Ey Ülkücü Hareket! Uyan! Uyan! Uyan!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen yıl Erciyes kurultayına katılmayarak, ülkücülerin bu güzel geleneğini ortadan kaldırma sinyalleri vermişti. Nitekim bu yıl, Kayseri MHP İl Başkanlığı, tarihteki 16 büyük Türk devleti ve KKTC için birer kurultay düzenlediklerini, böylece Türkeş’in vasiyetini yerine getirdiklerini, bundan sonra kurultayın yapılmayacağını bildirdi. Bahçeli ise yoğun eleştirilere,  “Eleştirenlere sorun bakalım, Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarını bir kez ziyaret ederek Fatiha okumuşlar mı?”  diye ilgisiz bir cevap verdi. Ancak Bahçeli, 2002 yılında Erciyes kurultayında  “Kendisini Türk Milleti’nin birliği ve dirliğine adamış rahmetli Başbuğumuzun bizlere en güzel armağanlarından biri olan bu büyük şölen, hepinize kutlu ve uğurlu olsun.İnanıyorum ki, bu büyük buluşma, bu büyük kurultay ebediyen yaşayacak ve yaşatılacaktır. Bütün Türk milleti de ulu Erciyes’in eteklerinden dünyaya biz biriz, biz kardeşiz, biz buradayız diye hep haykıracaktır”  dediğini unutmuştu! Demek ki, kurultayın iptal edilmesinin Türkeş’in vasiyeti ile hiçbir ilgisi yoktu. Aksine Türkeş, kurultayın ebediyen yaşatılmasını istemişti. Kurultayın iptalini eleştirenlerin Türkeş’in mezarına gidip gitmemesinin ise konuyla bir ilgisi yoktu. Fakat, her ölüm yıldönümünde Türkeş’in mezarını ziyaret etmekle MHP’nin tasfiye süreci arasında ters orantılı bir ilgi vardı. Çünkü, MHP bütün geleneklerinden, ideolojisinden koparılırken, Devlet Bahçeli, Türkeş’in mezarını ziyaret etmeyi hiç ihmal etmedi!

* * *

Bahçeli, MHP’nin tasfiye sürecini ilk olarak, “3 Mayıs Türkçüler Günü” nün adını  “Milliyetçiler günü”  olarak değiştirerek başlattı. Ve bu gün yapılan toplantıları asgariye indirdi. Bahçeli, ikinci olarak Alparslan Türkeş’in başlattığı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı veya Başbakanı’nın himayesinde olmasına özen gösterdiği Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’na engel çıkardı. Noel Baba Vakfı’na Tanıtma Fonu’ndan para verilmesini sağlayan Bahçeli, Türk kurultayı için ödenek tahsis etmedi. Başbakan Yardımcısı olarak yetki kendisinde idi. Bu engellemeye rağmen yapılan kurultaya ülkücülerin katılmasını önledi. Son kurultay, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın himayesinde yapıldı. Ona da karşı çıktı! Ardından yine Türkeş’in emaneti olan Ülkü Ocakları’nı kısmen kapattı. Bahçeli’nin asıl tasfiyesi, 57’nci hükümet döneminde partinin ideolojisi olan Türk Milliyetçiliğine aykırı, hatta Türkiye’ye büyük zararlar veren ekonomik ve siyası kararların, yasaların altına imzasını atması oldu. Ülke ekonomisi, ABD’nin gönderdiği Kemal Derviş’e emanet edildi, İMF’nin baskısıyla, Türk tarımını çökertecek 15 yasa, 15 gün içinde TBMM’den geçirildi.  Bu arada Bahçeli, milliyet ve milliyetçilik tanımını da değiştirerek, vatandaşlık bağını esas almıştı. Halbuki, Türk Milliyetçileri, Ziya Gökalp’tan beri bütün dünya Türklüğünü esas alan bir milliyetçilik geliştirmişlerdi.

* * *


Yıllar önce, MHP’nin kendi çizgisinden koparak, milliyetçiliğin tanımını değiştireceğini, IMF politikalarına boyun eğeceğini, Türk kurultayına ve Erciyes kurultayına engel olacağını, geliştirmesi gereken Ülkü Ocakları’nı pasifize edeceğini birisi iddia olarak ortaya atsaydı, buna kimse inanmaz,  “komplo teorisi”  yorumu yapılırdı. Fakat MHP’nin adının ve ambleminin değiştirilmesinin bile Bahçeli tarafından gündeme getirildiği biliniyor. Enis Öksüz’ün bu yöndeki açıklamasına Bahçeli bugüne kadar cevap verememiştir. Önümüzdeki dönemde MHP’nin adı ve amblemi değişirse kimse şaşırmasın! Zaten Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan işgal edildiği bir dönemde, ülkücülerin sessiz kalmasını sağlayan Bahçeli, ülke gündeminin en gergin olduğu bir zamanda Meclis’te parti grubunda yaptığı haftalık konuşmasını bile iptal ederek, parti teşkilatlarına  “İlinizde herhangi bir gerginlik, olay çıkarsa o gün partiyi kapatın”  talimatı vererek, partiyi fiilen kapatmış durumdadır. Zaten Bahçeli, Meclis’te bulunduğu son dönemde ülkücülere göstermediği sevgi ve saygıyı, DTP’lilere ve Hasip Kaplan’a göstererek, hatta o gün birisi Osmaniye’den olmaz üzere teröre dört şehit verilmişken  “Meclis’in renklerini tamamlayalım” diyerek, MHP’yi MHP olmaktan tamamen çıkarmıştı. Bahçeli, “çiçek bahçesi” diyerek, Türkeş’in karşı çıktığı mozaik edebiyatını da parti felsefesi haline getirmişti.

* * *


Bu durumda bile ülkücülerin ses çıkarmadan Bahçeli’yi izlemesi, bir sürece yayılan kimliksizleştirme politikasının sonucudur. Kitleler, olumsuz yönde atılan adımlara  “kurbağa haşlama” yöntemi ile alıştırılmıştır.
Ey ülkücü hareket!
Uyan! Uyan! Uyan!

Yazarın Diğer Yazıları