Faiz bahane... Sorun değerli TL (I)

Faiz tartışması olmasaydı döviz kurlarında aynı hareket olur muydu? Olmazdı... Merkez Bankası, 2003 temel yılı ve TÜFE bazlı reel kur endeksine göre, Ocak 2015 ayında reel kur endeksi 116.85 idi. Yani TL yüzde 16.85 daha değerli idi. TL değerli olduğu sürece, döviz kurları bir bahanesini bulup artacaktır. Eğer kur dengede olsaydı, faizlerde yüksek oranda bir hareket kur üstünde yine etkili olurdu ve fakat kurları daha düşük oranda etkilerdi.
Temel sorun, uygulanmakta olan dalgalı kur politikası ve sıcak para ile geçmişte Merkez Bankası’nın kurları düşük tutmak için iş birliği yapmış olmalarıdır.
2005 yılında,  “Ekonomide Riskler... Kur Riski” adında bir kitap yayınladım. Bu kitapta, dalgalı kur sistemi ve sıcak paraya dayanan politikaların sürdürülemeyeceğini açıkladım.
10 sene önce söylediğim şuydu;  “2000 yılında ve 2001yılının ilk iki ayında sabit kur rejimi vardı. Bu rejimi IMF istemişti.  Şubat’ta kriz olunca, aynı IMF bu defa sabit kur rejiminin 180 derece tersini, dalgalı kur sistemini istedi.” İlki, serbest piyasa ekonomisine aykırı idi ve  bedene dar geldi. İkincisi için Türkiye’de piyasa altyapısı yetersizdi ve bedene geniş geldi. Türkiye IMF için deneme tahtası oldu.
Bu tezimi köşe yazılarımda da dile getirdim, nedenlerini açıkladım. 2013 yılında yayınladığım,  “Küresel Süreçte Ulusal Kalkınma” kitabımda da aynı nedenleri açıkladım.
Türkiye şartlarında dalgalı kur sisteminin, kur dengesini sağlaması mümkün değildir.
* Dalgalı veya serbest kur politikası için, döviz arz-talebinin dengede oluşmasını sağlayacak piyasa yapısının ve piyasa şartlarının olması gerekir. Kısa vadeli dış borcun yüksek olduğu, dış borçlanma maliyetinin yüksek olduğu, iç tasarrufların yetersiz olduğu bir ekonomide, döviz arz ve talebi serbestçe oluşmaz. Aslında, Bretton Woods sisteminin 1970 petrol krizi ile birlikte terk edilmesinden sonra, bütün dünyanın umut bağladığı ve bozulan kur dengesini otomatik olarak düzelteceğine inanılan dalgalı kur sistemi, tam tersine daha çok dengesizlik getirdi. Sonuç, kur savaşları diye adlandırılan bir yıkıcı rekabete dönüştü.
* Türkiye’de finansal piyasalar yeteri kadar gelişmemiştir. Kur riskine karşı koruma sağlayacak enstrümanlar yetersizdir. Söz gelimi,  “Vadeli Döviz İşlemleri” piyasaları gelişmemiştir.
* Giren kısa vadeli sermaye (sıcak para) ile fiili yatırım yapmayan (kârlı yatırımlar ve gayrimenkul alımı için giren) doğrudan yabancı yatırım sermayesi, cari açıktan daha yüksek olduğu için, kur üzerinde baskı oluşmuştur. TL değerlenmiştir.
*Merkez Bankası enflasyonla mücadelede kurları  “gizli çıpa”  olarak kullanmaktadır. Kur artışı sırasında sürekli piyasaya müdahale etmiş ve MB bizzat değerli TL hedefi açıklamıştır.
* Dolarizasyonun olduğu bir ekonomide, dalgalı kur sistemi döviz piyasasının serbest çalışmasını önler. Dalgalı kur politikası etkinliğini kaybeder. Kur politikası çalışmaz. Zira elde döviz tutanların nasıl bir yol izleyecekleri, yastık altı döviz durumları önceden bilinmez. (Yarın devam edecek.)

Yazarın Diğer Yazıları