Faizler artırılmalı

İstanbul serbest piyasada dolar dün sabah 3,0920 ile başladı, öğleden sonra 3,0706 liraya kadar geriledi. Eğer Merkez Bankası 2003 TÜFE bazlı reel kur endeksine göre hesaplarsak dolar TL karşısında yüzde 2.2 oranında daha değerli idi.

Merkez Bankası en son 16 Eylül 2016 itibariyle TÜFE bazlı reel kur endeksini açıkladı. Bu endekse göre, bir aylık TÜFE oranını yüzde 1 olarak alırsak ve Euro/Dolar sepetinin değişmediğini varsayarsak, doların yüzde 2 oranında daha değerli olduğunu kabaca hesaplayabiliriz.   

Merkez Bankası Ekim ayı Beklenti Anketine göre de, yıl sonu dolar kuru beklentisi 3.12'dir. (Aşağıdaki tablo.) 

************************

19 Ekim Dolar /TL Kuru                                          3.0706

19 Ekim MB TÜFE Bazlı Reel Kur

Endeksi=100'e Göre Hesaplanan

Dolar/TL Kuru                                                          3.0152

Dolar TL Karşısında Ne Kadar

Değerli? Yüzde                                                          2.0

MB Anketi Yıl Sonu Dolar Kuru

Beklentisi                                                                  3.1200                                                                                               

1)            16 Eylül 19 Ekim bir aylık enflasyon yüzde 1 olarak tahmin edilmiştir.

2)            Euro/ Dolar sepetinin değişmediği varsayılmıştır.                         

******************

Doların aşırı kırılganlığını önlemek için kısa dönemde yapılması gereken iki önemli adım var...

Birincisi, Merkez Bankası'nın faizleri düşürmekten vazgeçmesi ve hatta faizleri bir miktar artırması gerekir. Zaten kendisi artırmasa da piyasa artırıyor.

Faiz ve kur politikası, ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi konjonktüre ve ülke riskine göre değişir. Türkiye şartlarında aşırı kur artışını önlemek için, faizleri artırmak gerekir.

Zira biz cari açığımızı nihai olarak dış borçlanmayla finanse ediyoruz. Riskimiz  yüksektir. Dış borçları çevirmek ve üretimde kullandığımız ara malı ve ham madde ithalatı için dövize ihtiyaç var. TL için reel faiz verdiğimiz takdirde yabancı sermaye gelir ve olanlar da çıkmaz. Aynı zamanda reel faiz, dövize yönelmeyi de önler. 

İkincisi; Türkiye, mevcut ekonomik sıkıntılar varken, terör sorunu, Orta Doğu sorunu varken, toplumsal enerjisini Başkanlık tartışmasına harcamamalıdır.

Mesele siyasi değildir. Mesele toplumun sistem değiştirirken içine gireceği bunalımdır. Hangi ülkede olursa olsun, sistem değiştirilmesi toplumları geriyor.

Aşağıdaki tablo, Kadir Has Üniversitesi'nin 2015 yılı için yaptığı, ''Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması"ndan alınmıştır.

************************

Başkanlık Sistemini Neden İstemiyorsunuz? 

-------------------------------------------------------------------------------

                                                                        Yüzde       

Toplumda kutuplaşmayı artırır                     32,2

Tek adamlığa yol açabilir                                 27,1

Türkiye'ye uygun değil                                     20,0

Demokrasiye zarar verir                                   14,3

Recep Tayyip Erdoğan'a karşıyım                    5,4

Kaynak: KHÜ, Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması, 2015

***************************

Başkanlık sistemini neden istemiyorsunuz şeklindeki soruya cevap verenlerin çok azı, yalnızca yüzde 5.4'ü, Recep Tayyip Erdoğan'a karşı oldukları için Başkanlık sistemini istemediklerini bildirmiştir. Diğerleri yani yüzde 95'i  kutuplaşma ve dikta endişesi için başkanlığa karşıyız demiştir. 

Sonuç olarak; ilk elde faizler artırılmalı ve Başkanlık tartışması rafa kaldırılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları