Eylem ve eylemciler

Demokratik yollar kullanılarak, herhangi bir konudaki isteklerin elde edilmesi adına, kişi veya kişilerin kamuoyuna seslerini duyurmak ve arzulanan yönde toplumsal baskı oluşturmak üzere yaptıkları etkinlikler eylem olarak tanımlanmaktadır. Bu etkinliğin altında ise haklı oldukları konuda, yasal yollarla alınamayan hakların alınma arzuları yatmaktadır.
Bu tür etkinlikler, tüm dünya ülkelerinde farklı şekillerle uygulanan bir yöntemdir. Uygulamalar, ülkelerdeki demokrasinin gelişmişliğine ve insanların kültür seviyelerine göre değişiklikler arz etmektedir. Demokrasi dışı yöntemlerle idare edilen ülkelerdeki eylemler ise yönetimlerin izni ve istekleri doğrultusunda yapılmaktadır. 
Gelişmiş ülkelerde ise insanlar uğradıkları haksızlıkları ve alamadıkları haklarını kamuoyuna duyurarak oluşturdukları toplumsal baskılarla alırlar. Demokrasi ve demokrasi dışı yöntemlerle idare edilen ülkelerin eylemlerindeki ortak özellikler, dış müdahale ve yönlendirmelerden uzak, mal ve can güvenliğine saygılı olunmasıdır.
Bir de bizim gibi gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde yapılan eylemler var ki bu eylemlerin bir kısmı haklı davalardan yola çıkılarak başlayıp, eylemlerdeki çirkinliklerden dolayı toplumu ve yönetimi karşıya alarak, eylemcileri haksız ve suçlu duruma düşürmek suretiyle teröristleştirmeye gidilmesidir.
Diğer bir yönüyle ise bazı eylemlerin dış güçler tarafından ajitasyon ve yönlendirmeleriyle yapılmasıdır. Bu eylemler, yapanlardan ve o ülke insanlarından çok yaptıranların emellerine hizmet etmektedir.
Benim ülkemde yapılan eylemler çoğunlukla bu iki türden olup, hakkı gasp edilenlerin de haklarını arama yöntemi olan eylemlerden vaz geçmelerini sağlamaktadır. Bugüne kadar yapılan eylemlerde sonuca gidilememesi ve iktidarların ellerinin güçlendirilmesi de hep bundandır.
Ülkede her gün eylem yapılmaktadır. Bu eylemlere bakıldığında, falancanın ölüm yıldönümü, hapisteki teröristin yakalanma sene-i devriyesi, filancanın doğum günü kutlaması ve ülke güvenliği için tedbir alınmasına karşı çıkış ve benzeri birçok konuda yapılan eylemlerdir. Kim bu eylemciler diye bakıldığında, yetmiş altı milyon insan içinde birkaç bin kişi ile ifade edilen güruhtur. Görüntüdeki kalabalıklar ise, oralara bilmeyerek katılan veya tehditle getirilerek geleceği karartılan kurbanlardır.
Tüm bunların kanıtları ise taşınan pankartlar, atılan sloganlar ve yapılan işaretlerdir. Ayrıca harbe gider gibi sapanlar, taşlar, Molotof kokteylleri ve diğer alet ve edevatlardır. Eylemlerde ise sökülen kaldırımlar, yakılan arabalar, kırılan çam ve çerçevelerdir.
Tabii ki yaşanan bu olaylar toplumu düşündürmektedir. Eylem, hak aramak, bunun için baskı unsuru oluşturmaksa, bu yapılanlar nedir? Bunu bir hakmış gibi takdime çalışan bazı sözde sivil toplum kuruluşu ve medya neye hizmet eder? Bu yapılanların düpedüz terör olaylarıyla toplumu yıldırıp, bıkkınlık vererek kendi mahzenlerindeki dehlizde boğmak değil midir?
Yapılanlarla devletin zaafını ortaya koyup, devletin vatandaşına sahip çıkamadığı imajını vererek hedeflenen amaca en kısa zamanda varmaktır. Bugün devletin bölücülerle pazarlık masasına oturması da bundan olmamış mıdır? Yapılanlar, Osmanlı devletinin son dönemlerinde bir kısım devletlerin kışkırtmasıyla Osmanlı tebaası olan bazılarının yaptığından pek de farklı değildir.
Tabii ki, bu arada haksızlığa uğrayıp da samimi bir şekilde gelişmiş ülkelerdeki gibi hak aramaya kalkanların da yaptıkları eylemlerin sonucunu alamamaları da hep bu nedenledir. Toplum o hale getirildi ki hak aramak için sokağa çıkan herkesi bu güruh gibi görerek itibar etmez oldu. Hak gaspçıları ise oluşan bu durumu bir ganimet olarak görerek lehlerine çevirmişlerdir.
Eylem yapılmasın mı diye, düşünenler olabilir. Aksine eskisine göre daha çok eylem yapılıp, her alanda olduğu gibi bu alanda da sokak, bir avuç çapulcuya bırakılmadan mağdurların olmalıdır. Bazı olayların arkasına sığınılarak hak aramadan vazgeçilmediği gibi, kendilerini pazarlayanlara da izin vermemelidirler. Eylemlerine de amaçlarının ne olduğu belli olmayanları sokmamalılar.
Vatandaşlarımız, sivil toplum kuruluşları ve medyamız gereken duyarlılığı gösterip, haklının yanında yer almalıdır. Kim ve ne amaca hizmet ettiği bilinmeyenlerin peşine takılmamalıdır. Bölücüleri ve demokrasi düşmanlarını dışlamalıdır. İktidar ve pazarlamacılar ise meydanlardaki üç beş çapulcunun arkasına sığınarak bunlardan nemalanmayı bırakmalıdır. 

Yazarın Diğer Yazıları