Faşizmin renkleri

        Faşist her yerde faşisttir, irdelenen konu ne olursa olsun değerlendirilme sürecinde faşistliği elden bırakmaz... Bu arada şunu da söyleyim, faşizmin rengi siyahtır, kırmızı renklisine ise komünizm derler...

        İnsanın demokrat olması faşist olmasını engellemez....

        Faşist, yerine göre demokrat, yerine göre cumhuriyetçi, yerine göre muhafazakâr, yerine göre liberal, yerine göre kapitalist filan gözükür, çünkü faşistlik mayasında yer etmiş en egemen anlayıştır...

        Mesela eski ABD Başkanı Hüseyin Barack Obama demokrat görünen bir faşistti. Keza yeni Başkan Donald Trump da kapitalist ve cumhuriyetçi görünse de Obama kadar faşisttir...

        Laf olsun diye söylemiyorum, ikisinin de faşistliğine örnek verebilirim...

        Obama, ABD'deki seçime Rusya'nın el altından müdahale ettiği iddiaları üzerine Maryland'deki Rus ofislerini kapatmış, 40'a yakın Rus diplomatı da sınır dışı etmişti.

        Rusya ise kapatılan ofislerin diplomatik mülk olduğunu açıklamış ve iade  edilmelerini istemişti...

        Gelişme yok; Birleşik Devletler'in düşmanca tavırları devam ediyor. Rusya, sabrının taşmak üzere olduğunu ima ediyor ama ABD, konuğu olan bir ülkenin egemenlik haklarını, söylentilere kapılarak ortadan kaldıran faşizan tavrını ise hiç değiştirmiyor..

        Trump da tam bir faşist umursamazlığı içinde; Rus talebine sırtını dönüyor...

        Siyah ve kırmızı faşistler arasındaki bu kavganın ucu nereye varacak göreceğiz...

 

Bonkör Amerika

-------------------------------      

       ABD, müttefik olarak bellediği PYD'ye, YPG'ye ve üzerlerinden PKK'ya aktardığı ağır silahlardan başka termal kameraya varana kadar son teknoloji ürünlerini de hibe etmiş. Terör çeteleri bunları kullanmaya başlayınca Amerikan desteği bütün ayrıntılarıyla ortaya çıktı...

       Washington'un Kürt teröristlere vermediği nesi kaldı!

      

 

Çözüm sokakta değil masada

-------------------------------------------------

       Kimse sokağa çıkıp devleti ve milleti tehdit etmiş değil. On binlerce insan Ankara'dan İstanbul'a olmayan adaletin gelmesi için yürüdü. Yürüyüşte devletin ve milletin varlığını hedef alan ne bir söylem vardı, ne bir eylem...

       Maltepe'deki mitinge katılan 2 milyondan fazla yurttaş da ne devleti, ne milleti hedef alan söylemde bulundu, ne taşkınlık yaptı, ne de eylem tezgâhladı...

       Yürüyüşü ve mitingi karalamak amacıyla asılsız iddiaları dile getiren iktidar, koltuk altından kayacak korkusuna kapılmış durumda. Yürüyüşe AKP'ye oy vermiş on binlerce yurttaşın katılması da partiyi yönetenlerin paniklemesine neden oldu. Yaşanan panik ataktan kurtulmanın en kolay yolu ise hasmı karalamaktı, onu yaptılar; huy meselesi, daha da yapacaklar...

        * * *

        Sorunların çözümünü sokakta aramamak lâzım. Sokağı çare gibi görenler, sorunların ortadan kaldırılmasını değil kördüğüm haline gelmesini isteyenlerdir.

        Ne kadar ve ne cins sorun varsa hepsi masada çözülmelidir. Bunların hallini sokağa bırakanlar, yasa dışılığa çanak tutmuş olurlar.

        AKP iktidarı maalesef bu yolda!

       "Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden Kılıçdaroğlu, böyle bir yanlışı sürdürürse sokağa çıkamaz hale geleceğini bilmelidir" cümlesi bir tehdit ifadesidir ve sokak, sorunları masada çözmeyerek ayağa döken zihniyetin gösterdiği son çözüm alanıdır...

         Lafın kısası; sertlik, siyasetçiyi mantıksızlığa sürükler ve çıkmaza sokar!

 

ANLAMLI SÖZLER

--------------------------------

        Dehanın sınırları vardır cehaletin hiçbir sınırı yoktur. (Whoopi GOLDBERG)

Yazarın Diğer Yazıları