Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Erdoğan “iki devletli” çözümü Kıbrıs’ta açıklamalı

Anavatan Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Recep Tayyip Erdoğan ilk resmi ziyaretini 1 Eylül Dünya Barış gününde KKTC’ye yapacak. Kıbrıs Türkleri elli yıla yakındır sürdürülmekte olan müzakerelerde “federal” bir çözümün gerçekleşebileceğine olan umudunu yitirmiştir. Aslında Kıbrıs Türleri Rumlarla bir anlaşma yapılabileceğine artık inanmamaktadır. Rumların da bu konuda inançlarını yitirdikleri yakın zamanda yapılan anket sonuçlarına yansımıştır. Güneyde egemen bir Rum devleti, kuzeyde ise egemen bir  Türk devleti tek gerçekçi çözüm yoludur. Emperyalist Batı ve ABD artık bu gerçeğe göre hareket etmeli ve artık “konfederal” bir çözümün, adada kalıcı bir barışın tesis edilmesi için tek çıkar yol olduğunu anlamalıdır. Anavatan Türkiye cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan, Dünya Barış gününde bu çözüm yolunu tüm dünyayla paylaşmalıdır.

Rum tarafında yayınlanmakta olan Alithia gazetesinde önceki gün yayımlanan söyleşide Rum Yönetimi Başkanı Eokacı faşist Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorunuyla ilgilenen ve Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen dostlarının, Erdoğan’ın çözüme katkı koymakta kararlı olduğunu söylediğini kendisine ilettiklerini açıkladı. Anastasiadis bu gerekçeyle, KKTC ziyareti sırasında Erdoğan’ın tavrının bu yönde olmasını beklediğini söyledi. 
Anastasiadis “Sayın Erdoğan’ın Kıbrıs ziyaretine, iki devlet kurulması veya iki devletin işbirliği söylemleri eşlik ederse, takdir edeceğiniz gibi bu, dostlarımın da benim de beklemediğimiz bir mesaj olacak” dedi.
Rum tarafı yıllardır sürdürülmekte olan müzakerelerdeki olumsuz tavırlarının kaçınılmaz bir neticesi olacak olan “iki devletli” çözüm modelinin Anavatan Türkiye tarafından çözüm modeli olarak ortaya konmasından korkmaktadır.
Anavatan Türkiye artık kararını vermelidir. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’a 2011’de 20 Temmuz kutlamaları için KKTC’ye gelişinde yaptığı açıklamaları hatırlamakta fayda vardır.
Erdoğan, o tarihi açıklamasında. “2012 Temmuz’unda AB dönem başkanı olacak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadıklarını, Kıbrıs diye bir devletin olmadığını, aynı masaya oturmayacaklarını ve dolayısıyla da AB ile ilişkileri donduracaklarını” belirterek “2012 yılı içerisinde Kıbrıs sorununun çözümü için referandum yapılmasının son şans olduğunu” söylemiş ve “aksi takdirde Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne AB’yi ne de Rum Yönetimi’ni tanırız”demişti. Erdoğan 2011’deki açıklamasında“Türkiye’nin garantörlüğe devam edeceğini ve Türk ordusunun adadan çıkartılmasına onay vermeyeceklerini, 2004 yılında Annan Planı’nda Rum yerleşimine açmayı kabul ettikleri Güzelyurt ve Karpaz’ı artık müzakere etmeyeceklerini, iki devletli, iki toplumlu eşit bir yapı temelinde referandum istediklerini”  de açıklamıştı.
KKTC Cumhurbaşkanı Dr.Eroğlu yaptığı birçok açıklamada Rum tarafının uzlaşma ve anlaşma taraftarı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Yakın zamanda katıldığı bir televizyon programında Eroğlu “Rum’un her istediğini verirseniz anlaşma olur. Örneğin Rum’un toprak konusunda istediği güney Mesarya, Karpaz  ve Güzelyurt’tur. Sadece bununla da kalmaz. Bize kalacak topraklara da Rumların dönmesini istiyor. Peki bu bir anlaşma mı? Bu, Kıbrıslı Türklerin bu topraklarda yaşamasına yol açacak bir anlaşma mıdır?” diye uyarılarda bulunmuştur.
Maalesef Rum tarafı adanın bir “Yunan adası” olduğu inancından, saçmalığından kendini kurtaramamaktadır. Bu gerçekleşmesi imkansız ülkünün -Enosis ve Megali İdea ülküsünün- esiri olan Rum, elli yıldır biz Kıbrıs Türklerini de müzakere masasına mahkum etmiştir.
Anavatan Türkiye cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan Kıbrıs ziyaretinde artık bu esaret zincirlerini kırmalıdır. Müzakerelerden yakın gelecekte sonuç alınamaması halinde, ki bu tarih KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı Nisan 2015’ten önce olmalıdır, bundan sonraki süreçte “iki devletli” ada gerçeğinin tescillenmesinden başka yol kalmadığını açıklamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları