Eren Bülbül Şehit değil mi!

Trabzon Maçka'da göz göre göre gelen terör saldırısı sonrasında gencecik bir fidanı ve kahraman bir babayı kaybettik. Türkiye, 15'lik delikanlı Eren Bülbül'e ve doğum gününde şehit olan Ferhat Gedik'e ağladı...

Eren Bülbül henüz bir çocuktu... 18 ay önce babasını ani bir kalp krizi sonucunda kaybetmişti.

Birçok akranı gibi maç yapacak, oyun oynayacak, sosyal medya hesabından paylaşımlar yapacak bir yaştaydı... Ancak hayat o rahatlığı tanımamıştı ona...

Annesi Ayşe Bülbül, evine gelen gazetecilere "Babasının vefatından sonra, onca çocuğumun içinde Eren sanki evin reisi oldu. Okula gider, günlük 50 liraya iş bulursa yevmiyeye gider, kazandığı parayı "Al anne" deyip bana getirirdi" sözleriyle Eren'ini anlattı.

Anne Bülbül, bir çift lastik ayakkabıyı gösterdi gelen gazetecilere... "Bakın bu ayakkabılar Eren'in, yavrum yaz-kış bunları giyerdi" dedi... Belki 5 liralık, belki 10 liralık ucuz, lastik ayakkabıydı gösterdikleri. Şehirlerdeki gençlerimizin hiç görmediği, giymediği cinstendi... Ekonomik durumu olmayanlar için bir çıkış yoluydu...

Bülbül ailesi de zor şartlarda ayakta kalan, kul hakkı yemeden, namuslarıyla çalışan-çabalayan insanlardı. Anne Ayşe Bülbül, "Gün geldi 100 lirayla büyüttüm çocuklarımı" derken çektikleri çileyi anlatıyordu.

***

PKK terör örgütü, çocuk katilidir. Varlık sebebi insanları katletmek, yok etmek üzerinedir. Vahşidir, insanlık dışıdır... Bu sonu gelmez şiddetini "bir eylem yöntemi" şeklinde tanımlayacak kadar sapkındır.

Gencecik yaşlarında kimleri almadılar ki...

Bölümünün birincisi Fırat Çakıroğlu'nu kampüste, ailesinin bir tanesi Aybüke Öğretmen'i okul çıkışında, üniversite hayali için dershaneye giden Serap Eser'i, öğrencilerini eğitmek için hayatında görmedikleri en ücra coğrafyada ders veren Neşe Alten ve Necmettin Yılmaz'ı çaldılar bizden...

7 Mart 1987'de Nusaybin'de kurşuna dizdikleri 8 kişiden 6'sı çocuktu,

22 Haziran 1992'de Batman'ın Gercüş İlçesi'nde evlerini bastıkları korucuların 8 çocuğunu,

21 Ocak 1994'te Mardin'in Savur ilçesine bağlı Ormancık ve Akyürek köylerine saldıran teröristler, 11'i çocuk 21 kişiyi,

Diyarbakır'da 3 Ocak 2008'de askeri servis aracının geçişi sırasında bir dershane önünde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 6 öğrenciyi,

2008 yılında Güngören'de patlattıkları bombalarla kundaktaki bebekleri,

20 Eylül 2011'de Siirt'te otomobille gelen 4 kızımızı,

6 Ekim 2014'te kurban eti dağıtan çocukları,

13 Ocak 2016'da Diyarbakır'da 2'si bebek 4 çocuğumuzu,

13 Mart 2016'da Ankara'da anne karnındaki 6 aylık yavruyu...

Köşelere sığmayacak, gazete sayfalarının alamayacağı kadar evladımızı, çocuğumuzu katlettiler... PKK'nın şehit ettiği çocuklarımızın sayısı yüzlerle ifade ediliyor.

***

Hamaset kokan siyaset gözyaşları, karartılan sosyal medya profilleri bu çocuklarımızı geri getirmediği gibi acılı ailelere de bir fayda sağlamıyor.

Ancak bu işler ne yazık ki Türkiye'de düşündüğümüz kadar kolay olmuyor. Örneğin, Eren'i katledenler PKK'lı olmasına rağmen "Eren'in terör şehidi" sayılabilmesi ve ailesinin o imkanlardan yararlanabilmesi için yasa teklifi gerekiyor! CHP geçtiğimiz günlerde konuyu Meclis'e getirdi... Henüz bir gelişme yok.

Biz evde oturup televizyondan oradaki kalabalığı izlediğimizde, devlet görevlilerinin tüm gerekenleri yaptıklarını ve şehidin ailesi için girişimlerde bulunduklarını düşünüyoruz. Ne yazık ki durum hiç de öyle değil... Birçok bürokratik engel devreye giriyor...

Örneğin PKK tarafından kampüsün ortasında şehit edilen ve mahkeme kararıyla devlet kayıtlarına giren Fırat Çakıroğlu hâlâ terör şehidi sayılmadı, sayılması için de herhangi bir girişim yapılmadı.

Bu çocuklarımızın miraslarına sahip çıkılmalıdır. Ailelerin acılarına devlet olarak ortak olmak ve tüm imkanları seferber etmek zorunluluğundayız.

PKK'nın katlettiği sivil şehitlerimize "yasal bir statü" kazandırılmalı, aileler için devlet nezdinde tüm imkanlar seferber edilmelidir.

Daha önce bu köşede dile getirmiştim. Terörle mücadelede gazi olanlara dahi 12 ay içerisinde raporlarını SGK'ya götürüp, gaziliğini ispat etmek isteyen ucube bir bürokrasiyle muhatabız...

40 yıldır terörle mücadele eden bir ülkeyiz. Kendi çocuklarına sahip çıkmak yerine, devlet protokolüne alınan araçların her yıl yeni modeliyle değiştirilmesine tanıklık ediyoruz.

Hatırlatalım, Eren Bülbül, Fırat Çakıroğlu, Serap Eser, Necmettin Yılmaz ve PKK'nın katlettiği yüzlerce çocuğumuz şehittir!

Yazarın Diğer Yazıları