a, Öcalan’ın mesajını Türk halkına kabul ettirmek icap eder. Bunun için de Öcalan’ın yarın, Erdoğan’ın ifadeleri ile yakın gelecekte, “Büyük Orta Doğu Projesi’nin yıldızı olacak” olan Diyarbakır’da açıklayacağı o mesajı o şehre, Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı olarak, Erdoğan’ın getirmesinden normal ne olabilir?
Bu görüntü ile Sayın Başbakan sürecin arkasında büyük bir kararlılıkla durduğunu, bu duruşu ile yaptığı işten emin olduğunu, “el” ve “bedeni taşın altına koymak” ne imiş, başta Türk-Kürt herkese, meclis ve meclis dışı bütün muhalefete, Japonya’dan Amerika’ya yani cümle âleme göstermiş olur...
Bir “Dünya liderine” de bu yakışır...
Gelen bilgilere göre o mesajı MİT götürecekmiş.
Ha MİT götürmüş, ha MİT’in bağlı olduğu makamda oturan kişi. Yani gelecekte tarihî bir hesaplaşma olursa iş dönüp dolaşıp yine Erdoğan’ı bulacaktır.
Çetin savaşlarda komutanın süngü takıp emrindekilerin önüne düşmesi gereken anlar vardır. Sayın Erdoğan için bu an işte o andır.
Olmadı mı!
O zaman hiç olmazsa Beşir Atalay yahut Bülent Arınç götürsün.
İtiraz etmeyeceklerini sanıyoruz...

Yazarın Diğer Yazıları