Futbolun balıkçısı Bora Öztürk

Beşiktaş'ın sembol isimlerinden Bora Öztürk'ü 6 Ağustos 1997'de kaybetmiştik. Hayata veda ettiğinde henüz 42 yaşındaydı. Adanaspor'da oynarken gol kralı olan futbolcu aktif sporculuğunu 15 yıl sürdürdü. 7 sene de genç millî takımlarda hocalık yaptı. 16 yaş ekibimizin Avrupa Şampiyonluğu'nu elde edişi onun ve Türkiye'nin ilklerindendi.

Bora'nın diğer özelliği ise Rumeli Kavağı'nda çok şirin bir balıkçı lokantasının olmasıydı. Bu nezih yere aileler başta herkes büyük ilgi gösterirdi. Beşiktaş taraftarı güvenlik mensuplarıyla pek çok gazeteci buraya sıkça uğrarlardı. Bu konuda benim kılavuzum merhum Emniyet Müdürü Vedat Cem'di. Hukuk mezunu bir polisti. İstanbul Siyasi Şubesi'ne komiser yardımcısı olarak girip, müdürlüğüne kadar yükselen tek isim oldu. Bunun dışında Balıkesir'den Eskişehir'e kadar önemli görevlerde bulundu. Beşiktaş tutkusunu anlatmaya kalksam koca bir kitap olur. İki dönem Beşiktaş yönetim kurulunda görev aldı. Süleyman Seba'nın başkanlığında en popüler isimdi. Emeklilikten sonra, vefat edene kadar Divan Kurulu'nda Genel Sekreterlik yaptı. Vedat Cem, İstanbul'un efsane Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın ekibinde yer aldı. Daha sonra da Ünal Erkan ve Mehmet Ağar'ın takımında çalıştı. Yeri geldi Ağar'a da bir parantez açalım. Galatasaraylı Mehmet Ağar'la ilgili de epey anım var. O da Bora'nın müdavimlerindendi. Genelde Ünal Erkan'la birlikte uğrarlardı. Bir gün polis merkezi kritik bir anons geçti. Ünal Bey, şoförüne "Şu Mehmet'i hemen bul" dedi. Ardından ekledi; "Önce dışarıya bak. Orada bebeler var. Mutlaka onlarla oynuyordur". Hakikaten biraz sonra kucağında bir minikle Ağar çıkageldi. Onun çocuk sevgisini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Hâlâ aynı insancıl Mehmet Ağar. Hemen her yer ve ortamda mutlaka bir bebek yakalar. Herkes mutlaka çocukları sever ama onunki bambaşkadır.

Bir başka efsane emniyetçi-vali Ünal Erkan'ın en sevdiği yerlerin başında da Bora'nın lokantası gelirdi. Ünal Ağabey işareti çaktı mı, toplan borusu yerine geçerdi. Maksat yemek-içmek değil, muhabbetti. Aslında futbol ve Beşiktaş'tı. Onca operasyon arasında muzurluklara mutlaka yer bulunurdu. Buna hâlâ hayret ederim.

Sinan'ın plakası

Şükrü Gürler İstanbul Trafik Müdürü oldu. Bir gün plaka dağıtımında sıranın BJK harf grubuna geldiğini müjdeledi. Öncelik Beşiktaşlı futbolculara tanındı. Kaleciden yedeklere kadar sıralama yapıldı. İlk anda oynadığı mevki yüzünden en kısmetli gözüken Sinan Engin'di. Sahada 11 numara giyiyordu. Otosunda ise 34 BJK 11'i taşıyordu. Sinan bu, gece hayatında da ünlü. Bu afili plakaya önce bayram etmişken sonra onun yüzünden "yakalanmalar başladı". Vedat Cem de BJK grubundan birini aldı ama aklı Sinan'ınkinde kaldı. Ekip hemen tezgahı hazırlamaya başladı. Sinan Engin'e devamlı markaj uygulandı. "Plakan damgalı eşek gibi. Seni çetrefilli yerde gören Süleyman başkana ispiyonluyor. Yakında ebeni kovalayacak" fasıllarına geçildi. Bu kumpastan iyice korkmaya başlayan Sinan sonunda plakasını Vedat Cem'e devretti. Alelade bir rakam ve harf grubuyla gece işlerini sürdürdü. BJK 11 yüzünden bu kez Vedat'ın başı derde girmeye başladı. Bir gece otonun dört bir yanını tornavidayla çizdiler. Tesadüf mü değil mi bilmiyorum ancak o gün Beşiktaş, Fenerbahçe'yi 2-0 yenmişti. Oy birliğiyle "bunun bir intikam hareketi" olduğuna karar verdik.

Size ilginç bir şey söyleyeyim mi o harf grubundan biri de bana ayrılmıştı; 34 BJK 89. Anında reddettim. İşin holiganizme dönüşeceği konusunda hiç tereddüdüm olmadı. Tahminin birebir gerçekleşti. Dönem Gordon Milne dönemi. Beşiktaş, Fenerbahçe'yi her yer ve şartta yeniyordu. Kanarya taraftarları da BJK plakalarını halledip durmaya başladılar. Bana "enayi" ya da "al da sat" diyenler bile sonradan tebrik ettiler.

Anıldı

TRT Spor'da bu haftaki Orhan Ayhan'la programının Bora Öztürk'e ayrılması gördüğünüz gibi beni nerelere götürdü. Bir başka balıkçı ve Beşiktaş'ın sembol isimlerinden Samet Aybaba da Bora'yı anlattı. Samet'in diğer özelliği Bora'nın kamplarda oda arkadaşı olmasıydı. O bitirdi Rasim Kara başladı. Merhumun özelliklerinden söz etti. Stüdyodaki konuk Ulvi Güveneroğlu rahmetli Bora'dan övgüyle bahsedenlerdendi. Ulvi'yi bilmeyenler için yazayım. Beşiktaş'ta tam 406 maç forma giymiştir. Burada Rasim Kara'ya ayrı bir yer vermek istiyorum. Kara hayatı boyunca olumlu tavrıyla ünlenmiştir. Doğal yapısıyla daima olumludur. Her şeye güzellik penceresinden bakar. Rahmetli Bora Öztürk de bu sınıfa giren bir insandı. Bir kere daha rahmetle anıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları