Erşat Salihi: Türkiye, Türkmenleri PKK'ya teslim etti

Erşat Salihi: Türkiye, Türkmenleri PKK'ya teslim etti
Erşat Salihi, katıldığı bir televizyon programında Türkmenlere yapılan katliamla ilgili kritik açıklamalarda bulundu. Salihi, "Artık Ankara da, Türk kamuoyu da bizden hesap soramaz. Türkmenler kaderine terk edildi, PKK'ya teslim edildi" dedi.

TRT'de Avaz'da Gökçen Oğan ve Melik Yiğitel'in sorularını yanıtlayan Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi, Türkmen coğrafyasında yaşanan katliam ve Ankara'nın Türkmenlere yaklaşımı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin Türkmenleri kaderine terk ederek PKK'nın kucağına saldığını savunan Salihi, "Ankara da Türk kamuoyu da artık hiç kimse benden hesap soramaz. Ben hesabı sorarım. Çünkü Türkmen milleti kaderine terk edildi. Ama hangi kader? Kötü kaderine terk edildi. Kötü kadere terk edilen milletin geleceği kötü olur" dedi.

Erşat Salihi'nin açıklamaları şöyle:

TÜRKMENLER YOK EDİLİRSE, TÜRKİYE'NİN DE CAN GÜVENLİĞİ KAYBOLUR

Bütün milletimizin başı sağ olsun, vatan sağ olsun. Demin de söylediğimiz gibi oyun içinde oyun; bölgede, Ortadoğu’da yaşanan oyun ve bunun üzerinde olan Türkmen coğrafyası ister Suriye’de olsun ister Irak’ta olsun; bu hususun herkesten önce biz bunun farkındayız. Sürekli söylediğimiz gibi Türkiye’nin güvenliği Irak’ın içinden başlar. Türkiye’nin milli güvenliğinin arka bahçesi olan Türkmen bölgeleri terk edilirse Türkiye’nin de can güvenliği, milli güvenliği kaybolabilir. Bunu maalesef herkes geç duydu. Hiç kimse bize darılmasın artık bu günden itibaren hiç kimseden saklayacak bir şeyimiz yok. Çünkü tek başımıza, kaderimize mahkûm bu şekilde kalmış olursak bağırıp çağırmamıza rağmen gelecekte tarih diyecek ki Erşat Salihi’nin döneminde Türkmenler katliamlar yaşadı, ben sorumlu değilim. Ben teşkilat adamıyım, siyasetçiyim, yeri geldiği zaman silahımı da alır savaşırım, yeri geldiği zaman da Başbakan İbadi’nin döneminde Parlamentonun da içinde Türkmenlerin hak ve hukuku için her şeyi yaparım. Ama biraz da desteğe ihtiyacım da var. Bugün sayın Cumhurbaşkanı her yerde Türkmenleri gündeme getiriyor, Türkmenlerin geleceğinin tehlikede olduğunu gösteriyor. Ama gönül isterdi ki doğru bilgileri Sayın Cumhurbaşkanına getirsinler. Maalesef imkân dâhilinde bunlar dile getirilmedi. 

Gökçen Oğan: Sayın Salihi, sizin daha önce bir uyarınızı gündeme taşımıştık. Kuzey Irak’ta PKK varlığına dair bir uyarınız vardı. Bölgedeki PKK varlığı Türkmen- Kürt ilişkilerine de zarar veriyor, PKK’yı bölgeden çıkarmak zorundayız demiştiniz. Perşembe akşamı Kerkük’e düzenlenen saldırıda bölgeye PKK teröristlerinin de ızdığı şeklinde bilgilere sahibiz. Bu bilgiler hakkında ne diyorsunuz, PKK terör örgütü Kerkük’te ne kadar etkin olabilir?

Az önce de söylediğim gibi oyun içinde oyun var, bunlar da oyunun bir parçasıdır. Yani bugün DAEŞ’i Kerkük’e getiren taraflar gelecekte PKK’yı da burada söz sahibi edebilir. Yoksa Türkmen bölgesi olan Mendeli’yi ben neden terk edeyim, PKK orada karargâh açtı; Türkmen bölgesi olan Tuzhurmatu’da PKK terör örgütü neden karargâh açtı? PKK terör örgütü Kerkük’ün 15 km uzağında neden karargâh açsın, neden Bağdat’taki hükümet buna sessiz kalsın? Bunun yanında IŞİD’le mücadele etmek bahanesiyle PKK’yı Kerkük’e sızdırmak o tehlikenin en büyük tarafıdır. Çünkü bugün herkes biliyor Kerkük’ün Irak Türkmenlerinin gönül bağlılığı aynı zamanda Türk dünyasının da bir parçası olduğunu. Bizim korkumuz PKK terör örgütünün Türkiye içinde yaptığını Türkmen bölgelerine naklettirmesi ve bunu yapmış olursa kesinlikle Kürt partilerinin arasında bir gerginlik yaşanabilir. Bunun gerçekleşmesini istemeyiz. Şu an PKK’nın Kerkük’ün üzerinde uzuvları vardır. Türkmen Cephesinin birimlerinin etrafında, Türkmen mahallelerinde vardır. Bunu inkâr edenler var ise elimizde belgeleri de vardır, hiç kimse bunu inkâr edemez; girdirilmişler ve bölgede barındırılmışlardır. Bunun uzantısı Musul operasyonlarında da görülmektedir. Özellikle Sincar’dan Telafer’e uzanan o şeridin üzerinde bir PKK koridorunun kurulması söylediğim gibi oyun içinde oyunun parçalarıdır,  yavaş yavaş görülmeye başlanılmıştır.

