FETÖ'cülerin seçime girmesini neden yasaklamadınız?

                    CHP-SP-İYİ PARTİ-DP ittifakının işi zor. Çünkü ortalıkta yazar kılığında, gazeteci kimliğinde yüzlerce tetikçi var. Ve bunların Türk siyasi hayatına kattığı zehir, saptırmalarla besledikleri AKP destekçiliği bırakın ahlaki seviyeyi, bütün seviyelerin altında seyrediyor.

Seviye olmayınca, istediğin lafı eşik bekçisi olduğun siyasi kimlikler adına dilediğin gibi yazarsın.

Mesela dersin ki: "Bu seçimler Haçlı-İslam mücadelesinin ta kendisidir."

Böylece muhalefeti Haçlı taraftarları, Cumhur ittifakını da İslam taraftarları yaparsın. Ve bir bakmışsın en demokrat, en dindar, en Müslüman sensin.

Yetmez bu defa bir başkası çıkar ortaya, der ki: "..Akşener ilk şehir gezilerine çıktığında onu karşılayanlar arasında hatırı sayılır oranda FETÖ'cü olduğu hep söylendi. "

Lafa bak..

"Söylenmiş.."

Söylenti üzerine kurduğu bir yazıyla eşik bekçiliği yapıyor.

Devam ediyor:

"Mesela Akşener'in, 15 Temmuz öncesi Denizli gezisi... Orada kendisini karşılayanlar arasında Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer ve iş adamı Abdullah Yağcı'nın olduğu iddiası üzerinde kimse durmadı. Oysa bu iki isim 15 Temmuz sonrası FETÖ'den tutuklandı..."

                Lâf söyledi bal kabağı..

"15 Temmuz öncesi" diyor..

Darbe girişiminden önce..

O dönemde bu taifenin tapınmasından Akşener'e sıra gelmez. O dönem "ne istedilerse verilen" dönem.

"Artık gel" diye çağrılar yapıldığı dönem.. Özellikle Türkçe Olimpiyatlarının açılışlarının yapıldığı, methiyeler düzüldüğü dönem..

Ayrıca özrü kabahatinden büyük. Madem FETÖ'cü bunlar, 15 Temmuz'dan bu tarafa neden bunlara siyaseti yasak etmediniz?

Niçin oy hakkı veriyorsunuz?

Buyurun söyleyin..

Bahçeli de söylesin..

İttifak kurarken FETÖ'nün siyasi ayağının tespit edilmesini neden şart koşmamış? Niçin "arkadaş ben Cumhur ittifakı kurarım ama, önce şu  FETÖ'nün siyasi ayağını bulup temizleyin.." dememiş.

 Bu da yetmez.

"Bunların seçme-seçilme haklarını ellerinden alalım. Oy da kullanmasınlar." Niye dememiş..

Şimdi seçmeni tehdit ederek yol almak istiyorlar.

Seviyeli bir siyasi mücadele yerine, bel altı vuruşlarla ilerlemeyi tercih ediyorlar.

Adları ne olursa olsun bunların hepsi aynı sapkın inancı taşıyor ve hepsi aynı kafada.

Bakın adamın biri, ömrünün en güzel yıllarını kendi ifadesiyle "30 yılını Fetullah Gülen'e adamış" şimdi gelmiş, gazete köşesinde seçmenin yarısını "hain" olarak tanımlıyor. Yetmiyor, muhalefeti toptan Hristiyan ordularının genel tanımı olan "Haçlı" olmakla itham ediyor.

Kimse kusura bakmasın bunlar güvenilir insanlar değil. Hiçbir Allah kulu bunların insafına ve vicdanına güvenilerek ortada bırakılamaz. Bunlar bir seçim daha kazansalar, aynı mantık üzerinden giderek muhalefetin de gereksiz olduğunu söyleyecekler. Çünkü ortada bir "beka davası var" diyorlar ve bunun önündeki engeli de muhalefet olarak gösteriyorlar. Böylece muhalefetin varlığı ülkenin geleceğini (bekasını) tehdit eden bir yapı olarak kamuoyuna anlatılıyor.

Bunun sonunun nereye varacağı belli değil mi? Ellerine geçen ilk fırsatta, tek parti diktatörlüğü önereceklerdir. Çünkü kendilerinden başka herkes ülkenin geleceğini tehdit eden siyasi düşman olarak kabul ediliyor.

Yazarın Diğer Yazıları