FETÖ'yü böyle pışpışladılar!

Cemaatin yüzlerce projesinden sadece bir örnekten yola çıkarak, FETÖ'nün nasıl FETÖ olduğunu hatırlatayım...

Türk Dünyası Gençlik Kurultayı fikri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de fikir babası olan Türk Ocağı'ndan çıkmıştı ve organizasyonu, hepsi de çok iyi yetişmiş olan Türk Ocaklı gençler yapıyordu. Kurultayların mali yükünü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tanıtma Fonu çekiyordu. 2000 yılından sonra, Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayı için destek verilmedi ve bu önemli toplantı tam üç yıl yapılamadı.

AKP iktidarı kurulduktan iki yıl sonra, uzun uğraşlar sonunda, 2004 yılında, Tanıtma Fonu'ndan destek alındı, 11. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı, Romanya'nın ve Dobruca bölgesinin incisi Köstence'de yapıldı. Ben de davetli idim.

***

Doğrusu, AKP hükümetinin, Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan kaynak vererek ve TİKA'yı da işin içine katarak 11'inci Türk Dünyası Gençlik Kurultayı'nın yapılmasını sağlayacağını beklemiyordum.

Fakat kurultayın ana konusunun "21'inci yüzyılda Dinlerarası Hoşgörü ve Teröre Karşı Barış Dini: İslam" olarak seçildiğini, konuşmacının Devlet Bakanı Mehmet Aydın olduğunu, ayrıca Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın da katılma ihtimali bulunduğunu öğrendiğimde mesele benim açımdan biraz aydınlanır gibi olmuştu..

***

Sempozyumun ana konuşmacısı Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın gelmeyince, konuşmaları, delegeler yaptı. Bir konuşmacı, böyle bir toplantının yapılmasının bile hata olduğunu, İslâm'ın terörle bağdaşmayacağını anlatmanın bile Afganistan, Irak, Doğu Türkistan ve Filistin'de ve bütün dünyada Müslümanlara karşı sürdürülen terörü gündemden düşürdüğünü, asıl bunun tartışılması gerektiğini söyledi.

Türk Ocağı'nın genç beyinlerinden estetik cerrahı Dr. Çağrı Uysal ise "Dinlerarası diyalog tiyatrosu göründüğü gibi masum değil" dedi. Uysal, İslâm'ın barış dini olduğunu inceledikten sonra asıl terörün medeniyetler çatışması tezinden doğduğunu, petrolü olan İslâm ülkelerinin hedef tahtasına konulduğunu, Filistin'in göbeğinde oluşturulan İsrail devletinin vaat edilmiş topraklar denilen coğrafyaya doğru genişlemeye başladığını, bu toprakların elde edilmesinden önce dünya üzerinde kaos ve karmaşa oluşturulmasının planlanmış, öngörülmüş bir durum olduğunu anlattı.

Uysal, "Bu topraklar üzerinde kurulacak ülke ile dünyanın kontrolünü elinde tutarak kendileri için bir dünya cenneti kurmaya dayanan Evangelistler, insanlığa kendi düzenlerini dayatıyor. Bu bir paranoyadır ama bu paranoyanın kaynağı, yeni dünya düzenini dayandırdıkları kendi kutsal kitaplarıdır, biz değil. Kendilerinden farklı olanları kontrol altında tutarak topraklarından sürmek veya gerekirse yok etmek bu kitapta emrediliyor. Batı, bu sebeplerle İslâm'ı düşman kabul ediyor, dolayısıyla Türkleri de düşman kabul ediyor. Bunlara boyun bükmek, bize dinlerarası diyalog diye sunuluyor. İslam adına kurulan terör örgütleri, bahane olarak kullanılıyor. Diğer taraftan daha tehlikeli olan ikinci grup, cemaatler şeklinde örgütlenerek bütün Türk İslâm coğrafyasına yayılıyor. Bunlar, Batılı güçlerin desteği ile çalışıyor, Müslümanları bu yolla pasifize etmeye çabalıyorlar" dedi.

Dr. Çağrı Uysal'ı tebrik ettim. Şayet Uysal bu konuşmayı yapmasaydı, kurultaya katılan gençler, dinlerarası diyalog tiyatrosunun figüranı durumuna düşecekti.

***

2004'te konuyla ilgili dizi yazımdan alıntı yaptığım bu konuyu niçin gündeme getirdim?

Cemaatin bütün projeleri, AKP iktidarı tarafından destekleniyordu. Öyle ki Türk Dünyası Gençlik Kurultayı'nın düzenlenebilmesi için verecekleri parayı, kurultayda Vatikan'ın cemaat üzerinden sürdürdüğü dinlerarası diyalog projesi ile ilgili bir toplantı yapılması şartına bağlamışlardı!

Şimdi FETÖ'cüleri tasfiyeden söz ediyorlar ve siyasi ayağa hiç dokunmuyorlar! Kendilerini tasfiye edebilirler mi?

Yazarın Diğer Yazıları