Faciamızın çeyrek asırlık tarihinin düşündürdükleri

Faciamızın çeyrek asırlık tarihinin düşündürdükleri
Azerbaycan’ın istanbul Başkonsolosu Elçi Mesim Hacıyev, 1992’de yaşanan Ermeni katliamını kaleme aldı.

               Dış mihrakların açık desteğini alarak Ermenistan askeri birliklerinin 26 Şubat 1992'de Karabağ bölgemizin Hocalı kasabasında biz Türklere yaptıkları soykırımı çok iyi irdelememiz lazım. Zira o soykırım bu Türk'e veya o Türk'e değil, Türk'ün yaşadığı coğrafyanın bir köşesinden sonra öteki köşesindeki Türk'e ve hem de bir asırlık zaman diliminde periyodik olarak yapılan soykırımlar ve katliamlar zincirinin aleni şekilde yapıldığı için kameralar tarafından da kayda alınmış en acı ve kanlı örneğini oluşturdu.

                25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece; önceden kuşatılarak yalnız kalmış, dünün komşuları olan Ermeniler'in top-tüfeklerle saldıracağını akıllarının ucundan bile geçirmeyen savunmasız insanlarımıza yapılmış alçakça ve acımasız saldırı olarak tarihe geçti. O hain saldırı ormanlık alana sıkıştırılarak içinde çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da olmakla 613 yurttaşımızın kurşuna dizilmesiyle sonuçlandı. Kaybolan 150 vatandaşımızdan hâlâ haber alınamamaktadır. Ermenistan askeri birliklerinin yaptıkları o saldırının ismi düpedüz soykırım olup 1890'ların başında sahneye çıkarılan  Ermeni teröristlerin Birinci Cihan Harbi sırasında Anadolu topraklarında ve 31 Mart-4 Nisan 1918 tarihleri arasında Azerbaycan topraklarında yaptıkları soykırımlar dizisinin şimdilik son aşamasını oluşturdu.

Karabağ'la sınırlı kalmadılar

                Genel bir değerlendirme yaparken hiçbir zaman Ermeniler'in biz Türklere yaptığı soykırımların birini ötekinden ayırmamak lazım. O açıdan baktığımızda Ermeni terörizminin tarihteki ilk örneklerine 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan'ın Karabağ topraklarında rastlamaktayız. Dış güçlerin tahrikiyle Taşnak güçler biz Türkleri Karabağ'dan sıkıştırıp çıkarmak amacıyla yaptıkları zincirvari terör eylemlerini Karabağ'la sınırlı bırakmayarak 1905 yılında Bakü, Gence v.d. bölgelerimizde de yaygınlaştırınca millet olarak kendi savunma mekanizmalarımızı oluşturma dışında çaremiz kalmamıştı. Kafkasya'da gereken tepkiyi bizden gören Ermeni milliyetçileri 1910'lara gelindiğinde bu kez Doğu Anadolu'yu hedef alarak oradaki Türk nüfusa karşı katliam eylemleri gerçekleştirdiler. Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Cihan Harbi'nde üç cephede savaşmasını fırsat bilen Ermeniler ülkeyi arkadan hançerleme eylemlerini had sayfaya çıkarınca devlet tedbir almak zorunda kaldı. Ardından Kafkasya'ya geçen Ermenistan askeri birlikleri bu kez Bakü'deki nüfusu hedef alarak 31 Mart-4 Nisan 1918 tarihleri arasında 26 Bakü komünü Ermeni kökenli lideri  Şaumyan'ın kendi itirafıyla, dört bin Müslümanı soykırıma maruz bıraktılar. Ümummillî liderimiz Haydar Aliyev bağımsız komisyonlara araştırttıktan sonra 1998 yılında 31 Mart 1918'de Ermeniler'in Bakü'deki Türk Müslüman nüfusa karşı uyguladıkları katliamın soykırım olmasına ilişkin karar aldı. O nedenle Azerbaycan Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bizler her sene 31 Mart tarihini soykırım olarak anmaktayız.

                Ulu önderimiz Haydar Aliyev'in talimatıyla oluşturulmuş komisyon 2002 yılında ise raporunu açıklayarak Hocalı faciamızı soykırım ilan etmiştir.

