Erken mi şike seçim mi?

CHP'nin 81 ilde gerçekleştirdiği "Oturma Eylemi" iktidarı rahatsız etti. Hemen yaftaladılar; "Ana Muhalefet, terör örgütlerinin silahsız tarzını uyguluyor". Hoppala... Bu da karalamada yeni tarz. Her zaman olduğu gibi hükümet ve Ak Parti sözcüleri sazı alıp başlıyorlar bindirmeye. Bunların amaçları ne? Lafı uzatmadan yazayım; "Dikensiz gül bahçesi".

Enflasyon uçuyor, susulacak. Döviz rekor üstüne rekor kırıyor, görülmeyecek. Akaryakıt zamlarıyla Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı, konuşulmayacak.

Yasaklar listesinde en kapsamlı olan eğitim ve öğretim. Liselere ne şekilde girileceği henüz kesinleşmedi. Hadi bunu da unutalım. Yardımcı Doçentlere yapılanları hangi statüye sokacağız? Bizzat Erdoğan'ın yaktığı umut ateşini yine kendi elleriyle söndürdüler. 36 bin kişiye "sizi Profesör yapacağız" dediler. Doktorlukla sınırlandırdılar. Hiç sıkılmadan da "maaşlarınıza 117 lira zam yaptık ya" diye konuştular. Verilen ise eski tabirle "diş kirası".

Anında saldırı

Gelelim dış politikadaki yanlışlara. Bu konuda tek örnekle yetineceğim. Tarafsız Bölge'ye katılan eski İstanbul İl Başkanı ve yeni milletvekili Aziz Babuşcu'yu dikkatle izledim. Verilen talimatı aynen uyguladı. Çok konuşmadı ama bir konu gündeme gelince anında müdahale etti; "Geçmişin hataları". Özellikle de Suriye konusunda. Bir ara baktım Emekli Büyükelçi Uluç Özülker'e söyleniyor. Yanına takviye olarak Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu'nu alarak. Özülker "Yahu o konuya girmiyorum" diyor, bunları susturmak ne mümkün. "Erdoğan ve Esad'ın kanki oldukları" dönemden söz etmek yasak. Sanki eski yangını soğutma çabalarına devam eden itfaiyeci gibiler.

Sandık geliyor

Bu saldırılar altında muhalefet partilerinin işi zor. Onlara yapılan "linç kültürü"nün ayak sesleri. Allah, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve hatta Temel Karamollaoğlu'na sabır, güç kuvvet versin. Hele Devlet Bahçeli'nin bu yılın Ağustos ayında seçim istemesinden sonra. MHP Genel Başkanı'nın Uyum Yasaları'nı hesaba katmadığı belli. Bugün düğmeye basılsa, en erken seçimi Ekim'de görebiliriz. Size bazı şüphelerimi de aktarayım; Ak Parti'nin bu işi çok önceden bildiğini sanıyorum. Peş peşe yapılan hızlandırılmış kongreler ve en küçük ilçelere dahi Erdoğan'ın gidişine dikkat edin. Size şike seçim kokusunu hissettirmiyor mu? Ya da yakın zamanda Anayasa Mahkemesi'nin CHP'li Haluk Pekşen'in başvurusuna vereceği cevabı. Eğer, CHP'li vekilin talebine "Evet" dendiği an ortada "Cumhur İttifakı" diye bir şey kalmaz. Telaş ve aceleciliğin gerçek nedeni bu olmasın?

***

Makyavelli yaşıyor

N. Öztürk'ün mesajı Bahçeli'nin seçim çağrısından önce geldi. 60 yaşındayım diyerek sıralıyor:

"1976-80 arası öğrenciydim. Cumhuriyetin 50. yılından -1973- beri de MHP'liydim. 1990 sonrası ailecek bu partiye geçtik. Bahçeli sağ olsun, Makyavelli'nin ölmediğini 'siyasette her yol mubahtır' anlayışıyla ispatladı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarını dinledikçe buna iyice ikna oldum. Varsayalım Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin dediği gibi. O zaman Devlet Bey'e sorma hakkım olmuyor mu; '2014'te bizi niye kandırdın?' Kılıçdaroğlu ile iş birliği yaparak, iktidara çatarak, hatta ortak aday için anlaşarak.

Unutmadıklarımız

Kılıçdaroğlu'na PKK ayakkabısı Mekap suçlamasına karşı, CHP'deki kırıkları savunmuyorum. Bahçeli'ye gözlük öneriyorum. Orhan Miroğlu hangi partinin sıralarında oturuyor. Akil Adamlar ve İmralı yolcularının yakın dostları hangi siyasi oluşumda? Cizre Havaalanı'na kimin adı verildi? Kim verdi?

Şahsi gözlemim; Çanakkale'den İstanbul'a kadar pek çok tanıdığım dostum ve arkadaşım var. Bunlar arasında "hâlâ Bahçeli" diyenlerin oranı, 10 kişide 2-3'ü geçmeyecek duruma geldi."

***

Bir dokun, bin ah işit

Dr. Ö. Aslan Kalafatçılar, dilimiz üstüne karaladıklarımdan etkilenip, mesaj yollayanlardan:

"Burhan Bey, geçenlerde bir yazınızda Türkçe dediniz. 70'li yıllarda Ecevitçe dediğimiz kelimeler vardı. Ne yazık ki, bazıları yerleşti. Maalesef Sayın Cumhurbaşkanı dahil, herkes kullanıyor. Güzelim hürriyet kelimesi özgürlük, çete yerine örgüt vs.. Şimdi de birkaç mefhum tek kelimeye indirgendi. Zor, kuvvet, takat, enerji kalmadı. Hepsi güç oldu.

Bir örnek de üretmek. "TOKİ, şu kadar bina üretti". Bina üretilmez, inşa edilir. Arçelik şu kadar buzdolabı üretti. Buzdolabı üretilmez, imal edilir. Filanca bakan bir konuda fikir üretti. Fikir üretilmez, geliştirilir, ileri sürülür. Basketbolcu Melih şu kadar sayı üretti. Sayı üretilmez, yapılır. Örnekler çok.

Bir de söylenmesi bile sıkıcı iki moda terim daha var; "Etkisiz hale getirildi". Yahu gebertildi diyemiyorsan, bari öldürüldü de. Diğer saçma kelime "gerçekleştirildi". Toplantı gerçekleştirildi, seyahat gerçekleştirildi, baskın gerçekleştirildi. Her gazetede, her kanalda bu saçmalık moda. Sanki bir yerden emir veriliyor, bu kelimeler kullanılacak diye. Kabile devletçikleri dahil, dünyanın hangi ülkesinde böylesi saçmalıklar var?"

Yazarın Diğer Yazıları