Eskiye rahmet okutan “Yeni Türkiye”

“İktidar iştirak (ortak) kabul etmez”  derler, özlü sözlerdendir. Osmanlı, kardeş kavgasından çok çektiği için, “kardeş katli”  gibi acımasız bir yöntemi istemeyerek uyguladı! Ancak bugünkü iktidarın tavrı dönemsel bir zorunluluktan öte bilinçsizce şeytan taşlayanların halini andırıyor!
 “Yeni Türkiye” nin sorun çözme yeteneği yok! En basit polisiye olayları dahi yüzüne gözüne bulaştırıyor. Böcek, kaset, tape, dinleme vs skandallarının hiçbirini aydınlatmadığı gibi aksine karanlıkta kalması için elinden geleni ardına koymuyor! Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları mahkemede ispatlanır korkusu ile ‘şüpheli’ her bir (1) adamlarına karşı resmi vazifesini yapan bin (1000) polisi görevden alıyor ve zan altında bırakıyor.
Yeni Türkiye’nin vicdanı yok! Yandaş troll ve yazarlar adaletsiz uygulamalara sessiz kalan bakan, milletvekili ve bürokratları tehdit ediyor. Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ismini dahi çizenler var! En vicdanlı tanınanları bile “bakın kimlerin evlerine ateş düşüyor,yuvaları başlarına yıkılıyor” diye yazıp, iftiralar atarak görevden aldırdıkları namuslu memurlar ve bizzat işten attıkları gazeteciler için timsah gözyaşları döküyor!
Yeni Türkiye’nin ahlakı, hukuku ve fikir namusu yok! İnsani, İslami, çağdaş tüm hukuk sistemlerinde; “zanla hüküm verilmez” , “masumiyet karinesi” ve “kimse kimsenin suçundan sorumlu tutulamaz” esasları vardır. Hırsızlık zanlısına gösterilen şefkat, hırsızı yakalayandan esirgenmez! Hakkın küçüğü büyüğü olmaz! 1 şüpheli için 1000 masuma kıyılmaz! 
Yeni Türkiye’nin devlet aklı ve stratejisi yok! Graham Fuller’in “Yeni Türkiye” kitabı dışında ellerinde program da bulunmuyor! Gazze’yi İsrail’in saldırıları ve ablukası karşısında yalnızlığa itip, başkalarının da yardım götürdüğü yolları tıkamak Müslüman devlet adamına yakışmaz! Mısır’da Müslüman Kardeşler’i diktatör Sisi’ye karşı Rabia işaretiyle kışkırttıktan sonra 638’ine daha idam kararı verilince, çaresizce ABD’yi yardıma çağırmak dört dörtlük bir rezalettir! Suriye’de ABD adına vekaleten savaş (proxywar) yürütürken Rusya-İran ittifakına  “ikinci evim”  demek, Suriyelilerin evleri yıkılırken ve ülkende dilenci durumuna düşerken seyretmek bu medeniyetin tarihi mirasçılarına yaraşmaz! 
“Yeni Türkiye” projesi mimarlarının tek başarılı oldukları şey;  “Neo-con’larla savaşan adam”  imajıyla Obama’yı kurtarıcı gibi yücelterek Türkiye’de Amerikan sempatisine zirve yaptırmaları! Aslında “İngiliz prensi Müslüman” , “Obama da gizli Müslüman” türü söylentileri yayanlar, 1. Dünya Savaşı’nda Alman Kayzeri hakkında  “Hacı Wilheim” diyerek propaganda yapanların izinden yürüyor. Sonuçta ülkeyi getirdikleri yer şu: “Merkezi Güç” , “Küresel Güç” hedefleri bir yana, “Bölgesel Güç”  söyleminden de açıkça vazgeçmiş,yolsuzluk iddialarından aklanamayan yalnız Türkiye!
Basireti bağlı, akıl tutulması yaşayan bir iktidar var! Tek parti iktidarının tek sağlam dayanağı; koalisyon hükümetlerinin vatandaşın bilinçaltında bıraktığı ekonomik ve siyasi kriz korkusu! Vatandaşın istikrar beklentisiyle verdiği ihtiyaç kredisini artık tükettiklerini göremiyorlar!
1) Arap Baharı rüzgarının tersine esmesiyle yaşanan dış politika hezimeti, 2) Kürt meselesinde her geçen gün yükselen bölünme algısı ve 3) 17/25 Mart yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarında yargılanma korkusu ile söz konusu hata, ihmal veya ihanetleri, paralel devlet kurgusunun üstüne yıkarak aradan sıyrılma düşüncesi politik açıdan doğru sayılabilir! Buna klasik şark kurnazlığı der geçebilirdim. Fakat devlet aklını temsil ettiğini sandığım kişi ve kurumların bu yalan anaforunda kişiliğini yitirmesini, ülke çıkarlarını ve milli gururu tamamen ayaklar altına almasını hazmedemiyorum!
Dünya Erdoğan hükümetini şaşkınlıkla izliyor. Her icraatını alkışlayan dostu ABD ve AB sözcüleri dahi Erdoğan’dan yasakçı, otoriter, diktatörleşmeye doğru yürüyen bir lider olarak bahsediyor! Buna tahammül ederim ama ülkemi yöneten bir devlet adamının çıkarcı, pragmatist, sözüne güvenilmez şeklinde nitelendirilmesi bir Türk olarak gururumu rencide ediyor. Dünyaya yayılmış Türk okullarını kapatmaya kalkışması, bulundukları ülkelere şikayet etmesi, goygoyculuk yapması çileden çıkartıyor! Türk Milleti’nin milli onuru bu kadar ayaklar altına alınmaz!
28 Şubat sürecinde irtica fobisini yayan psikolojik harekat (PH) ekibi; zehirli gaz attıkları alana gaz maskesi takmadan girmişti! Bir süre sonra algı operasyonlarına kendileri de inanmış ve “bin yıl sürecek” demeye başlamışlardı! Bugünkü paralel devlet yaygarası koparanlar da 28 Şubat’ın şaşkınlarından farksız! Eskiler milletin dini değerlerini gözden kaçırmıştı, bunlar sadece kendi akıllarını değil devlet aklını da inkar ediyor! Hepsi gerçekten saf, kandırılmış, kullanılmış adamlarsa vay benim ülkeme! Milletin verdiği emanete sahip çıkmadıkları için zaten toptan istifa etmeleri gerekir! İmaj düzeltme çabasıyla atalarımız adına Ermenilerden diledikleri özrü kendi hataları için milletten dileyebilirler mi, fırsat bulacaklarını dahi sanmıyorum! 

Yazarın Diğer Yazıları