FETÖ'nün siyasi ayağı için İsmail Bey'e tavsiye!

Hayatta başarılı olmuş veya milletine ve insanlığa faydası dokunmuş, güzel izler bırakmış kişilerin günlük hayattaki davranışlarını incelersek, bu anıtlaşmış insanların ortak niteliğinin, üsluplarıyla, konuşmalarıyla herkese, hatta düşmanlarına bile saygılı davranmaları olduğunu kabul ederiz.

Vali olmak, general olmak, profesör olmak, köşe yazarı olmak, bakan olmak, başbakan olmak, cumhurbaşkanı olmak, saygı görmek için yeterli değildir.

***

Bir protestocu için "o gavatı getirin bana" diyen vali de gördük biliyorsunuz! Sonuç ne oldu?

Saygısız bir ses tonuyla, "öldük bittik, anamızı ağlattınız be, aşk olsun size, hangi yüzle geliyorsunuz buraya" diyen çiftçiye, "Terbiyesizlik yapma lan, ananı da al git" diyen başbakan, cumhurbaşkanı da oldu, başkan da olmak istiyor ama gerginlikle taraftarlarını diri tutan davranış modeli sayesinde oy alsa da dünyadan artık saygı görmüyor! Konuşma yapmasına bile izin vermiyorlar! Onun şahsında Türkiye'ye de saygısızlık yapılıyor!

***

Meclis Başkanı İsmail Kahraman da Meral Akşener'den,  "Meral Kılıçdaroğlu" diye bahsedince karşılığını aldı ama cevabında "15 Temmuz hain darbe teşebbüsü öncesinde 'Yurtta sulh' ifadesini yaptığı toplantıların tamamında slogan haline getiren, aynı tarihlerde 'Yakında Başbakan olacağım.' ifadelerini kamuoyuyla paylaşan, taşeronluğa teşne müflis bir siyasetçinin muhatap alınması söz konusu değildir" diyerek hakaretlerine asılsız iddialar da ekledi.. 

Kahraman, bu açıklamayı kendisi adına değil Meclis Başkanlığı adına yaptırdı! Oysa konunun Meclis Başkanlığı ile bir ilgisi yok! Sorunu çıkaran, Meclis Başkanı olan kişinin üslubu!

"Yurtta sulh, cihanda sulh", Atatürk'ün sözüdür. AKP dönemine kadar Türkiye'nin dış politikası bu çizgide yürütülmüştür. 15 Temmuz darbecilerinin bu sözle kastettikleri ise "PKK ile sulh" idi! Ayrıca darbenin Atatürkçüler tarafından yapıldığı zannedilsin de tepki gösterilmesin diye bu yola başvurdukları apaçık ortadadır.

FETÖ'nün Atatürk'ün gösterdiği yol ile ne ilgisi vardır?

Meral Akşener, "Yakında başbakan olacağım" dememiştir. MHP Genel Başkanı olursa başbakan da olacağını söylemiştir.

Her lider, başbakan olmak için yola çıkar! Bunda ne var?

Böyle çarpıtmalar, 77 yaşındaki bir kişiye yakışıyor mu?

Ayrıca Meclis bahçesinde düzenlenen törene muhalefeti davet etmemek, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te yapacağı konuşmayı 10 dakika ile sınırlamak, "simultane çeviri yapılacak" bahanesiyle konuşma metnini istemek, ne demek?

Simultane, "aynı anda yapılan" demektir! Önceden yapılan çeviriye simultane denmez! Bir Meclis konuşmasının metnini önceden istemek, başmabeyincilik olur! Yani padişahın yazı işleri müdürlüğü! Hangi demokraside böyle saygısız bir uygulama var?

***

FETÖ'ye gelince...

Prof. Dr. Salim Gökçen, "FETÖ yapılanması, 80'li yıllarda ABD'de aralarında bazı Türk uzmanların yanı sıra birçok istihbaratçının da bulunduğu bir ekip tarafından hazırlanan 'Türkiye'de İslâm radikalizminin geleceği' konulu rapor ile başladı. Örgüt, dinler arası diyalog projesi ile Türkiye ve Orta Doğu üzerinde hesapları olan küresel güçlerin bir partneri olarak hareket etti" dedi.

O halde İsmail Bey, FETÖ'nün siyasi ayağını, Büyük Ortadoğu Projesi ve dinlerarası diyalog, İbrahimi dinler gibi projeleri destekleyenler arasında bulabilir...

Gökçen'in analizinde "Örgüt için İslâm dini, sadece bir araç durumundaydı. Örgüt mensuplarının tavır ve davranışları Medine döneminde yaşayan münafıklar ile yarışacak derecede benzerlik göstermektedir" ifadesi da var.

Yani FETÖ'cülerin İslâm'a saygısı yoktu!

Kısacası, saygı görmek istiyorsanız, doğruları söyleyecek ve saygılı olacaksınız!

Yazarın Diğer Yazıları