Gizlice silahlandılar

                Çarlık döneminde Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki ve Kafkasya'daki Ermeni teröristleri  biz Türklere karşı kışkırtan dış güçler, SSCB'nin kurulmasından sonra 7 Temmuz 1923'te haksız ve adaletsiz, uyduruk bir referandum yaparak biz Türklerin Karabağ'daki topraklarında Ermenilere özerk bölge kurdular. Bu, Türk'ün Kafkasya'daki topraklarının içerisine yerleştirilmiş saatli bombaydı. İlerleyen dönemde Ermeni terörizmini maksatlı biçimde "uyumaya bırakan" emperyalist güçler 1970'lerin başlarından itibaren Ermeni terörizminin iki ögesini devreye soktular. Paralel biçimde yürütülen o süreçte ASALA teröristleri Türkiye'nin yurt dışındaki diplomatlarını katlederken Karabağ'ın Ermeni özerk bölgesindeki teröristler gizli biçimde silahlandılar. Türkiye kararlı mücadelesiyle 1980'lerin ortalarında ASALA Ermeni terörünün varlığını bitirirken bu kez Karabağ'daki Ermeniler tedavüle dahil edilerek Azerbaycan'dan ayrılma kararı aldılar. Ermeniler'in o kararı Azerbaycan'ın yeniden bağımsızlığını kazanma yolunda girdiği mücadelesini engelleme amacı taşıyordu. Biz bağımsızlık mücadelemizi Ermenistan askeri birliklerinin bizi arkadan haincesine hançerleme girişimlerinin paralelinde yürütürken bağımsızlığımızı ilan etmemizden 4 ay sonra Ermeni teröristler bize yeni ve daha acı bir soykırım deneyimi yaşattılar. 26 Şubat 1992'de Ermenistan askeri birliklerinin yaptıkları Hocalı soykırımı Anadolu ve Kafkasya coğrafyasında biz Türklere karşı 100 seneden bu yana uyguladıkları terör eylemleri zincirinin son halkasını oluşturdu.

                Ermenistan askeri birliklerinin Karabağ'daki Azerbaycan Türklerine karşı yaptıkları Hocalı soykırımının dünyaya ivedilikle iletilmesinde Türk basınının ve Türk diplomasisinin rolü çok büyük oldu. Gerek Türk basınının Azerbaycan'daki temsilcileri, gerek Türkiye'yi o günden beri yöneten siyasetçiler ve özellikle Türk diplomasisi ayrılıkçı politika sergileyen Ermeniler'in Hocalı'da yaptıkları soykırımı dünyanın gündeminde tutmak için şimdiye kadar üzerlerine düşen her türlü görevi layıkıyla yerine getirmişler. Biz bunu kardeşliğimizin gereği olarak görüyoruz. Türkiye ve Azerbaycan'ın gerçekleri dünyaya tanıtmak için yaptığı başarılı çalışmalar elbette ki, önünde sonunda karşılığını bulacak ve Ermenistan, Hocalı soykırımını itiraf edeceği gibi, Hocalı soykırımını yapanların yargılanacakları günlerin de uzakta olmadığına emin olabilirsiniz. Şunu unutmamalıyız ki, Ermenistan yönetimi yaptıkları Hocalı soykırımını gündemden düşürmek için sürekli Türkiye'ye karşı asılsız "soykırım" ithamları ileri sürüyorlar.

İşgale zemin hazırlama

                Hocalı soykırımı Soğuk Savaş sonrası yaşanmış ilk toplu ve bilinçli insan katliamıydı ve biz Türklerden intikam alma amacının yanında Azerbaycan topraklarının Ermeniler tarafından işgaline zemin hazırlama amacı taşıyordu. O nedenle Azerbaycan topraklarının işgalci Ermeniler'den kurtarılması için mücadelede biz Hocalı soykırımı konusunu Ermeniler'in topraklarımızı işgali konusundan ayırmadığımız gibi haklı mücadelemizde daima yanımızda olan Türkiye'yi örnek alması  gereken diğer ülkelerin de Ermeni işgali ve Hocalı soykırımı konularının birini ötekinden ayırmayacağını umuyoruz.

                Ermenistan askeri birliklerinin Hocalı'da yaptıkları soykırımın çeyrek asrında Ermeniler'in 100 yıl boyunca katle yetirdikleri Azerbaycan ve Türkiye'deki tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.