Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Ezgilere köprü kuran saz; “Bağlama”

İnsan, duygularını anlatırken çeşitli enstrümanlardan faydalanır. Bunların en başta geleni kişinin kendi sesiyle ifade ettiği şekildir. Bir de buna eşlik eden, zenginleştiren duyguların daha da akışkan ve kalıcı olmasını sağlayan, duygu alışverişine aracılık eden yardımcı faktörler vardır.
Bunlar ne mi? Çoban’ın elinde kaval, Ozan’ın elinde bağlama, Şairin dilinde sözcükler...
Biz bugün Anadolu insanının duygu dünyasını, gönül deryasını ayan eden bir sözcüden bahsedelim istedim. Onun adı Bağlama. Sıla’yı hasretle, yokluğu toklukla, yavukluyu aşkla bağlar. Anadolu insanının sesini, emeğini, yürekten seslenişini, ezgisini, geleneğini duyurur diyar diyar.
Bağlamanın varoluş öyküsünü de bilmek gerek. Bu içli sazı ve ailesini tanıyabilmek için önce bu sazların atası olarak bilinen Kopuz’un tanınması gerekir. Tekne kısmına ince deriler gerdirip sap ilave edilmiş ve kiriş tellerini deri üzerinden geçirmek suretiyle sesin net çıkması sağlanmış.
Yay ile çalınanına İklığ, parmak veya mızrap türünden maddelerle çalınan türlerine de Kopuz adı verilmiş. İklığ yaylı sazların, kopuz ise mızraplı sazların atası olarak bilinir. Kopuz çok sonraları su kabağı yerine armudumsu şekilde ağaçlardan oyularak yapılmış üzerine yine deri gerilmiş kiriş teller takılarak uzun yıllar çalınmış daha sonraları da derinin yerini ağaç (göğüs ses tablosu) kiriş tellerin yerini ise metal teller almıştır. Mızraplı sazların atası olarak bilinen Kopuz Türklerin en eski sazlarından biridir. Binlerce yıldır kullanılmış olan bu ünlü mızraplı saz bugün yerini özellikle Anadolu coğrafyasında bağlama ve ailesi sazlara bırakmıştır. Aslında bağlamanın ses sahası 2,5 oktav olup, ses tablosu üzerine yapıştırılan ilave perdelerle 3 oktav’a kadar çıkarılabilir. Büyükten küçüğe; meydan sazı, divan, çöğür, tambura ve bağlama olarak isimlenir. 17-24 perdesi vardır. Meydan sazından bir oktav Divan sazından ise 5 ses daha tizdir. Genellikle dut, gürgen, kestane, ardıç, karaağaç, ceviz gibi ağaçlardan yapılır. Ne kadar mükemmel de olursa olsun ustasının elinde ses verir bağlama. Bir çok sese göre ayarlanır, bu işleme de  “Düzen”  denir. Bu düzenler ezginin bağlamadaki tavır ve çalınış özelliğini ifade eder. 7 çeşit düzen mevcuttur. Normal düzen (Bozuk veya kara düzen), Misket, Fidayda, Müstezad, Abdal (Bozlak veya Avşar düzeni) yada Cura düzeni gibi isimler alır.
Gövde, göğüs ve eşiği, sesi, sapı, burgusu teli ve mızrabıyla içli sazdır bağlama. Hem icracıdır, hem de icra’nın aracısı, olmazsa olmazıdır. Türk Halk Müziğinin, şiirin, güftenin, bestenin yoldaşı kardaşıdır...
Ünlü “Yetik Ozan” ne de güzel anlatmıştır mısralarında bu yoldaşlığı, bağlamanın yürekle buluşan sevdasını.

 

“Her sevgi bir düğüm atmış koluna
Dokundukça inler, yarası vardır.
Irak gönüllerin uçurumuna
Ezgi’den bir köprü kurası vardır.

 

Aslı saçlarını yönüne sermiş,
Altı tel koparıp göğsüne germiş
Kerem yarasından bir kabuk vermiş
Sızlaya sızlaya vurası vardır

 

Nice ki ölüm var, er geç kaderde
Bir içli ağıtta susar son perde
Karacaoğlan’ın yattığı yerde
Sonsuza dek nöbet durası vardır.”

Yazarın Diğer Yazıları