Gazetemizin yazarı Ahmet Takan bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında üstü kapalı bir savaşın sürdüğünü belirtti. Üstte "paralel" bağırtıları altta ise kılıçlar çekilmiş; saltanat için ölümüne savaş..." var iddiasında bulundu.
Yazarımız Ahmet Takan'ın da bu iddiasını doğrular nitelikte özellikle son 10 günde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında medya üzerinden adı konulmamış bir atışma sözkonusu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayınlarde ne derse, Başakan Davutoğlu da katıldığı programlarda Erdoğan'ın söylediklerinin tam tersini söylüyor.
Son olarak Erdoğan, dün Saray'da avukatlarla buluşmuş ve "Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar" sözleri ile terör örgütü üyelerinin vatandaşlıktan çıkarılabileceğini söylemişti.
Erdoğan'ın bu değerlendirmesi bugün Başbakan Davutoğlu'na soruldu. Erdoğan'ın "vatandaşlıktan çıkarma" sözlerini yalanlayan Davutoğlu "Şu anda hükümet olarak böyle bir çalışma gündemimizde yok" dedi.
Davutoğlu şöyle konuştu:
AK partinin görüşü açıktır. Eğer bir kişi bir ülkede otobüs duraklarında patlatarak intihar saldırılarında bulunuyorsa zaten o ülkeyle manevi bağı kopmuş demektir.Hukuki bağının kopması için de 2009’da çıkan yasa kimlerin vatandaşlıktan çıkarılacağı belli. Şu anda hükümet olarak böyle bir çalışma gündemimizde yok.Bunu çerçevesini terörle mücadele bağlamında her zaman yaparız.
ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU DAHA ÖNCE DE MEDYA ÜZERİNDEN ATIŞMIŞTI
Başbakan Davutoğlu, Çözüm Süreci konusunda "2013 Mayıs'ına dönülürse konuşulur" dedikten sonra Erdoğan'ın "müzakere edecek bir şey kalmadı" diyerek Davutoğlu'na mesaj göndermişti.
Bir sonraki tartışma ise tutuklanan akademisyenlerin tutuksuz yargılanması konusunda olmuştu. Davutoğlu "tutuksuz yargılamadan yanayım" demiş, Erdoğan ise buna sert çıkmış ve "ne demek tutuksuz, suçlularsa tutuklu yargılanacaklar" demişti.
Davutoğlu, Erdoğan'ın bu çıkışı sonrası geri adım atmamış ve "tutuksuz yargılamadan yana olduğunu" yinelemişti.
