Ey Türk milleti

Öyle bir iktidarla yönetiliyorsun ki, henüz muhalefet oldukları yıllardan başlayan Türk karşıtlığı görüşü ve sözde İslam anlayışı savunmaları bugün de tüm azametiyle devam ediyor. İslam anlayışından örneklerle size mutlu yaşam ve hürriyeti vaat ederek, birilerinin kendilerine yaşattıkları mağduriyetleri de kullanmak suretiyle yönetime gelenler bu gün tepemizde boza pişirir oldular.
Türk milliyetçiliğini ayaklarının altına aldıklarını söyleyerek, Türk’e has tüm değerlerimizi ortadan kaldırmak ve Türk’üm diyenleri ırkçılıkla suçlamak suretiyle bir yerlere verdikleri sözlerini tuttular. Mutlu yaşam yerine açlığa mahkûm etmek, hürriyetleri ise askıya alarak korku içinde yaşamaya mahkûm ettiler.
Bunlara biz bu ülkeyi yabanda bulmadık, şehit kanlarıyla kazandık diyerek direnç gösterenlerin ümüğünü sıkıp hapislere tıktılar. Bunları yaparken de Türklüğün milli destanı olan Ergenekon’un adını vererek oluşturdukları sözde terör örgütünün yargılanmasında savcılığa soyundular.
Gün geldi, ilan ettikleri bu terör örgütünün bir  “Kumpas” olduğunu söyleyerek, dünkü ortaklarını  “Paralel” yapı ilan edip faturayı onlara kestiler.  “Kumpas”ta kullandıkları emniyet güçlerini ve yargıçları ise  “Paralel” yapının elemanları diye hain ilan etmek suretiyle toplayıp içeri attılar.
Tüm bunlar olurken, esas hedefin Türk milleti olduğu gözlerden kaçırılarak bize ait ne kadar değerlerimiz varsa önce ders kitaplarından çıkarmak ve söylemleri yasaklayarak, çocuklarımıza unutturmaya çalıştılar.
Bunlara karşılık halkımızı 36 etnik gruba ayırarak bölücü Kürtçülere aşk ilan ettiler. Bölücübaşını başmüzakereci, ne kadar tutuklu bölücü varsa salıverdiler. Tıpkı daha önce Kandil’den getirdikleri PKK’lıların ayağına savcıları gönderip suçsuz göstererek, günlerce şov yaptırdıkları gibi bugün de yapılan şovlara göz yumdular.
Günümüze gelindiğinde ise başlatılan çözülme süreci ile ülkenin parçalanması adına  “Akil adamlar” diyerek bölücülerin borazanlarını devreye sokup halkın beyni yıkanmaya çalışıldı. Gördüler ki halk, yedirilen her şeyi hazmediyor, hükümet hemen bölücübaşı, dağdaki katiller ve Meclis’teki uzantılarıyla pazarlığa oturarak istekleri bir bir yerine getirmeye başladı.
Yaptıklarını haklı gösterme adına, artık anaların ağlamadığını ve şehit cenazelerinin gelmediğini söylediler. Demeleri gereken, bizim iktidarda kalabilmemiz için her yol mubahtır demediler. Yaptıklarını kapatmak için örtü olarak da zaman zaman  “tek bayrak, tek vatan” sloganlarının ve bayraklı afişleri yaptırarak reklamların arkasına sığındılar.
Yandaş olan medya, yargı ve sivil toplum kuruluşları ile halkı yanlış yönlendirip, çıkardıkları yasalar ve yaptıkları icraatlarıyla Irak’ta, Suriye’de kurdurttukları Kürt devletlerine ilaveten Türkiye’de de bir Kürt devletinin kurulmasının alt yapısının oluşmasına fiilen katkı sağladılar. Emniyet güçlerinin elini kolunu bağlayarak bölücü teröristleri sokağa döktürüp, ülkede korku yarattırılarak halkı ne istiyorlarsa verelim kurtulalım noktasına getirdiler.
Tüm bu yapılanlara karşın, bu aziz milletin dualarının kabulü sonucu olacak ki yapılan hesaplar alt üst oldu. Bölücüler şehirleri işgale kalkışarak okulları, bayrağı, Atatürk büstlerini, yurtları kamu ve özel mülkleri ateşe verip, 50’ye yakın vatandaşımızı öldürmesi sonucu halkımız ülkenin nereye götürüldüğünü görerek ancak uyandı.
Şimdi ise yapılan ’U’dönüşü ile tezgâhlanan oyunun ikinci safhası açılarak, ülkeye peşmergeleri getirip, PYD’li katiller tedaviye başlandı. Geçmişte Türk milletine yapılanlar bilindiği halde yurdumuza, ABD ve İngiliz askerlerinin konuşlanması için tezkere çıkarıldı. Onlar ki geçmişte PKK’ya yaptıkları gibi şimdide PYD ve PKK’yı silahlandırıp eğitmeye başladılar.
İktidar bunları yaparken engel olması gereken ana muhalefet, terörün olduğu her yerde boy göstererek, PYD’ye terörist dahi diyememiştir. Diğeri tezkereye evet oyu vererek “Ülkenin milli çıkarlarını düşündük” diyip ülke topraklarının peşmergeye açılması konusunda iktidara destek olmuştur. Bölücülerin Meclis’teki uzantısı ise her yaptıklarında hedeflerine biraz daha yaklaşmanın sevinci ile belli bölgeleri Türklerden arındırarak, kendi devletlerini ne zaman kuracaklarının planlarını yapmaya başlamışlardır.
Ey Türk milleti; uyan artık. Gerçekleri görerek kendine dön. Kendini düşünmüyorsan dedelerinin bu ülke için döktüğü kanı ve çocuklarının yarınını düşünerek ver kararını. Kurtul artık bu zelil yaşamdan. Elbette seninde hür, mutlu, karnı tok ve korkusuz yaşamak hakkındır.

 

Yazarın Diğer Yazıları