Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Fındıkkıran, sıcacık bir düş!

Hani özel zamanlar vardır, sıcacık bir gülümseyiş ya da sıcacık bir bakışın soğuk kış günlerinde dahi içinizi ısıttığı, ya da bir dostun size yürekten ikram ettiği sevgisi, bir bardak çay bazen, bazen bir küçük şeker... Nedense çocuksu bir coşku ve heyecan yaratır yüreklerde.
İşte Çaykovski’nin dünyaca tanınan eseri Fındıkkıran balesini yıllar önce 1987 yılında Köln operasında, Bolşoy balesinden izlediğimde ve yine Ankara Devlet Opera Balesinin başarılı Türk dansçılarından izlediğimde de damağımda bir şekerleme lezzetinde kaldı. Düşlerime ve çocukluğuma döndüğüm eser, biliyorum ki özellikle Ankara izleyicisinde de aynı hissi yaratacak.
19. yüz yılın en tanınmış bestecisi P. İ. Çaykovski’nin “kuğu gölü”, “uyuyan güzel” gibi çok tanınmış bir bale eseri de Fındıkkıran’dır. Alman yazar Ernest T. A. Hoffmann 1815’te “Fındıkkıran ve Fareler Kralı” adlı bir öykü yazar. Balenin metnini oluşturan bu öykü Fransız yazar Dumas tarafından Fransızcaya da çevrilmiş ve farklı bir yorumla okura sunulmuştur. Çaykovski’nin müziğiyle taçlanan eser dünya klasikleri arasındaki yerini alır. Ve eser ilk olarak 18 Aralık 1892’de St Petersburg’da Marrinsky Tiyatrosunda sahnelenir.

Balede müzikle sahne üstü birbirinin kopmaz parçalarındır. Ritim ve adımın uyumu, mimik, estetik ve güçlü bir müzikle de buluşunca enfes bir gösterim çıkar ortaya... İşte Çaykovski’nin “Fındıkkıran” balesi olağan üstü müziği ve danslarıyla insanın ruhuna işleyen bir heyecan ve romantizm yaratıyor. Kısacası sergilendiği günden bu yana gerçek bir bale klasiği. Eser Ankara Devlet Opera ve balesi tarafındandün sahnelenmeye başladı,    6-13-29 Aralık tarihlerinde de sahnelenecek. Gösterim ocak ayında da devam edecek.

Çaykovski hem batıda, hem doğuda yapıtları en çok çalınan Rus bestecidir. Sadece bale eserleri değil. Yedi senfoni, dokuz opera ile konçertoları, oda müziği eserleri ve şarkılarıyla dünya klasik müziğinin devleri arasında anılan en önemli isimlerdendir. Gerçek bir romantiktir. Bu özelliği birçok eserinde de öne çıkar. Müziğinin zengin ezgileri, güçlü orkestrasyonu ve sadeliği onu diğer Rus bestecilerinden net bir biçimde ayırır. Nitekim bale müziklerinde dans ve adım öncelikli iken Çaykovski ile bale müziği senfonik bir özellik kazanır. Sahne üstüne gelindiğindeyse eser çeşitli koreografların penceresinden farklı bakış açılarından sahneye konmuş. Kimi koreograflar ikili dansları öne çıkarırken, eser tümüyle yıldız birkaç dansçı üzerine kurgulanır. Mehmet Balkan ise takım ruhunun gücüne inanmış, ekip çalışmalarının başarı grafiğini yükselttiğini gözlemlemiş bir koreograf. Örneğin, Fındıkkıran’daki meşhur “kibritçi kız” figürünü “kestaneci kadına” dönüştürüp masalı başka bir boyuttan buluşturuyor izleyici ile. Sevginin sonsuz gücünü ön plana çıkaran Mehmet Balkan nitekim kendi deyimiyle, “kimbilir bakarsınız bir gün o soğuk kış gününde ikram ettiğiniz bir bardak çay, sizin çok zorda olduğunuz bir anda size çok başka bir şekilde dönebilir” diyor.

Başarılı dansçılar, güçlü bir müzik ve sıkı bir koreografi üstelik dekor, kostüm ve ışık bir harika... Düşlerinize dönmek istiyorsanız, karlı bir kış günündeki yüreğinizi ısıtan bu öyküyle buluşun! İyi seyirler sevgili okuyucularım.

Yazarın Diğer Yazıları