Kanal D ve CNN Turk ortak yayına katılan Başbakan Erdoğan, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan'ın 11 Ocak 2013 tarihinde katıldığı bir programda Abdullah Öcalan hakkında yaptığı konuşma yeniden gündem oldu.
Erdoğan, Öcalan'a yönelik “Öcalan’ı hayata dahil ettik. Televizyon verdik. Bu sayede takımını izliyor. Türkiye’de ne oluyor görüyor" dedi.
İşte Erdoğan’ın katıldığı o programdan öne çıkan satır başları:
Sürecin medyanın katılı ile olumlu gittiğine ve gideceğine inandığını söyleyen Erdoğan, toplumun bu konuyu sahiplendiğini söyledi. Yapılan kamuoyu araştırmalarının da toplumun bu sürece olan desteğini gösterdiğini kaydeden Erdoğan, kamuoyunun bu süreci yüzde 58'lik bir oranla desteklediğini ve sürecin anlatılmaya devam edilmesiyle bu oranın daha da artacağını ifade etti. Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın Hakkari ziyaretinden sonra kendisine oradaki "havanın değiştiğini" söylediğini aktardı.
Erdoğan, PKK terör örgütüne ödün verilip verilmediği konusunda sorulan bir soruya pazarlığın söz konusu olmadığını ifade etti. Devleti ilgilendiren konularda af yetkisinin olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kalkıp da şehitlerimizin veya herhangi maktulün affını sağlayamayız. Bu benim bireysel inancımdır. İnancımızdan gelen yapı da bunu gerektirir." diye konuştu.
"HER GÜN ORADA TOPLU MİTİNGLER Mİ İZLEYECEĞİZ?"
Erdoğan, Abdullah Öcalan'a ev hapsinin söz konusu olmadığını belirterek, Öcalan'ın İmralı'da kalma sebeplerine değinerek, "Biz normal F tipine kalkıp da alacak olsak her gün orada toplu mitingler mi izleyeceğiz? Bu huzursuzluğumuzu daha da arttıracağı için bu bedeli ödüyoruz, ne kadar ağır olduğunu bile bile katlanıyoruz." dedi.
Başbakan Erdoğan, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak ise, "Öyle 'al başkanlığı ver şunu' haşa. Bunu söyleyenler bizi iyi anlamamış. Biz kalkıp da parti tüzüğüne 'üç dönem milletvekilliği yapan 1 dönem ayrılır' ilkesini getirmezdik. Biz bu ülkede Cumhurbaşkanlığı millet seçsin diye milletin talebine cevap veren ilk partiyiz. Biz başkanlık sistemini niye konuştuk? Bunu Tayyip Erdoğan konuşmadı ki. Bunu Sayın Demirel de konuştu, merhum Özal da hatta merhum Türkeş de konuştu. Türkeş kendi kitabında bu sistemini derinliğine incelemiş ve açıklamasını yapmıştı. Bunu ya okumuyorlar veya bildikleri halde bilmemezlikten geliyorlar" şeklinde konuştu.
"SİLAHINI TÜRKİYE'DE ONDAN SONRA ÇEKİL"
PKK'nın geri çekilme sırasında izleyeceği yol haritası konusunda da bilgi veren Erdoğan, "Silahını Türkiye'de bırak ondan sonra çekil diyoruz" ifadesini kullandı. Silah bırakarak çıkılması halinde örgüt üyelerinin serbestçe sınır dışına çıkabileceğini kaydeden Erdoğan, "Aksi takdirde bu iş provokasyona çok hazırdır. Hazırlanacak yasal zeminler Anayasa hükümlerine aykırı olamaz. Bu işin muhatabı hükümettir. Gidecek olan silahını nereye bırakırsa bıraksın, gömerse gömsün, mağaraysa mağara bırakır gider. silahı nereye bırakırsa bıraksın. Bizi ilgilendirmez. Tabi şimdi hukuk devletinin içindeyiz yol geçen hanına çevirmek gibi niyetimiz yok" diye konuştu.
Yol haritası hakkında kabineden bazı bakanların tarih vermesinin yanlış olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu süreci biz idare etmiyoruz, biz yönetmiyoruz ki. Nasıl kalkarız, biz buna takvim koyabiliriz" diye konuştu.
Yeniden bir Oslo sürecine müsaade edemeyeceğini de söyleyen Erdoğan, "Oslo sürecinde mağdur, MİT müsteşarı ve biziz. Olmayan şeyler varmış gibi gösterilmek sureti ile olmayan şeyler var gibi gösterildi. Gurbette böyle şeyler olunca oraya böcekler giriyor. Bizde bu şeyleri artık emin ellerde yürütmemiz lazım. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz" ifadelerini kullandı.
"CİDDİ BİR SIKINTININ OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Şu anda Irak'ın kendi içinde bir bütünlüğü olamadığını ifade eden Erdoğan, "Maliki'yi tek başına bir güç olarak görmüyorum, Irak halkını tek başına güç olarak görüyorum. Irak halkı Türkiye'ye başbakanları gibi bakmıyor. Eğer Maliki gibi düşünürlerse bu Irak için büyük kayıp olur" değerlendirmesinde bulundu. Irak halkının 2014'deki seçimleri beklediğini ifade kaydeden Erdoğan, "Bir taraftan demokrasi diyorsun, öbür taraftan bu oyunların içerisine giriyorsun. Kısa bir süre önce Neçirvan Barzani buradaydı, kendisiyle görüştük, ciddi bir sıkıntının olduğunu söyledi. Aynı şekilde Şii kesimde de sıkıntılar var. Mukteda Es-Sadr çok ağır bir açıklama yaptı" diye konuştu.