Melik Yiğitel: Bir bilgi notu geldi bizlere. sizlerin 6 Ekimde bütün uyarıları yaptığınız DAEŞ’in her an Kerkük’e girebileceği saldırabileceği yönünde bir bilgi notu geçtiğiniz; 9 Ekimde bunun ABD’ye iletildiği ama onların da “Öyle bir ihtimal yok.” dediği fakat sonra 21 Ekimdeki saldırı bahane edilerek PKK’yı ve sonrasında da bir şekilde Haşdi Şabi’yi Kerkük’e sokma planları yapıldığı söyleniyor özellikle Sincar’da hızlı bir şekilde PKK’nın yuvalandığı ve oradan Kerkük’e doğru bir aktarma yapıldığına dair bilgiler var. Siz uyarı yaptınız mı? Tedbir alın diye uyarı yaptığınız ama bilerek tedbir alınmadığı yönünde bir bilgi var.

Ben söylediklerimden de sorumluyum bu belge şu an elimdedir. Kerkük Vilayet Meclisine söylüyorum ki “Bakınız Kerkük’te gerginlik var, mahallelerin içine sızmalar var. Emniet zafiyeti vardır, önlem alınması lazımdır”, bunun Kerkük Vilayet Meclisi Emniyet Güvenlik Komisyonu, Kerkük valisiyle ve Kerkük’teki polis teşkilatıyla beraber konuşulması lazımdır. Bunun üzerine Irak istihbaharatının 28.575 numaralı telgrafına göre, Kerkük idaresine gelen bir bilgiye göre bu bölgeler, bu semtler alınacaktı. Kerkük Polis Teşkilatı önlem almış gibi görünüyor. Önlem bu şekilde olmaz, Kerkük Polis Teşkilatının kabiliyeti yeteneği bu kadardır ama özel timler isterdi bunlar için. Bu özel timlerin de merkezi hükümete bağlı olan güçler olması lazımdır.

Gökçen Oğan: Bir de size silahlanın çağrınızı sormak istiyoruz. Silahlanın Türkmenler, öz savunmanızı gerçekleştirmek için direnişe geçmek zorundasınız çağrısını yaptınız. Durum nedir, Türkmenler gerçekten kendilerini savunacaklar mı?

Bakınız ben bunu daha önce de söylemiştim. Ankara da Türk kamuoyu da artık hiç kimse benden hesap soramaz. Ben hesabı sorarım. Çünkü Türkmen milleti kaderine terk edildi. Ama hangi kader? Kötü kaderine terk edildi. Kötü kadere terk edilen milletin geleceği kötü olur. Ben ve milletimiz buna izin vermeyeceğiz. Bu son tecrübede mahallelerde en azından ufak da olsa Türkmen insanları silahına sarılıp, bölgelerini semtlerini korumaya başlamışlardı. Ama bu böyle gitmez. Daha organize olunması lazımdır. Güvenlik birimlerinin ciddi bir şekilde kurulması lazımdır. Aksi takdirde bu milletin geleceği daha çok tehlikede olacaktır. Bugün Türkmen bölgeleri Telafer’den başlayıp Mendeli’de biter. Bakarsak yavaş yavaş Telafer’i Türkmen bölgesinden ayırıp başka bir bölge olarak gösterenler de vardır. Bunun altını çiziyorum bakınız herhangi bir Türkmen siyasetçisi, herhangi bir araştırmacı, herhangi bir taraf Türkmen yetkilisine öyle bir nasihatte bulunursa, Kerkük’ü, Türkmen bölgesini başkenti olan Kerkük’ü başka yere taşımak uyarılarını söylüyorum, hiçbir yere gidemeyiz. Kerkük içinde bir tek Türkmen bile kalmış olursa Türkmeneli bölgesinin başkenti kalır. Uyarıyorum, bazı araştırma merkezleri bazı Türkmen siyasetçilerine önerilerde bulunmuş, “Artık Türkmenelinin başkenti Telafer’dir.” Hayır. Öyle bir şey yok. Türkmeneli’nin, Türkmeneli devletinin; Suriye Türkmenlerinin ve Irak Türkmenlerinin coğrafyasının başkenti Kerkük’tür. Bunun altını çiziyorum. 

İlgili Haberler