Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Fedâkâr...

Bir kelime üzre yaşamak hayatı ve hep öyle anılmak...                    Tarihin hiç de hoşlanmadığın bir zamanında dünyaya gelmiş olmak. Yâni tâlihsizlikle tarihin bu azizliği vasıtasıyla tanışmak. Herhangi bir cebinde tarihsiz bir mektup taşımak...
Üzerine ölçüsüz gelen hayata inat, ölçüyü attığın her adıma sindirecek kadar ölçülü olmak. Ve söz konusu düşünceyse, bütün bu ölçüyü idrâk edebilmeye dair bir tecessüs ise eğer, hiçbir ölçü tanımamak...
Mutluluğu mutlulukta bulmak, bir başka mutlulukla mutlu olmak. Hiçbir zaman gerçek mutluluğun ne olduğunu bilemeden hiçbir zaman gerçekten mutlu olamayacağını bilmek. Ve bir kez, son kez de olsa o en mutlu ânı bekleyerek sürdürmek hayatı...
Ellerinin arasından kayıp giden hâtıraları mahâretli ellerinle canlandırmak... Lâkin ellerinin mahâretine aldırmadan kıymetini tek bir âna bağlamak. Ve bir daha hiçbir sebebin ısıtamayacağı ellerini koyacak yer bulamamak... 
En güzel şarkıları rüzgâra armağan etmek her seferinde bir kulakta akis bulacağı ümidi ile. Elçi tayin etmek rüzgârları ve onun kulağına fısıldamak sırrını. Sır tutmak, sırrı tutamamak. İçinde olamayacağını bilerek sırrın hiç, sınırında gezmek hep...
Hiç hayâl kuramamak, lâkin hep hayal kırıklığına uğramak. Her gece aynı hayâlin rüyası niyetine kapamak gözlerini uykuya. Bir hayâl uğruna diğerlerinin hepsini harcamak. Ve harcanmak. Hem de ne harcadıklarına ne de harcandıklarına bir kez olsun yanmadan...
Hiç bir şeye hiç bir sebep bulamamak gerçek olan ve hiç bir zaman gerçek olamamak. Gerçeğin ne olduğunu bilmeden hiç,  hep peşinde koşmak...
Kendi ahlâk(sızlığ)ını oluşturan, yani ahlâksızlığın ahlâkın yerini aldığı bir güruh içinde ahlâklı duruşunu hiç bozmadan sabır sınavı vermek... Ne ahlâkından  ne de sabrından ödün vermek yani...
Dedikodu ve iftirâdan beslenenlerin arasında sevgiden başka hiçbir duygu barındırmadan gönlünde, hem dedikoduların tam ortasında olmak, hem de en aşağılık iftiralara mâruz kalmak...
Ne varsa hayata dair, belli etmeden kimseye, usulca gömmek alnının çizgilerine bir daha deşmemek üzere. Hiçbir çizgiye basmadan yürümeye çalışarak hep aynı çizgi üzerinde yürümek. Tarihin kaydettiği her hayâl kırıklığına bir çizgi çekmek...
Teklif edileni hesapsızca geri çevirerek hiç almadan, elinde olanı ve olmayanı vermek yine hep hesap etmeden. Hiç hesap etmeden hep hesap edilen olmak. Sevgiyi de hesapsızca barındırmak kalbinde, nefreti de...
Adamlığın üzerinde parmak izin tespit edilen silahla ölçüldüğü zamanlarda, üstelik sonraları niceleri gerçek adamlık sınavından çakmışken, hiç bir tetikte parmak izine rastlanmadan bir nesil üzerinde silinmez bir iz bırakacak kadar adam olmak...
Anlamadıklarını ve dâhi anlayamayacaklarını görerek anlamaya çalışmak. Hiç bir şeyi anlamlandıramadan kelimeleri anlamlandıracak bir hayat sürmek... Ve anlamını kaybettiğin her şeyi kelimelerde bulmak...
Ve adâletin kelâmının, vicdânın kelâmının, ahlâkın kelâmının ve hakikâtin kelâmının arkasında olanca tahkire, olanca kine, olanca tehdide rağmen dimdik durmak..
Hiçbir nefesin kifâyet edemeyeceği bir âh biriktirmek içinde lakin hiç âh etmemek...
Hayatı yalnız bir kelime üzre yaşamak ve hep öyle anılmak...

Yazarın Diğer Yazıları