Erdoğan, bu haftaki Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ile yaptığı görüşme ile ilgili bir soruya, "Irak'ta Maliki hükümetine yönelik gösteriler sürüyor. Sadece Sünniler değil, Şii kesimde de ciddi bir huzursuzluk var. İran'a gelince, İran'ın tavrını kabullenmemiz mümkün değil" yorumunu yaptı.
"BENİM ÜLKEMİN DIŞINDA O SORUN O ÜLKENİNDİR"
Sınır dışına çıkan teröristlerin Türkiye dışında hangi ülkeye gittiğinin o ülkeyi ilgilendireceğini kaydeden Erdoğan, "Belki Irak'a gitmeyecek, İran'a gidecek, Belki Suriye'ye gidecek. Belki Avrupa'ya gidecek. Belki İskandinav ülkelerine malum. Onlara gidecek bunu bilemem" ifadelerini kullandı. Benim ülkemin dışında o sorun o ülkenindir" değerlendirmelerinde bulundu.
"AKİL İNSANLAR 7 BÖLGEDE 7 KİŞİDEN OLUŞACAK"
Diyarbakır'da yapılan Nevruz kutlamalarında Öcalan'ın mesajı hakkında değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır'da okunan mektup hakikaten uygulanacak olursa, ozaman Türkiye 2013,2014, 2015'i çok daha farklı bir şekilde yaşayacak" diye konuştu.
Akil İnsanların yasal bir düzenleme ile çalışmayacağını kaydeden Erdoğan, 7 bölgede 7 kişilik olmak üzere toplamda 49 kişiden oluşan bir komisyonu olacağını söyledi. Bu komisyon içinde sürpriz isimlerin yer alabileceğini kaydeden Erdoğan, her bölgede 1 başkan 1 başkan vekili ve 1 sekreterya olacağını, geriye kalan 4 kişinin ise üye olacağını söyledi. Bu komisyon ile bire bir görüşeceğini söyleyen Erdoğan, komisyon üyelerinin çekilme sürecini takip etmeyeceklerini ve 1 ay içerisinde genel hatları ile komisyonun şekilleneceğini ifade etti.
"BENİM VERDİĞİM VEREBİLECEĞİM ŞEY BUDUR"
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde taviz verildiği yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Erdoğan, "Adalet Bakanımıza dedim ki, "niye radyo'. Biz artık bunu televizyona dönüştürdük kendilerine 12 kanallı televizyon verdik. Aslında şimdi onu biz bir yerde de hayata dahil ettik. Şimdi orada hem kendi takımını da izliyor. Hem Türkiye'de ne oluyor ne bitiyor bunu da çok daha yakından görüyor. Sanırım bu oradaki insan için yaşam koşullarını değiştirmesi açısından çok farklı bir şey. Benim verdiğim verebileceğim şey budur. Daha fazlasına yetkim yok" değerlendirmesini yaptı.
"DEMOKRASİDEN ÇEKİNİYORSAN HER YERİ KAYBEDEBİLİRSİN"
Muhalefetin, eyalet sistemi konusunda yaptığı açıklamaları eleştiren Başbakan Erdoğan, muhalefeti "tarih bilinci" olmamakla suçladı. Eyalet yapısının hızlı bir kalkınma getireceğini söyleyen Erdoğan, "Osmanlıya baktığımız zaman o güçlü Osmanlı'da Lazistan, Kürdistan eyaletleri vardı. CHP'yi farklı düşünürüm, ama MHP hem 'biz Osmanlıyız' diyecek diğer taraftan bunlara izin vermeyecek. Seçimler nedeniyle böyle düşünüyorlar. Eğer sen demokrasiden çekiniyorsan her yeri kaybedebilirsin" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokraside ve ekonomik kalkınmada güçlü Türkiye. Bunlara Osmanlı'yı ilave edebiliriz. Osmanlı'da ki üniter yapıdaki hoşgörüye hala sahip değiliz. Belediyeyi kabul ediyorsunuz, ama seçilmiş valiyi neden kabul etmiyorsunuz. Osmanlı Kürdistan, Lazistan demiş bizim bunu dememize gerek yok. Bizim coğrafi bölgelerimiz var buna göre ortaya koyabiliriz. Şu anda ki kontrol mekanizmalarını götüremezsek kötü şeyler olur. Valiliğe gönderiyorsunuz parayı, vali kaymakama vermiyor parayı. KÖYDES ile gönderdiğimiz parayı direk kaymakamlara göndereceğiz. Bazıları gücenmesin. Ama bazıları da alıyor parayı bankaya koyuyor. Okulu bitirsin diye gönderiyoruz bankaya koyuyor. Onun için bu bütçelerde planlama içine girdik."
(Kaynak: ANKA)
