Fırsatçılık

Fırsatçılık, güç durumlarda uzak ve üstün amaçları bırakarak yalnızca içinde bulunulan durumlara göre davranma şeklidir. Hal ve keyiflerden yararlananların fazla para kazanıp, makam kapmasıdır. Vurgunculuk yaparak, başkalarının üzerinden asalak olarak geçinmesidir. Kişilerin çıkarı uğruna vatanını, milletini ve inançlarını yok saymasıdır. Kendinden başkasını düşünmeyenlerin her şeyi yok kabul ederek, dürüst vatandaşların kavrulmasına neden olmasıdır.
Fırsatçılık, her görüşten ve inançtan oluşan bir azınlığın yaptığı çirkinliklerin ortaya çıkmasıdır. Bunlar arasında siyasetçisinden, din tüccarlarına, demokrasi havarilerine ve sömürüldüğünü söyleyenlere kadar geniş bir zümrenin oluşturduğu yelpazenin birlikteliğidir.
Fırsatçılık, bazılarının demokrasinin mabedi sayılan meclis çatısı altındaki ceylan derisi koltuklara oturmak, üst makamlara gelerek saltanat sürmek, devleti ele geçirmek için barlarda içkilerini yudumlarken planlar yapmak ve yüce dinimizin paraya tercih edilmesidir.
Fırsatçılık, yağan karın, yağmurun, esen rüzgarın ve boranın ganimete çevrilmesidir. Yol geçen yerlerin kenarındaki arazileri önceden kapatmak, ormanı yakıp arazi açmak, mal stoklayarak piyasada yok sattırılmasıdır. Çocukları kandırarak bağımlı yapmak, halka çeşitli vaatlerde bulunarak parasını kapmak, hükümetin zaafından faydalanarak vergi  elektrik su ve doğal gaz borçlarının ödememesidir.
Fırsatçılık, devlet ihalelerini ucuza kapatmak, ihale verilenlerden rüşvet alınması, Siyasilere arkadaşlarını gammazlayarak makamdan attırıp o koltuğu kapmak, lidere biat edip yağcılık yaparak siyasi makam elde edilmesidir. Denetimsizlikten faydalanarak insanları zehirleyen merdivenaltı üretim yapmak, serbest piyasa ekonomisi diyerek üçe alınanın beşe satılmasıdır.
Fırsatçılık, petrol fiyatları yükselirken zam yapıp düşünce zamları geri almamak, çalışana yüzde üç zam yaparken piyasaya yüzde yirmi zam yapmak, kur yükselmelerinde ve düşüşlerinde Türk lirasını hep düşürerek bazılarının haksız kazanç elde etmelerinin sağlanmasıdır. Hırsızlığı, gaspı ve zinayı suç olmaktan çıkararak insanların beleşçiliğe özendirilip, ahlak değerlerinden kopmasının sağlanmasıdır.
Fırsatçılık, yandaşlar beslenirken, diğer tabir ettikleri vatandaşların açlığa ve ölüme mahkum edilmesidir. Kafaların arkasındaki düşüncelerini halkın isteğiymiş gibi uygulamaya konulmasıdır. Türk ülkesinde Türklüğü yok kabul ederek Türk olmayanlara ülke imkanlarının peşkeş çekilmesidir. Uydurulan sözde örgütlerle sesi çıkanların imiğini sıkıp susturarak sonrada zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkılmasıdır.
Fırsatçılık, işine geldiğinde yasaların korumasına sığınıp, gelmediğinde yasaların çiğnenmesidir. Güç kullanımıyla insanlar üzerinde baskı oluşturup halkın yılgınlığa sürüklenmesidir. Teröre göz yumup azgınlaştırılarak, oluşturulan baskılarla halkın istenilen yönde kabullenmelere zorlanmasıdır. Yasalardan almayan güç kullanımıyla, kurum ve kuruluşlarda oluşturulan baskılarla halkın beynini yıkayarak yönlendirmesidir.
Fırsatçılık, elinde güç olanların güçsüzlere karşı uygulamasıdır. Kimisi bu gücü siyasetten alırken kiminin paradan, kiminin de inanç sömürücülüğünden ve ideolojilerden elde etmesidir. Anılan güçlerin halk üzerinde baskıya dönüşmesi ise ancak geri kalmış veya bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de yapılır olmasıdır.
Fırsatçılık, yok edilmesi gereken bir mikroptur. Yolları ise öncelikle yasaların yeniden gözden geçirilmesi, halkın aleyhine ve siyasilerin lehine olan kısımlarının atılmasıdır. Var olan yasaların uygulamasında taviz vermeyip yeterli olmayan yerlerde yeni yasaların çıkarılmasıdır. Dinin siyasete ve çıkara alet edilmesinin önüne geçilmesidir. İdeolojilerin halkın yararına kullanımının önü açılıp aleyhine olanlara dur denilmesidir. Hukukun güçlünün değil haklının yanında olmasının sağlanmasıdır.
Fırsatçılığın önlenmesi, o ulvi mabedin çatısı altında bağırıp çağırdıktan sonra hangi şirketi kuralım, nereyi kapatalım veya yandaşlarımızı nasıl koruyalım diye kol kola girmek değildir. Kendileri sırça köşkte yaşarken ideolojimiz şunu emrediyor diyerek insanların ölüme gönderilmesi olmamalıdır. Hele de ütüsüz pantolon giyip her kelimesinde Allah diyerek elinde doksan dokuzluk tespihle dolaşıp sömürü yapmak hiç değildir. Fırsatçılığın panzehirinin en önemlisi ise halkın uyanarak fırsatçıları iyi tanıyıp onlara fırsat vermemesidir.  

Yazarın Diğer Yazıları